Dilek İskender

Dilek İskender

Eğitim mi? Öğretim mi?

Sıklıkla işittiğimiz , Bilişim çağının en sık tekrarlanan iki kelimesi Eğitim ve Öğretim hakkında hemen her gün bir şeyler duymak mümkün.

“ Çağdaşlık seviyesini yakalamanın ilk adımı, Eğitim- Öğretim sisteminde yapılacak reformlardır. “

“ Gelişmişlik anlamında ulaşılacak hedefler, Eğitim- Öğretim alanında uygulanacak yeni yaklaşımların el verdiği ölçüde gerçektir “

…gibi makale başlığı nitelikli cümleler üzerinde, uzun uzadıya düşünülmesi, tartışılması ve mutlak surette bir sonuca varılması gereken cümlelerdir. Bunu yaparken de Eğitim ve Öğretimin tüm gerekliliklerinin yerine getirilmesi şarttır.Eğitim parametrelerinin tam olarak uygulanmadığı veya yetersiz bilgi aktarımlı bir Eğitim- Öğretim sürecinin amaca hizmet etmesi mümkün değildir.

Bilginin nesillere aktarılması temel yaşama gayelerimizden biridir. Bu anlamda dünya bir laboratuvar, yaşanmışlıklar ise birer deneydir.

Usta çırağına bildiği tüm mesleki bilgilerini aktarır. Kütükten nasıl eşsiz bir mobilya yapılabileceğinin tüm inceliklerini, ağacın yontulma aşamasından vitrine konan mobilya aşamasına kadar geçen evrede bilinmesi gereken tüm bilgileri uygulamalı olarak nakleder, yeni kuşak çırağına. Burada yapılan iş öğretimdir.

Deneylerle kanıt bulmuş teorilerin oluşturduğu bilginin aktarılması olayına ÖĞRETİM denir. Başarılı bir öğretim süreci, anlatım, örnekleme, uygulama ve sınama aşamalarından geçer ve bir beyinden diğer bir beyine nakil olur. Öğretim için önemli olan, birim zamanda verilen bilgi çokluğudur. Parametreler, zaman, mekan ve bilgiden ibarettir. Öğrenici, ödül gibi parametreler ikincil öneme sahiptir hatta çok zaman göz ardı edilebilir.

 

 

 

Usta-Çırak deneyinde , ustanın bilgilerini çırağa aktarırken , malzemeden çalmama gerekliliği, boyama işleminin havadar bir ortamda yapılması, tiner ve boya gibi uçucu maddeleri teneffüs etmeme gerekliliği, satış kar payının makul oranda uygulanması v.s gibi etik bilgileri de vermesi durumunda yaşanan olay sadece ÖĞRETİM olmaktan çıkıp aynı zamanda EĞİTİM de olur.

Eğitim kısaca İstendik davranış değişikliği süreci olarak tanımlanır. Eğitim yoluyla birey, değer tutum, alışkanlık gibi davranışlar kazanır. Bireyin bu davranışları kazanması için, öğrenmeye konu olan davranışlarla,  kendisinin bizzat etkileşimde bulunması gerekir. Eğitim sürecinde bireyin  öğrenme faaliyetine hazır bulunuşluğu, çevresel faktörler ve ödül gibi parametreler olmazsa olmaz öneme sahiptir. Eğitimde önemli olan verilen bilginin nicelik ve niteliğinden çok, bireyin bilgiyi alma kapasitesinde varılacak maksimum noktadır.

Eğitimin hammaddesi insan , Öğretimin hammaddesi bilgidir. Sağlıklı bir Eğitim-Öğretim sürecinde insan ve bilgi ayrılmaz bir bütündür. Öğretim birşeyler bilen ve bunu başkalarına aktarmak isteyen her meslek uzmanı yada kişi tarafından yapılabilir ancak eğitim sadece mesleği eğitimcilik olan meslek uzmanı tarafından yani kısaca öğretmenler tarafından yapılabilir. Öğreticiler eğitim bilimlerini bilemeyebilirler böyle bir zorunlulukları yoktur. Fakat eğitimciler branşlaşmış oldukları öğretileri de azami ölçüde bilmelidirler ve bu bir zorunluluktur.Öğretici bilgiyi aktarırken eğitimci vakıf olduğu bilgiyi pedagojik formasyon denilen öğrenciye özgü öğrenme metotlarını uygulayarak bireyde istendik davranış ve alışkanlıklar oluşturur.

Eğitim ülkenin kalkınmasına hizmet sunan bir işleve sahiptir. Bu anlamda kalkınma, ülkenin istenmedik durumdan istendik duruma gelme çabası olarak tanımlanabilir.”  Kalkınmada ölçüt Eğitim-Öğretim sistemimizde varacağımız gelişmişliktir. Teknolojik ve bilimsel gelişmeye uyum sağlayabilecek ve hizmet edebilecek insan gücünü yetiştirmek  eğitim bilimleri ilkelerini iyi bilen eğitimci ve öğretimcilerin büyük sorumluluğudur.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Dilek İskender Arşivi
SON YAZILAR