‘’LOVE BOMBING’’ MAĞDURU BİR KADIN BERGEN

‘’LOVE BOMBING’’ MAĞDURU BİR KADIN BERGEN

Bergen’in 33 sene önce bir katil tarafından bedenen hayatına son verilmesinin ardından geçtiğimiz
günlerde biyografisinin vizyona girmesiyle beraber konuyla ilgili birçok başlık atıldı. Mart ayının
içerisine hem 8 Mart tarihinin denk gelmesi hem de filmin vizyona girmesiyle beraber ben de bu
hafta yazmış olduğum içeriğe başka bir yerden bakabilelim istedim.
Genellikle romantik ilişkilerde ilk tanışmalar kişilere kendini ayakları yerden kesici, eğlenceli ve
heyecan verici duygularla gösterir. Birinin size sevgisini, hayranlığını yoğun bir şekilde göstermesi
ise özellikle yeni bir ilişkinin başlangıç aşamalarındayken canlandırıcıdır.
Ancak aşk bombardımanı başlığı ne yazık ki başka bir hikayeye kucak açıyor. Başlığın içerisine
yerleşmiş olan aşk kelimesi ise sizleri yanıltmasın. Aşk kelimesi ne yaşananları, ne yaşatılanları ne
de yaşatılacak olanları gölgeleyemiyor. Aksine sağlıklı olanın ayrımına varmayı sanıyorum daha da
zor bir hale getiriyor.
Araştırmalarda ‘’love bombing’’ olarak karşımıza çıkan başlık romantik ilişkinin başlarında bir
bombardıman şeklinde partner tarafından gösterilen aşırılıkları temsil ediyor. Aşırı ilgi, aşırı sevgi, aşırı
değer gösterme, aşırı değer görme isteği, sık sık gönderilen lüks hediyeler, sürekli olarak partneri övme ve
geleceğe yönelik yapılan umut vadeden planlar… Bu manipülatif partner sizi tam anlamıyla sevgi dolu
sözler ve eylemlere boğuyor demektir. İlişkide hedeflenen mesafe kat edildikten sonra ise her şey birdenbire
tam tersine dönmeye başlar. Bu büyüleyici sürece maruz kalan taraf ise bağımlı hale gelir ve kişi ilişkinin
devamında tüm olumsuzluklara rağmen ilişkiyi bitiremez ya da bitirme süreci oldukça uzar. Bu yıpratıcı ve
manipülatif süreç kişinin psikolojik sağlığına zarar vermeye başlayarak, özgüvenini kaybetmesine sebep
olabilir. Peki bir ilişkide love bombing olduğunu nasıl anlayabiliriz?
Öncelikle bu kişilerin normalin dışında çok daha yoğun, aşırıya kaçan, abartılı yaklaşımlarını
gözardı etmemek ve bu tabloyu doğru değerlendirebilmek çok kıymetlidir. Klasik aşk
bombardımanı yaklaşımına bazı örnekler verecek olursak bu kişiler sık sık güveninizi ve sevginizi
kazanmak için etrafınızda daha fazla vakit geçirmeye odaklanırlar. Kullanabilecekleri bazı yaygın,
abartılı ifadeler genellikle şunları içerir:
"Senin hakkındaki her şeyi seviyorum."
"Senin kadar mükemmel biriyle hiç tanışmadım."
"Birlikte vakit geçirmek istediğim tek kişi sensin.”
"Birlikte olmak için doğduk."
"Tanışmamız kader."
"Beni herkesten çok sen anlıyorsun."
"Biz ruh ikiziyiz.”

makale-resimli-2.jpg
Bu ve benzeri cümleler birçok ilişki içerisinde yer bulabilir. Açıkcası kendi başlarına bu ifadeleri
kullanmak zararlı değildir ancak bu ifadeleri kişilerin genel davranış bağlamının yanı sıra daha
geniş bir bağlamda değerlendirmek gereklidir. Romantik ilişkilerin başlangıcında sürekli iletişim
halinde olma isteği normallik gösteriyorsada, telefon görüşmelerinin yoğunluğu, peş peşe gelen
mesajlar sosyal medya üzerinden arama, sürekli ne yaptığınızın takibi ve bunlarla ilgili hızlı
geribildirimlerde bulunmaların neticesinde bu yaşanan iletişim tek taraflı hissediliyor ve giderek
şiddetini arttırıyorsa bu ciddi bir alarm olabilir. Bunların yanı sıra partneri hediyelere boğma, lüks
yaklaşımlarda bulunma (örneğin düzinelerce çiçek ve gül buketleri, pahalı takılar, tatil hediye etme)
hediyeleri reddetmeyi kabul etmemek gibi tutum ve davranış içerisinde olan abartılı jestleri içerir.
Kendini sözde sevginin altına saklamış, masummuş gibi görünen tüm bu eylemler ise hakikatte size
kendinizi karşı tarafa borçlu hissetmeniz için verilen bir çabanın ürünüdür. Dikkatinizin tamamiyle
kendilerinde olmasını isterler, odağınızın kendisinde olmadığını düşündüğü durumlarda
öfkelenebilirler. Başka kişilerle olan iletişiminizde tepkisel, sorgulayıcıdırlar. Birbiriniz için
yaratıldığınıza dair ikna etmeye yönelik söylemler içerisinde olurlar. Romantik bir film tadında olan
yaklaşımları evlenme isteği ya da beraber yaşama teklifi ile kendini gösterebilir. Sizi bir şeyler
yapma konusunda acele ettirirler ve gelecek planları yaparak sizi her aşamaya dahil ederler. Tüm bu
kendilerince sergiledikleri baskıcı romantik nüanslara tarafınızca sınır konduğunda ise üzgün ya da
sinirli bir tavır sergilerler. Halbuki gerçek aşk fikirlere ve sınırlara saygı duyma eğilimindedir. Sizi
gerçekten umursayan bir partner isteklerinize saygı duyacak ve geri çekilecektir. Sizi gerçekten
seven, değer veren birey sizlere travmalarınızı, olumsuz yaşam deneyimlerinizi hatırlatmak yerine
olumlu duygularınızı besler ve büyütür. Yaralarınızı sarıp sarmalamaz ancak olumsuz
düşüncelerinizle baş edebilme mekanizmalarınızı destekler. Bergen’in hikayesinde gerek geçmiş
yaşamın izleri, zorlu hayat koşulları Bergen’i kendini sarıp sarmalayacak, yaralarını saracak,
eksiklerini kapatacak, içinde oluşan boşlukları dolduracak bir partner arayışına sürükledi. Doğru
zamanda yanlış kişi olan katili ise genç kadının hayat yolculuğunun sonu oldu. Yazının başında da
belirttiğim gibi yaşamı bedenen son bulan Bergen’in hikayesini anlamlı kılan belki de en önemli
doku hikayesini sesine yansıtabilmiş olmasıdır. Ve benzer şekilde olan nice hikayelerin sesi olarak
desteğini bugün bile hissettirebilmesidir.

makale-resimli-3.jpg
Toksik bir ilişkinin ve toksik bir partnerin pençesine takılmak tıpkı seneler içerisinde hava kirliliği,
nem, rutubet, tere maruz kalarak kararmış gümüş bir bileklik gibidir. Yaşamın kendisi gibi… Bizler
gibi… Yaşamın içerisinde ki ilişkilerimiz gibi… Kişiyi bir adım bile ileriye taşıyamayan, kendinizi
kötü hissetmenize neden olan, sağlığınızı, sosyal yaşantınızı, işinizi, ilişkilerinizi zedeleyen,
ruhunuzu hasta eden ilişkiler… Tıpkı bir gümüşün kararmasına sebep olan ‘’hava kirliliği, nem, ter,
rutubet’’ gibidir. Umuyorum her zaman bir seçim şansınız olduğunu unutmaz, kendinizle,
diğerleriyle kurduğunuz ilişkide sevginin, değer görmenin özünü hiçbir zaman gözardı etmez,
sağlıklı varoluşunuza iyi gelen ilişkiler inşa edebilirsiniz.
Sevgi ile kalın…
Uzman Psikolog Berra Alkan

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Berra ALKAN Arşivi
SON YAZILAR