ÜÇ AYLAR VE MÜBAREK GECELER

Çocukluğumdan beri merak ettiğim konulardan birisi de Kuaranı Kerimde adı geçen ve Yüce Rabbimiz tarafından değer verilen Mübarek aylar, mübarek geceler ve Allah"ın üzerine yemin ettiği meyveler, dağlar ve zaman mefhumlarıdır.Bu konuda yazılmış bir çok eser olmakla birlikte kronolojik açıdan ve Kuranı Kerimin inzal ediliş şekline göre bir değerlendirme yapacak olur isek karşımıza hoş bir  tablo çıktığını rahatlıkla görebiliriz. İsterseniz bu anlattıklarımızı biraz daha detaylı olarak izah etmeye çalışalım.

Yüce Rabbimizin değer verdiği ayların başında olan Recep, şaban ve Ramazan aylarından Recep ayının Rahmet, Şaban ayının Mağfiret, Ramazan ayının ise Bereket ayı olduğu rivayet edilmektedir.Recep ayının Rahmet ayı olmasının bir çok esprisi vardır, öncelikle yılın geri kalan aylarında günah işleyen biz kullarına Allahu Teala ilk önce Rahmet kapılarını açıyor ve diyor ki; Yok mu Rahmet isteyen vereyim. Şayet bu emri ilahinin farkına varıp, ondan istemesini bilirsek Rahmet kapılarını açıp, oluk, oluk akıtmaya başlıyor. Ardından Şaban ayına girildiğinde yapılan tövbelerin affı için Rabbimize müracaatta bulunup, affedilmemizi  istediğimizde bu kez Rabbimiz Mağfiret musluklarını açıp, ondan af dileyen kullarını affediyor, böylece Rahmetle başlayan manevi operasyon, ardından mağfiretle devam ediyor. Ardından Ramazan ayı geldiğinde Rabbinden rahmet ve Mağfiret isteyen kulları için Bereketlenme dönemi başlıyor.Bir yandan Rahmet kapılarının açıldığı Recep ayında Rabbine müracaat eden kullar için Rahmet kapılarını açan Yüce rabbimiz ardından Şaban ayının gelmesi ile birlikte Mağfiret musluklarını açarak devam eden manevi akıma Ramazanla birlikte hem maddi açıdan, hem de manevi açıdan Bereketlenme ile süsleme yapılarak, yüce Rabbimiz Bayramla birlikte yeniden dünyaya gelmiş gibi bizleri tezyin ediyor.

On iki ayın içerisinde Rabbimizin özel değer verdiği üç aylar olduğu gibi, üç aylar içerisinde de Rabbimizin özel olarak değer verdiği kandil geceleri vardır, bunlar Regaip kandili, miraç kandili, Berat kandili ve Kadir gecesidir. Regaip kandili üç ayların başlangıcına denk gelen ilk Cuma gecesi olması hasebi ile adından da anlaşılacağı gibi rağbet edilen bir gecedir. Bu gece Rabbine müracaatta bulunan biz kullarının dileklerinin kabul edileceğini, günahlarının affedileceğini Rabbimiz bizlere ifade etmektedir. Regaip kandili ardından gelen miraç kandili Peygamber efendimizin Yüce rabbimiz ile buluştuğu çok özel bir gece olup, kılmakta olduğumuz beş vakit namaz müminlere burada müjdelenmiştir.Eskiden kendi, kendime derdim ki bu nasıl müjdelemedir ki her gün beş vakit namaz kılacağız, daha sonra namazın lezzetini alınca onun ne anlama geldiğini, bizleri hangi kötülüklerden koruyup, hangi güzelliklere ulaştırdığını bizzat müşahade edince  olayın ciddiyetini ve güzelliğini anlayıp, Namaz ibadetinin gerçekten bir müjde olduğunu idrak etme imkanım oldu.Berat kandiline gelince Recep ayı ile başlayan manevi iklimden istifade etmesini bilen kullar için yaptıkları ibadetlerin kabulü ile birlikte Rableri katında Berat ettiklerinin ifadesi anlamına gelen Berat gecesi Rabbimiz tarafından çok değer verilen bir gece olarak bizlere ihsan edilmiştir.Üç ayların son kandil gecesi olan Kadir gecesi için Yüce rabbimiz bir Surei Celile inzal buyurarak ona verdiği değeri bizlere göstermektedir.Surei Celilede Kadir Gecesinin bin aydan daha hayırlı bir gece olduğunu, Kuranı Kerimin bu gecede dünyaya indirildiğini ve o gece tan yeri ağarıncaya kadar rahmet, bereket ve mağfiret kapılarının sonuna kadar açık olduğunu bizlere beyan buyurmaktadır.

Mübarek aylar ve geceleri şu şekilde değerlendirmek gerekir; Bizler için evlilik, doğum, ölüm gibi günlerin önemi ne ise Rabbimiz için de mubarek ayların ve gecelerin önemi odur.Zira Bu üç aylar içerisinde en önemli olaylar meydana gelmiştir. Kuranı Kerim bu aylarda yeryüzüne inzal olmuş, Peygamber efendimiz bu aylarda Rabbi ile buluşmuş, Namaz bizlere bu aylarda müjdelenmiş, bir çok maddi ve manevi olay bu aylarda gerçekleşmiştir. İşte bu sebeplerden ötürü Rabbimiz bu aylara ve gecelere özel bir değer vermektedir. Bizler de bu fırsatı değerlendirip, almamız gereken manevi feyiz ve bereketi alabilirsek ne mutlu bizlere. Yüce Rabbim bu ayları hakkı ile yaşayıp, istifade eden kullarının zümresine ilhak eylemesi temennisi ile hoşça kalınız.

 

****

 

                                   HADİSLERDEN  BİR DEMET

                        YÜCE ALLAHIN ÜÇ KİŞİYİ İMTİHANI

Allahu Teala biz kullarına bazı musibetleri vermesinin asıl nedeni bizleri imtihan etmek istemesidir, aksi halde istese her insanı aynı güzellikte, aynı renkte ve aynı boyda yaratabirdi.Bazı insanları kör, bazılarını dilsiz, bazılarını ise farklı bir şekilde sakat yaratması tamamen bir imtihanın yansıması olduğu muhakkaktır.Şayet bu imtihanı başarı ile geçebilirsek büyük mükafatlarla karşılaşacağımız da yine Rabbimizin bizlere vaadidir. Bu günkü sohbetimizde Ebu Hureyre radıyellahu anh"dan rivayet edilen bir Hadisi şerifte Yüce rabbimizin üç insanı nasıl imtihan ettiğini sizlerle paylaşacağız.

İsrailoğullarından ala tenli, kel ve kör üç kişi varmış, Yüve Allah bunları imtihan edip,

Kendi yanındaki yerlerini tespit etmek için onları bir imtihana tabi tutmuş.Bunlara bir melek göndererek Allah"tan ne istediklerini sordurmuş, ala tenli olan ten renginin değiştirilip, kendinse bir deve verilmesini talep etmiş, kel başına güzel saç ve bir inek istemiş, kör ise gözlerinin görmesini ve bir de koyun istemiş. Yüce Allah bu taleplerini kabul edip, önce ala tenlinin rengini değiştirip, birde hamile dişi bir deve vermiş ona, kelin başına istediği saçı bittirip, bir de yüklü bir inek verdirmiş ona, köre ise yavrulu bir koyun verip, gözlerini açmış. Bu üç kişinin hayvanları çoğalmaya başlamış, aradan yıllar geçince her üçünün de çok büyük sürüleri olmuş. Yüce Allah ilk önce ala tenlinin yanına eski haline bürünmüş olarak melek gönderip, yolda kaldığını ve çok zor durumda olduğunu, bir deve vermesi halinde çok memnun olacağını, Allah rızası için bir deve vermesini söylemiş. Ala tenli verecek çok insan olduğunu, vermeye kalkması halinde sürülerinin biteceğini söyleyince eski suretine bürünmüş olan melek ona elinde bulunan malı Allah"ın verdiğini, onun rızası için bir deve vermesi gerektiğini hatırlatınca sürünün atasından, babasından geldiğini söyleyip, reddetmiş. Melek daha sonra kel olup, kelliği Allah tarafından giderilene gidip, onun eski suretine girerek ondan bir inek istemiş, o da bir önceki gibi reddedip, malların kendisine babasından kaldığını, bu yüzden onlardan kimseye vermeyeceğini söylemiş.Melek onun yanından da uzaklaşmış ve kör olan vatandaşa gitmiş, yine onun eski haline bürünüp, gittiğinden ona eski halini hatırlatıp, bir koyun istemiş, kör olup, Allahın lutfu ile iyileşen demiş ki şu sürüden dilediğini alabilirsin, dilersen sürünün tamamını da alabilirsin, zira bu sürü bana Rabbimin ikramıdır, O"nun rızası için her şeyi yapmaya hazırım. Bunun üzerine melek hiçbir şey almaksızın ona bunun Rabbinin bir imtihanı olduğunu, diğer iki arkadaşının imtihanı kaybettiğini, ancak kendisinin kazandığını söyler.

Kuranı Kerimde de buna benzer bir çok kıssa zikredilmektedir, Hazreti Musa Karun"a elindeki mallardan Allah rızası için vermesi gerektiğini söylediğinde Karun (Haşa) malları Allah"ın değil, kendisinin kazandığını, o yüzden de hiç kimseye tasadduk etmeyeceğini söyleyince eşeklerle anahtarları taşınan hanlarını, hamamları, sarayları bir anda yerle bir olur ve helak olur. Kazandığımız her şeyin yüce Rabbimizin bir lütfu olduğunu, O"nun istememesi halinde hiçbir şeyin olamayacağını, O"nun rızası doğrultusunda infak edilmesi gerektiğini bilip, ona göre hareket etmemiz gerekmektedir.Aksi halde bizden önceki ümmetlerin başına gelen felaketlerin bizleri de beklediğini unutmamamız gerekir.Yüce Allah kazandıklarımızı helal yollardan kazanıp, O"nun yolunda infak eyleyen kullarının zümresine ilhak eylemesi temennisi ile kalın sağlıcakla

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Cuma Köşesi Arşivi
SON YAZILAR