Ülkemiz son birkaç haftadır mevsim şartları/normalleri gereği yoğun kar, yağmur ve buzlanma hadiseleriyle karşı karşıya.

Sizlerin de takip ettiği gibi nerdeyse tüm ülkede kapanan yollar, yolda kalan insanlar, birçok trafik kazası, yaralanma ve maalesef ölümler var.

Bu süreçte yaşanan mağduriyetin faturasını yağan kara, oluşan buza ve temizlik çalışmaları yapan karayollarına ve belediyelere kestik.

Peki vatandaş olarak biz üzerimize düşeni yapıyor muyuz?

Trafik konusunda ne kadar bilinçliyiz ve kurallara uyuyoruz?

Trafik kazalarının nedenleri ve nasıl oldukları incelendiğinde insan, yol, araç üçlüsü arasındaki ilişkilerin her birinin gizli ve açık kusurlarını ortaya koyarak irdelemesi gerekir. İnsan faktörü kazaların en önemli faktörü diyebiliriz.

Kazaya neden olan kişi veya kişilerin trafik kurallarına uymaması, emniyet kemerinin kullanılmaması, uykusuz yola çıkılması, takip mesafesini ayarlayamaması vb. nedenler insan faktörüdür. Trafik kazası konusunda yapılmış araştırmalara baktığınızda kaza oluş nedenlerinin büyük bir bölümünün insan faktörlerinden kaynaklandığını göreceksiniz.

Araç faktörü yönünden ele alındığında ise teknik arıza ve yetersizlikler ön plana çıkmaktadır. Aşınıp, ömrünü tamamlamış ve iç basıncı uygunsuz olarak kullanılan lastiklerin etkisi fren yetersizliği, aydınlatma yetersizliği, ve mevsimine uygun kullanılmayan lastikler vb. durumlar önemli yer tutmaktadır.

Çevre faktörüne ise kazanın oluşumuna yardım eden ortam/etki diyebiliriz. Bu etkiler, genel olarak yağmur, bulut, sis, kar, fırtına, tipi, hava kirliliği olabilir. Olumsuz hava şartları, karayolundaki yapısal kusurlarla birleştiğinde, sürücü kusuru ile birlikte kazaya sebep olur.

Ayrıca toplu yapılan ulaşımlarda(otobüs, tren, uçak ve servisler) özellikle yolcular tarafından emniyet kemerinin aktif ve doğru kullanılması can güvenliğimiz için son derece önemli ve gereklidir.

Bilinçli sürücü veya yolcu olmak için her şeyden önce; insana sevgiyi, hoşgörülü olmayı, kurallara kesinlikle uymayı ahlaki bir değer olarak görmek ve davranış haline getirmek zorundayız.

İyilik, sağlıkla kalın...