KURANDAN MESAJLAR

ÜZEYİR A.S. IN KISSASI VE ÖLÜMDEN SONRA DİRİLİŞ

   Kuranı Kerimin bir çok yerinde ölümden sonra dirilişin varlığından söz edilirken, imanın şartlarından birisinin ölümden sonra tekrar dirilmeye inanmak olduğu hepimizin malumudur. Bu konuda insanlardan bir kısmı şüpheye düştüğü gibi, Peygamberlerin kalbinde de soru işaretleri olmuştur. Kuranı Kerim"de zikredilen kıssaların zikrediliş nedeni insanların bu kıssalardan hisse alıp, geçmiş ümmetlerin düştüğü hataya düşmemeleridir.

            Ölümden sonra dirilme konusunda Kehf suresinde anlatılan mağaradaki insanların köpekleri ile birlikte 309 yıl ölü kaldıktan sonra dirilmeleri hadisesinin dışında bir çok buna benzer olay zikredilmektedir.Bu gün Üzeyir A.S. ın kıssasını ele alacağız, bazı kaynaklar bu kıssanın Hazreti İbrahim2e ait olduğunu da belirtmekle beraber müfessirlerin büyük bir kısmı bu konuda Üzeyir A.S. dan yana tavır koymaktadırlar.Bakara suresinin 259. ayeti celilesinde anlatılmakta olan kıssaya göre Üzeyir A.S. azığını almış, eşeğine binip, yolda gitmekte iken evleri yıkılmış, harabe hal,ne gelmiş, yaşayan insanlardan hiç birisi sağ kalmamış bir kasabaya geldiğinde, burada yaşayan insanların nasıl dirileceği aklına gelip, düşünmeye başlamış, bu arada uykusu gelip uyumaya başlamış ve Cenabı Hak onu öldürmüş, aradan tam yüz yıl geçtikten sonra dirilmiş. Yiyecekleri hiç bozulmamış, ancak eşeği çürümüş, sadece kemikleri kalmış, yıkık, virane olan kasaba da imar edilmiş. Üzeyir A.S. bir gün veya az daha fazla bir zaman uyuduğunu sanmış, bu kanaate varma nedeni yiyeceklerinin bozulmamış olmasıdır, ancak eşeğinin durumunu görünce gerçek durumu anlamış. Böylece ölümden sonra yeniden dirilmenin hak olduğuna iman etmiş.

            İnsanoğlu yaratıldığı günden itibaren ölümün hak olduğu gibi dirilmenin de hak olduğuna iman etmiştir. Zira tüm kutsal kitaplarda ve dinlerde ölümden sonra tekrara dirilişin olduğu anlatılmaktadır.Burada üzerinde durulması gereken asıl konu ölüme inanıldığı gibi, ölümden sonraki hayata da inanmanın gereğidir.Tevhit akidesine inanmayan insanlar tek dünya görüşüne sahip olduklarından, diriliş olayına inanmazlar, onlar için ölüm her şeyin sonudur, ama tevhit inancına sahip olan  herkes bu dünyanın fani olduğunu, gerçek dünyanın ebedi dünya olduğunu bilirler, bu nedenle yaptıkları her işin mutlaka  hesabını vermek zorunda olduğunu bilirler. Biz İslamla müşerref olmuş kulların en büyük avantajı bizlerden önce yaşamış olan ümmetlerin yaşadıklarını Yüce Kitabımızdan öğrenip, onların düştüğü hataya düşmeme fırsatını yakalamış olmamızdır.Ne mutlu her iki dünyada mutluluğu yakalamış olanlara. Kalın sağlıcakla

           

HADİSLERDEN  BİR DEMET

           

DUALARIN  ALLAHIN HUZURUNDAKİ YERİ

 

  Materyalist düşünce yapısına sahip olan insanlar Duanın varlığına inanmazlar, hatta bazen yapılan dualarla dalga geçerler. Bizim Dinimiz Nakil Dinidir, yani Allah ve Resülünden bizlere aktarılan bilgiler doğrultusunda inanmak ve onlarla amel etmek zorundayız. Şurası da muhakkak ki Dinimizin emrettiği her şey bizlerin lehine, yasakladığı her şey de aleyhinedir.Bazı konuları mantığımız almayabilir, bu Rabbimizin bize emrettiğinin eksikliği anlamına gelmediği gibi, tam aksine onda bulunan hikmete biz kulların aklının eremediğidir. Hazreti Ali Dinimiz mantık dini olmakla birlikte her yaptığımız ameli mantığımızın anlama şansı yoktur, zira abdest alırken mestlerimizin üzerine mesh ediyoruz, halbuki ayaklarımızın üzeri değil, altı kirlenmektedir. Demek ki her yaptığımız ameli mantığımızın idrak etme imkanı yoktur.

            Hadisi şerifler bir çok kategoriye ayrılır, ravilerin sağlamlığına göre mütevatir, sahihi hasen, mevzu gibi bölümlere ayrılırken söyleyeni bakımından da ikiye ayrılır. Hazreti peygamberin söylediği kelamlar hadisi şerif olarak değerlendirilirken, Kelamı Allah tarafından bildirilip, sözü Rasulullah tarafından söylenen Hadislere kutsi hadis denilir.Kutsi Hadisler bir anlamda Allah Kelamıdır.Bugün bir kutsi Hadisi şerifi ele alacağız. Peygamber efendimiz Allahu tealadan rivayet ederek şöyle buyurmuştur; Ey Kullarım zulmetmeyi kendime haram kıldığım gibi sizlere de haram kıldım.Binaenaleyh biri birinize zulmetmeyin.

            Ey kullarım Benim doğru yola ilettiklerimin dışında hepiniz dalalettesiniz.Binaenaleyh benden hidayet isteyiniz size hidayet edeyim.

            Ey Kullarım Benim doyurduklarımdan başka hepiniz açsınız. Benden yemek isteyiniz ki sizi doyurayım.

Ey  kullarım Benim donattıklarımdan başka hepiniz çıplaksınız, benden libas isteyiniz ki sizi giyindireyim.

Ey kullarım Gece, gündüz günah işliyorsunuz, ben de sizleri yargılıyorum. Benden mağfiret dileyin ki sizi affedeyim.

Ey kullarım bana ne zarar vermeye gücünüz yeter, ne de yarar vermeye gücünüz yeter. İşte bu yüzden bana yararınız da dokunmaz.

Ey kulların Sizden evvelkiler ve sonra gelecekler, bütün ins ve cin, en mükemmel insanın duygularını taşısalar bile benim mülkümde en küçük bir şey artmaz.

Ey kullarım bütün ins ve cin, sizden evvelkiler ve sonrakiler bir yere toplanıp, benden hacet dileyecek olsalar, ben de bütün isteklerini yerine getirsem ancak benim mülkümden iğne denize daldırıldığında denizden alacağı kadar azaltır  

Ey kullarım ancak sizin için amellerinizi saklar, eksiksiz olarak ecirlerini veririm. Şu halde iyiliğe nail olanlar Allah"a hamd etsiz. Bir kötülükle karşılaşanlar ise kendilerinden başka kimsede kabahat aramasın.

Bu kutsi Hadisi şeriften de anlaşılacağı gibi, biz kullar ne yaparsak yapalım sadece ve sadece kendimize yaparız. Yapacağımız her iyiliğin de, kötülüğün de ecrini Rabbimiz verecektir.Biz kullar Rabbimizden ne istersek bizlere onu vereceğini de müjdeliyor. İyilik isteyene, iyilik, kötülük isteyene de kötülük vereceğini beyan etmektedir. İdrak etmekte olduğumuz üç aylarda Rabbimizden bol miktarda güzellikler isteyip, her iki Cihanda mutlu olan kulların zümresine ilhak eylemesi temennisi ile kalın sağlıcakla

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cuma Köşesi Arşivi
SON YAZILAR