İYİLİK YAPANLAR DA KÖTÜLÜK...

İYİLİK YAPANLAR DA KÖTÜLÜK YAPANLAR DA KARŞILIĞINI BULACAK

 İyilik yap da dereye at balık bilmezse halık bilir atasözü çok güzel bir atasözüdür. İyiliği yaptığınız zaman karşılığını kullardan değil, yaratandan beklememiz gerekmektedir, aksi halde iyiliğin karşılığını kullardan beklersek havamızı alırız. İyilik yapmak her kişinin değil, er kişinin işidir. İyilik karşılığı sadece Allah"tan beklenerek yapılan davranış biçimidir, karşılık bekleyerek yapılan davranışlar iyilik değil, menfaatperestliktir.

            İnsanlığa yapılan hizmetlerin en önemlilerinden birisi de eğitime yapılan yatırımlardır, Yüce Kitabımızın ilk emri de oku olması bu konunun hassasiyetini ortaya koymaktadır. İlimden, irfandan, bilgiden mahrum olan toplumların hayvanlar aleminden farkı yoktur. Belgesellerde izlediğimiz hayvanlar aleminin yaşam biçimlerini tahlil ettiğimizde insanlara ne kadar benzediğini rahatlıkla görebiliriz.

            Cumhuriyetin ilanı ile birlikte yasal hale getirilen tevhidi tedrisat kanunu ile tekkeler, zaviyeler, medreseler kapatılıp, yerine Milli Eğitim Bakanlığı"na bağlı okullar tahsis edilmiş, bu anlamda her alanda okullar hayata geçirilmiş, dini konulardaki eksikliği gidermek için de İmam Hatip okulları açılmıştır. Bu konuda yaşanan gelişmeleri hepiniz bildiğinden detaylara girmek istemiyorum.

            Samsun"da İmam Hatip okulu ilk olarak 1960 lı yılların başında açılmış, daha sonra tütüncüler derneğinden bina satın alınmak sureti ile Saadet Caddesi üzerindeki binaya taşınılmış, daha sonra merkezdeki binanın talebi karşılamaması üzerine Yüzüncü Yıl Bulvarı"nda olan binalara ait arsalar dernek tarafından satın alınmak sureti ile okulun kapasitesi artırılmaya başlanmıştır. Burada üzerinde durmak istediğim birkaç husus var, Yüzüncü Yıl Bulvarı üzerinde bulunan binaların arsa sahipleri o arsaları sadece ve sadece İmam Hatip Okulu olarak kullanmak üzere bağışlamışlardır.

            O zaman ki adı ile İmam Hatip Lisesi ve Öğrencilerine Yardım Derneği olan dernek 28 Şubat sürecinde Milli Eğitim Bakanlığı Din Eğitimi Genel Müdürlüğü tarafından kurulan Din Eğitimi Vakfı"nın faaliyete girmesine kadar faaliyetlerini devam ettirdi. Bu Dernek mülkiyetinde bulunan okulun B ve C Blok binalarının tapularını 1980 yılında kurulan İlim Yayma ve Eğitim Vakfı"na devretmiş vakfın en büyük kurucuları arasında da bu Derneğin mal varlığı yer almıştır. Hatta Derneğe ait hisse altın cinsinden hesaplanarak vakıf tüzüğüne o şekilde kayıt altına alınmıştır.

            Bu binalar 28 Şubat süreci sonrasında boş kalmış olsalar da elden çıkarılmamış, vakıf senedine uygun olarak elde tutulmuştur. Bunun tek sebebi binaların arsasının imar planında İmama Hatip Lisesi alanı olarak işlenmiş olmasıdır. Bunu yapan da hepimizin zaman zaman eleştirdiği okulun eski müdürü Remzi Yavuz"dur. Şayet Remzi Yavuz zamanında bu arsaları imar planında işletmemiş olsa idi şimdi binaların yerlerinde yeller esecekti. Bana göre Remzi Hoca hayatının en büyük yatırımını bu imar planını işletmekle yapmıştır. Daha sonra İlim Yayma Vakfı bu binayı başka hizmetlerde kullanabilmek için geliştirdiği bir formül sayesinde kurulan istişare heyetinde Remzi Hoca"da yer almış ve binanın farklı amaçlarla kullanabileceği yönünde görüş vermiştir. Ama ne olursa olsun ilk yaptığı icraatı kendi rızası dâhilinde de bozmaya güçleri yetmemiştir.

            Geçtiğimiz yıl Doğumevine kiraya verilen binanın sözleşmesi bir yıl olmasına rağmen bu yıl da faaliyetine devam etmiştir. 28 Şubat sürecinde onca çile çekilerek boşaltılmasına izin verilmeyen bina vakıf yöneticilerinin basiretsizliği sonucu doğumevi olarak kullanılmasına izin verilmesi gerçekten çok  hazin bir durumdur. Bu yıl okula kayıt olmak için 500 civarında öğrenci müracaat etmiş, yer yokluğundan ancak 400 tanesi alınmış, alınan bu öğrenciler de eğitimlerini vakfa ait yurdun bazı bölümlerinde derme, çatma sınıflarda yürütmektedirler. Bazı sınıflar yurda ait etüt sınıflarında eğitim görmekte, bu kadar insafsızlık olur mu sizlerin takdirine bırakıyorum.

            İmam Hatip Liselerinin önünün açılması ile birlikte okullara olan rağbet eski durumuna geldi, eskiden 5000 öğrencisi olan okulun şu andaki mevcudu 1700, sanırım önümüzdeki yıllarda bu sayı eski yıllardaki sayıyı zorlayacak, peki o zaman müracaat edecek olan öğrenciler nereye yerleştirilecek derseniz, bu insanların basiretsizliğine bakılırsa okullardaki banyolar, tuvaletler, yatakhaneler sınıf olarak kullanılırsa şaşmam, hatta vakıf başkanı olan arkadaşımızın iş yerinin bir alt katında bulunan bodrumda eğitim görürlerse ona da şaşmam. Yüce Rabbimden temennim bu okulların önünün daha da açılması ve bu işi yapacak aklıselim insanların iş başına gelmesidir. Bu duygu ve düşüncelerle mutlu Pazarlar. Kalın sağlıcakla

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR