Dilek İskender

Dilek İskender

Hayat boyu öğrenme

AB ye girmeye çalıştığımız son yıllarda ülkemizde bazı köklü reformlar yapma gerekliliği, bilginin her on yılda %50 artış gösterdiği içinde bulunduğumuz çağ olan Bilişim Çağı için adeta bir zorunluluk haline gelmiştir. Reform deyince ilk olarak eğitim sisteminde yapılması gereken inkılaplar akla geliyor kuşkusuz. Eğitim sistemi reformu için, Cumhuriyet döneminden bugüne geçmiş olan 85 yıllık klasik eğitim geçmişimizin kazandırmış olduğu tecrübe, yeni bir sisteme geçme gerekliliğini kavramak için yeterlidir sanırım. Cumhuriyet döneminden bugüne, klasik eğitimle yoğurulmuş bir toplum olarak gelişen çağın dinamiklerine cevap bulma gerekliliğinin doğurduğu eğitimde reform düşüncesinin, beyinlerimizde gelişmiş olduğunu bu alandaki küçük kıpırdanışlardan anlayabilmekteyiz. Bu son derece sağlıklı bir gelişimdir. Çünkü sağlıklı bir inkılap sürecinin ilk sac ayağı beyinlerde gelişmiş düşüncedir.

 

Hayat Boyu Öğrenme çocukluktan emekliliğe kadar sürecek olan içinde mesleki öğrenme karakterleri barındıran, yaşam için ve meslek için öğrenme, yani çalışma amaçlı öğrenme pedagojisidir. Hayat boyu öğrenme süreci ,formel eğitimi ( ilk, orta öğretim ve üniversite ) ve informel eğitimi ( aile içi , çevresel ve mesleki ) kapsar. Ülkemizde bu eğitimler MEB izniyle Örgün ve Yaygın eğitim adıyla uygulanmaktadır. Örgün Eğitim, devlet bünyesinde ve özel müteşebbisler tarafından faaliyete geçirilmiş ilk, orta öğretim ve üniversite eğitimi, yaygın eğitim ise ülke genelinde uygulanan mesleki kurs ve seminerlerdir. Hayat boyu öğrenme sürecinde örgün öğretimin önemli olduğu kadar,yaygın eğitimin meslek edindiren ve öğrenilen bilginin kalifiye olma özelliğini arttıran eğitim yaklaşımı da önemlidir. Böylelikle yirmili yaşlarda biten formel eğitimin, informel eğitim sayesinde yaşam boyu devam etmesi mümkün olmaktadır.

 

Hayat boyu öğrenmenin gerçekleşmesi için okul öncesi dönemden başlayıp, ilk olarak öğrenmeyi öğreterek yetenek ve bilgi ve nitelikleri kazanma becerisi edindirmek gerekir. Bunun için de uygulanması gereken metot paradigmal eğitim ilkelerine sadık olmalıdır. Yani yaratıcı, deneyci, işlevsel olma gerektiren,uygulamacı, öğrenci katılımını esas alan, teorik eğitimin deneylerle kanıt bulduğu ve en önemlisi hayata uyarlanmış, öğrencinin yaratıcılığını ön plana çıkaran bir yaklaşım ile eğitim sisteminde yapılacak bir reforma ihtiyaç vardır. Bundan başka, her öğrenme türüne önem vermek gerekir. Örneğin, işyerlerinde edinilen mesleki eğitim ve kurslar, hizmet içi eğitim seminerleri gibi gayri resmi eğitimler atlanmamalıdır. Bu tür eğitimler, bilginin ve mesleğin güncellenmesine ve meslek elemanının kalifiye olmasına imkan veren, temel eğitim kadar önemli eğitimlerdir.  

 

Hayat boyu öğrenme kavramı ilk olarak AB ye üye ülkelerin eğitim bakanlarının nezdinde Budapeşte zirvesinde gündeme gelmiştir. "Avrupa Eğitim Evi " adıyla yayınlanan bildirgede, yaşam boyu öğrenme sürecinde iş hayatındaki başarı ile öğrenim hayatı arasındaki kopmazbağ vurgulanmış, informel eğitimin öneminin altı çizilirken, eğitim kurumları ve firmaların ortak çalışması ile yaşam boyu eğitim sınırları belirlenmiştir.

 

Hayat boyu eğitimin yukarıda bahsedildiği gibi okul öncesi çağda başlayıp tüm eğitim ve meslek hayatına yaygın olması ile ciddi bir toplumsal sorun olan standart dışı olmanın önüne geçilebilir. Hayat boyu öğrenme ilkeleri standart bireyler yetiştirme amacı güderken, sosyal dışlanma, bireyler arasında kültürel uçurumlar gibi sosyal meselelerin çözümü de mümkün olabilir. Bu cepheden bakış açısı konunun sosyo ekonomik boyutuna girmekle birlikte kıssadan hisse; Hayat boyu öğrenme, bireyleri toplumsal ihtiyaçlar doğrultusunda yetiştiren, mesleki eğitimin ve yaygın eğitimin öneminin yanı sıra onları standart forma sokan ve kültürel eğitimi de aynı anda sağlayan bir öğrenme sürecidir. Zaten toplumların en büyük zafiyetlerinden birisi de fırsat eşitsizliği değil midir? Formel eğitimin ulaşamadığı noktada informel eğitimin devreye girmesi ve eşdeğer öneme haiz olması sağlıklı bir hayat boyu öğrenme sürecini başlatarak fırsatları eşitleyecektir.

 

Mutlu yarınlar dilerim.  

Dilek İskender

 

Dilek-çe köşe yazısı

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Dilek İskender Arşivi
SON YAZILAR