Kimin Parmağı

                        18 masum insanımızın hunharca katledildiği Güngören olayları yine muamma olarak kalacak anlaşılan.Çünkü ülkede her an her türlü gündem değiştirici gelişmeler yaşanabiliyor.Bu yoğun gündem içinde yüreğimizi yakan 18 can ""kim vurdu"" ya gidecek.
                         Ne talihsiz bir ülkeyiz ? Mutlaka olaylar çift çift geliyor.Bir olay meydana gelmişse hemen sanki ayarlanmış gibi başka boyutta ikizi ortaya çıkıyor ama simetrik olarak.Biri diğerinin önceliğini ele geçiriyor ve ikincisi gündem kaybı yaşıyor.
                        Geçmişte de hep öle olmadı mı ? Cinayetler ,krizler  ve kaoslar hep başka olaylarla gölgelendi.Sonrasında malum…Bir günah keçisi bulundu ve bütün olaylar ona havale edildi.
                        Son yıllarda meydana gelen olaylara baktığımızda aynı kaçınılmaz sonucu görmemiz mümkündür.Mesela ,
                       Özdemir Sabancı suikastında bilet Fehriye Erdal"a kesildi ve hala yurtdışında…
Susurluk olayı muamma olma özelliğini koruyor
                       Mumcu ve Kışlalı cinayetlerinde hedef olarak dinci bir örgüt gösterilirken bugün böyle olmadığı ortaya çıkmasına rağmen  kimin yaptığı belli değil.Mutlaka konjoktüre uygun bir örgüt bulunuyor olayların adresi için.
                       Her şey değişti ama değişmeyen bir şey vardı o da olayların karanlık yönü bir türlü aydınlanmadı..Toplum açısından baktığımızda ülke insanımızın gelişmeleri öğrenme hakkı vardır diyoruz ama bu,sadece lafta kalıyor maalesef..
                        Bu gün sanki Ergenekon örgütünün ortaya çıkmasıyla geçmişe dair olayların açıklığa kavuşma beklentileri arttı gibi.Ama sanıyorum bu beklenti de boşa çıkacak.Tabii ki dileğimiz karanlık olayların aydınlanması ….Geçmişe baktığımızda bugünün de farklı olacağına inanası gelmiyor insanın.
                        Bir de öyle olaylar yaşanıyor ki….Bir kesimin çok önemsediği şeyler başka kesimler tarafından "" fasa fiso ""olarak nitelendirilebiliyor.Böyle olunca da halkın kafası karışıyor.Medya bu işte aktif rol oynayıp özellikle kafa karıştırıcı duruş sergileyince arap saçına dönüyor olay.Deliller bile böyle algılanabiliyor.Magazin malzemesi haline bile  getirilebiliyor.Halbuki deliller bu kadar uç noktada olmamalı .Yani varsa vardır yoksa yoktur.Tutarlılığı yada inandırıcılı farklı olabilir ama iki uç şeklinde algılanamaz bence.
                      Ergenekon iddianamesinde bile öyle olmadı mı ? Bir kesim tamamen hayali senaryolar diye kamuoyunu etkilemeye çalıştı.Diğer kesim ise çok derinlerde örgütlenmiş çok tehlikeli gelişme olarak yansıttı.Bu yaklaşım hukukçuları bile ikiye böldü.Halbuki hukukta delillerin değerlendirilmesinde bir kriter olmalı.Vardır zaten.Ama nedense bizim ülkemizde hiçbir konuda ortak akıl yada ortak bakış sergilenemiyor.
                      Galiba bu  bakış çok eskiden beri var.Birileri böyle çizmiş ülke haritasını.En ciddi konularda  bile ortak tavır sergilenemiyor.
                       Cumhuriyette,demokraside ,laiklikte ,hukukta,özgürlükte ,haklarda,dinde, kültürel ve tarihi değerlerimizde aynı bölünmüşlüğü yaşıyoruz.Bu kadar aykırılığın ve ayrılığın olduğu yerde ortak aklın ve ortak paydanın olmasını beklemek zaten hayal olur.
                      Öyleyse ne olacak ?
Herhalde böyle devam edecek yada birlikte yaşam kültürü kazanıp birbirimizin haklarını kabullenme ve savunma güzelliği kazanacağız..Ülke yapısı ve stratejik konumumuz bize bunu mecbur kılıyor. Başka türlü davranma lüksümüz yok…
                                                                                            A.Hamdi ERER

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR