Semiha Sandıkçı

Semiha Sandıkçı

BÜLBÜLÜN FEDAKARLIĞI, PERVANENİN CESARETİ

Günün  birinde kalbi kırık, yalnız, biçare bir bülbül  güzel  mi güzel beyaz bir gülün  dibine düşmüş. Gülün  dibinde günlerini  geçirmeye  başlamış.Gül güzelliğinin  farkında, herkes ona hayran biliyor,kibrinden dimdik duruyor,göğe doğru yapraklarını açıyor. Bülbül gün geçtikçe  güle hayranlığı artıyor, kokusunda mest oluyor. Bülbülün aşkı büyüdükçe gülün dibine sokulmakta,yanaşmakta ona,varlığına  sığınmakta.Bu da yetmemiş sarılmış gülüne,gülün dikeni batmış etine,bir damla kanı düşmüş toprağa. O toprağa düşen kan damlası gülün rengine sirayet etmiş, gül  olmuş kan kırmızı. Bu hali daha da hoşuna gitmiş gülün, daha da dikmiş başını göğe. Bülbül gülün bu haline daha da hayran oluyor,aşkıyla dile geliyor,şarkılar söylüyor sevgiliye.O güzel sesden çıkan nağmeler hoşuna gidiyor gülün, o da sarhoş. Bülbülün aşkı büyüdükçe daha sıkı sarılıyor gülüne, dikenler daha da batıyor aciz bedenine,kanı su olmuş akmış, güle  can olmuş, renk olmuş. O kadar güzel olmuş ki gülün rengi bahçede eşi benzeri yokmuş. Bülbül gülün dibinde toprağa  bırakmış bedenini,aşkına vermiş canını. 

İmkansız olan,ulaşılamayan cazip gelir herzaman.Mümkün olmayanın kıymetidir onca şiiri yazdıran, şarkılara nağme olan,filimlere konu olan.Ne kavuşuyorsun ne de ayrılıyorsun sadece seviyorsun.Mecnun Leyla'sına,Ferhat Şirin'ine kavuşsaydı yüzyıllar boyu konuşulur muydu aşkları? Mecnun divane olur çöllere vurur muydu kendini?Ferhat içindeki yangınla deler miydi dağları? 
Pervanenin (kelebek)Şem'e (mum) aşkını da kısaca anlatmadan geçmeyelim.Şem görkemli, dimdik duran karşı konulmaz sevgiliyi temsil eder.Pervane şem etrafında dönmeye başlar, ateşinin ışığı büyüler onu.Her dönüşünde daha fazla yaklaşmak ister ama şem'in alevi izin vermez buna.Pervane döner  döner duygularına yenik düşer yaklaşmadan edemez ve kanadı şemin ateşine değer, yanar.Yanar da akıllanmaz,Şem'e ışık  veren ince uzun ipe ulaşmak ister,acısı biraz dinince engel olamaz kendine yine dönmeye başlar Şem'in çevresinde. Pervaneye sorsan;Şem'in ateşine kavuştuğu zaman yanmamıştır,o ateşiyle zaten uzaktan yakmıştır  onu.Şem eridikçe etrafına akan özü gözyaşı gibi çevreler eteklerini.Pervane o gözyaşlarına bırakır  bedenini,kaybolur şem'in gözyaşlarında.

Aşk bülbül gibi sevgilinin dikenine dayanabilmek,ona can olmak,can almak değil can vermek,pervane gibi ateşinde yanmak,yakmak değil.Bülbülün  fedakarlığı,pervanenin cesaretidir.Aşk belki bir şükür, sahiplenmek değil, uzaklığına da rıza göstermek. Aşk paylaşmaktır, fedakarlıktır,özlemektir,kaybetmekten korkmaktır,güvenmektir,vefadır,cefadır,susmaktır,derindir,gizlidir,sırdır,saftır. Cefadan  kast, şiddet  değildir. Affetmektir,kusurları görmemek güzellikleri görmektir. Çünkü bunları yapabilmek meşakkatli iştir. Sabretmektir,beklemektir,kıyamamaktır,kendini feda etmektir cefası. Aşkı sosyal medyada bulduklarında,daldan dala konanlara,aşk zannettileri şeyle evliliğe saygısını yitirenlere,cinsellikte,heveslerde arayanlara,aşkın ar ve namus perdesini yırtanlara,yasak olana aşk diyenlere  hatırlatma olsun..Bazen bu hikayeler ile anlatmak en naif ve etkilisi oluyor velhasıl. Ne demekti aşk,ne demekti sevgili hatırlanması gerekenlerden biri.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Semiha Sandıkçı Arşivi

KANIT

18 Aralık 2023 Pazartesi 13:57
SON YAZILAR