Bizim de Öğretmenler Günümüz vardı...

Her yılın 24 Kasım"ı “Öğretmenler günü” olarak kutlanır.Ben bunu öğretmenin kırk günde bir -dağda kurt öldü- tadında hatırlandığı bir gün olarak anlıyorum.

Bence ,12 Eylül "ün Milli Eğitim alanında yaptığı en hayırlı iş veya hizmeti : Öğretmen Evleri ile Öğretmenler Günü "nün ihdas edilmiş olmasıdır.

Çeşitli mekanlardaki öğretmen gruplarını bir yerde toplamak, kontrol etmek(!) ,mensuplarını siyasetten uzaklaştırmak amacıyla yapılmış olsa da , öğretmenlerin  oyun,okuma ,yeme /içme ,istirahat ve en önemlisi ,gurbette yatı  yeri “misafirhane /otel “ ihtiyaçlarının karşılanması noktasında hayırlı  olmuştur.

İşletilmesinden doğan eksiklikler olabilir.ihtiyaca cevap veremediği söylenebilir ;  ama kimse gereksizdir, diyemez.

Öğretmenler günü"ne gelince ,öncelikle , meslektaşları olmaktan gurur duyduğum tüm eski , yeni,  ,emekli dost ve arkadaşlarımın onur gününü kutluyor,Hakk"a yürüyenlere rahmet ve mağfiretler diliyorum.

Öğretmenlik mesleğinin zordur. Çilelidir.Karın doyurmaz.Zengini olmaz.Ama insana yapılan yatırımın geri dönüşünde en etkili mesleğin-tartışmasız -öğretmen olduğu gerçeğini  kabul etmeliyiz.Dahası,öğretmenlik mesleğinin kutsal olduğunda anlaşmalıyız.

Herkes , milletvekili,bakan veya yönetici ,hakim ,tüccar,hekim,zanaatkar olabilir- nasıl sanatçı olamazsa - öğretmen de olamaz.Öğretmen de yapılamaz.

 Hazindir geçmiş dönemlerde oldu /yapıldı..20 günde öğretmen yetiştirildi  .Mektupla ,ehliyet verilir gibi diploma verildi.Yetmedi.Görevde olanlar -yüksekokul diploması için -sınavlar düzenlendi.Kazı/kazan ,toto oynanırcasına yapılan uygulamalarla intibak avantajları, idari kademede yükseltilme imkanları sağlandı.Bu çabalar deniyorsa ki eğitimde liyakat ve kaliteyi artırmıştır , söylenecek sözü maşeri vicdana bırakıyorum.

Batı ,hep örnek gösterilir ya.Batıda öğretmen olmak öyle kolay değildir.Bilenler bilir öğretmen adaylarının bilgi ve yetenekleri sınanarak belirlenir.A kalitesinde bir model olması için özel seçimler yapılır.Öyle bizdeki gibi “hiçbir şey olamazsa öğretmen olsun” tercihi veya işsiz üniversiteliye iş imkanı yaratmak için öğretmenlik ekmek kapısı kabul edilmez.

Onun için yakın zamanda “Öğretmenler Üzerinde Yapılan Anket” çalışmalarında fecaat tespitler,başarısızlıklar,bunalım ve meslekten umarsızlıklar ortaya çıkmıştır.Tabi bunun asıl mağduru öğrenciler ve velilerdir.Bizi yönetenler işin farkında mıdır,dersiniz?

Bugün bana ,ilkokul öğretmenini hatırlamayan kaç kişi gösterebilirsiniz. Ya sıra arkadaşını,yol arkadaşını hatırlayan var mı?,

Ama ben ,yaşı 40 /60 aralığında ,ilkokul öğretmeninin görünce elini öpmek isteyeceğinden eminim.Orta öğretimde “lakap”ı adını aşmış ,branşı ile zihinlere kazınmış ,çevresinde efsaneleşmiş öğretmenleri gösterebilirim..Peki, bunun sırrı ne?

70"li yıllara gelene kadar bu hep böyleydi.Bizim öğretmenler günümüz yoktu ama,her günümüz sevgili öğretmenimizle geçerdi.Gelin hafızamda yer eden birkaç öğretmenimi sayayım.Peşinen aramızdan ayrılanlara Allah "dan rahmetler diliyorum.

Mesela Yusuf Tekin,Seyfi Özbek.Kamil Atasoy” Sıfırcı” Fransızcacı Öner Bey.Ayşe Sönmez.Kemal Giritli.Mehmet Alkan ”Tarihçi” nam-ı diğer “Mayk Hammer”. Ali Duman. Coğrafyacı Müeddet Hanım. Av.Badi Yüksel gibi…Ya lise?Bedenci Galip Yaşpala"yı,Cebirci Ziya Uğurcu,nam-ı diğer “Apşiş”.Geometri kitabı olan muhteşem Hocamız.Örnek matematikçi Ahmet Çağlayan ,Osman Yalın.Mimet Uçkan"ı ,Perihan Akıncı" nın biyoloji dersindeki otoritesini ,zihnimize vatan ve millet sevgisini aşılayan ,edebiyat dersini sevdiren,edebiyat öğretmeni olmamıza vesile olan Hüseyin Gürtunca " yı kim hatırlamaz? Kimyacı Nadire Odabaşı ,-sonra A.Ü.Fen Fakültesinde profesör oldu.-Öğrencisini evladı yerine koyan, okulun tüm öğrencilerini tanıyacak zeka ve formasyona sahip fizikçi Lütfü Dündar"ı -Allah selametlik versin-.”Löbbe” Hocamızı  unutmak mümkün mü?.

Bizler  o Cumhuriyet neslin eseriyiz.!!!

Bizler öğretmenlerimizin siyasal tercihini, dini inancını,mezhebini ve meşrebini asla bilemezdik ve O"nlar da ,bu farklılıklarını “öğrenci taraftarı kazanmak için”ikinci bir kimlik olarak açıklama tenezzülünde bulunmamışlardır.

İşte saygınlığın ,onurlu yaşamanın, eğitim çatısı altında Cumhuriyetin emanet edildiği,genç neslin mimarları öyle yüce gönüllü insanlardı.

Sıkıntı çekmediler mi? Sürgün yemediler mi? Yolları kesilmedi mi?Siyasi otoritenin baskısına maruz kalmafılar mı? Hizaya sokulmak istenmediler mi?Yoklukla/ yoksullukla cebelleşmediler    mi?  Hepsini doya doya yaşadılar.

Ama, mızmızlanmadılar .Karnından konuşmadılar..Sınıfta ağlamadılar.Ajitasyon yapmadılar.Dersini kaynatmadılar.Rapor üstüne  rapor alıp keyif çatmadılar.Para kazanmak için şeytanla pazarlık yapmadılar.Mesleklerinin itibarını esnafa rehin bırakmadılar. Ülkesini,milletini kötülemediler.Cehaletle yaptıkları mücadele kadar öğrencilerinin özel sorunları ile mücadele ettiler..Rehber oldular.Örnek oldular.Eğilmediler.Bükülmediler.Meslek onurunu çiğnetmediler.Siyasilere,bürokratlara,hele hele İktidara yalakalık yapmadılar.Onurları ile yaşadılar …yaşıyorlar..

O zamanlar “Öğretmenler günü” yoktu.O zamanlar öğretmenlerimiz ,biz öğrencileri ile sınıfta göz teması,ortak yürek çarpıntısı ile  birlikte kutlayarak,mutlanırdı. Şimdiki gibi mutluluk ödünç alınmazdı.

O zamanların öğretmeni , her gün öğrencisinin ,ev sohbetlerinde ,sofra başında anılır, düşüncesi,örnek yaşamı,kılık kıyafeti,davranışı,sınıftaki duruşu,ders anlatım üslubu konu edilirdi..

Nostalji saymayın.Dersini iple çektiğimiz, anlatımına doyamadığımız,gelişmemizde ve fikir zenginliğimizde , mesleğe yönelmemizde bize yön veren Hocalarımızı hala unutamıyorum. Bizim Öğretmenler günümüz her gündü.Öyle protokol ayakları ,plaket /buket değiş tokuşları ,içeriksiz ,içi boş cafcaflı söylevler ,samimiyetsiz övgüler tanık olmadığımız olaylardı.

Bir başka gün, Öğretmen kardeşlerimin sorunlarına değineceğim .Sevgi ve saygılar sevgili Öğretmen arkadaşlarım ve kardeşlerim…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Anayol Arşivi
SON YAZILAR