Sokak Manzaraları

    Bugünlerde ince noktalara takılıyorum. Aslında ince gibi görünen bir o kadar da önemli noktalar… Yaşantımızda önemsiz gibi görünen gündelik ayrıntılar… Düşündüğümüzde büyük sonuçlar, bedeller ödediğimiz…

      Hangi şehirde olursanız olun değişmeyen manzaralar vardır. İnsan sağlığının hiçe sayıldığı manzaralar ya da görüntü-gürültü kirlilikleri. Yere atılan çekirdek kabukları, izmaritler, çarpıklık ve daha nicesi.

    Dün gece havanın güzelliliğine dayanamayıp balkona çıktım ve sahilin ışıklarına, gecenin mavisine, rüzgarın sesine bıraktım kendimi. Belki de günün yorgunluğunu atmak istedim. İlk beş dakika süperdi ama sonra anladım ki insana beş dakikayı bile çok görüyorlar. Gecenin birinde adamın biri çıkmış ve avazı çıktığı kadar bağırıyor. Aklıma birden sebze ve meyve satıcıları geldi. Ne alaka demeyin. Şimdilerde çok fazla yok fakat birkaç yıl öncesine kadar yoğun bir şekilde sokaklarda sabahın kaçı olursa olsun satış yapabilmek adına hoparlörden bağıran satıcıları hatırlayın. Birçoğumuz güzel tatlı uykumuzda o sesi duyduğumuzda sinir olurduk. En azından ben olurdum. İşte dün gece aynı sinir durumunu yaşadım.
 
    Yaz dönemi sahile gitmek hepimizin haz duyduğu bir şeydir. Yürüyüş yapmak ya da hava almak için çıktığımız gezinti. Fakat değişmeyen bir manzara vardır yere atılan çekirdek kabukları. Türkiye" nin neresine giderseniz gidin değişmeyen bir manzaradır bu. Bir de en çok dikkati çeken kırık yıpranmış banklar! Samsun bu işe çare bulmuş gibi gerçi. Hafta sonu sahilde bir tur atmak istedim. Cumhuriyet meydanından direk sahile inen yolda önce ne olduğunu tam kestiremediğim bir çeşit uzantı gördüm her biri ayrı renk. Garip bakışlarla acaba oturma yeri mi dedim içimden. Sonrasında da otursan da yaylanırsın sanırım bu oturakta dedim ve geçtim sahile. Geri dönüşte tekrar kendimi alamadım o tarafa bakmaktan. Tam tahmin ettiğim gibi insanlar oturmuş bir güzel yaylanıyor o oturak vari banklarda. (Bu kelime pek uymadı sanırım ama ne yazık ki bir isimlendirme yapamadım varsa da ben bilmiyorum. Mazur görün.)

    Sokak manzaralarına takıldım. Takıldıklarım sadece bunlar değil. Bir de simit satanlar var. Samsun Sağlık Merkezi olacak söylemlerini hatırlarız bu yönde çalışmalar var. Sağlıklı yaşamayı sokaklarımıza indirmeliyiz öncelikli olarak bence yapılması gereken budur. Sağlıklı yaşam diye mücadele edenler öncelikle sokaklardan başlamalı. İşte sokaklarımızdan değişmeyen bir manzara daha size.  Simit satıcılarının birçoğu hala eldiven kullanmıyor ve uygunsuz şartlarda simit satışı yapılıyor. Sağlığımız açısından ne kadar zararlı olduğunu açıklamaya gerek yok sanırım hepimiz biliyoruz.
  
    Samsun" da ya da bir başka şehirde kent turu yaptınız mı hiç? Yani yaşadığınız şehrin bilinmedik mahallerini merak eden ya da bilen kaç insan var duyarlı? Ayşe teyzenin yaşadığı mahalleyi bilen? Mehmet amcanın kağıt toplarken kaç gecesini uykusuz geçirdiği ve onları satmak için çabasının farkında olan? Sokakta yaşayan çocukların yaşadıklarını düşünüp bir çözüm bulmaya çalışan? Evinden atılan bakıma muhtaç ve sokaklarda geçimini sağlayan yaşlı insanları düşünen? Saymakla bitmiyor değil mi sokak manzaraları?
    21. yüzyılda olmamıza rağmen değişmeyen birçok manzara… 
   
                                                                                             

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yeşim Akar Arşivi
SON YAZILAR