BİR USTALIK DÖNEMİ ESERİ PARAN KADAR SAĞLIK....

2012 yılıyla birlikte sağlıkta yepyeni  bir dönem başladı. Geçen yılın son günlerinden 2012 yılının ilk ayının son günlerine kadar 3. basamak sağlık kuruluşundaydık. Herkeste pür telaş sağlığımızı nasıl parasız hale getirebiliriz.   Genel Sağlık Sigortası (GSS)  ile ilgili çok yazıldı ve çizildi. Henüz insanlar GSS'nin kendilerinden neler götürüp neler götüreceği konusunda ciddi olarak zorluklar yaşamadılar. Özellikle Yeşilkartlılar prim ödeme  durumunda kaldıklarında neler yapacaklarını çok merak ediyorum.  Daha önceleri de konuyla ilgili yazılarımda oldu. Samsun kamuoyunda n en ufak bir tepki gelmedi. Tepki gelmeyince yazmanın da bir mantığı varmıydı yokmuydu düşünüp duruken birden 2012 yılıyla birlikte GSS prim ödemeleri geldi kapıya dayandı.   5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu yürürlüğe  girdi ; Genel Sağlık Sigortası zorunluluk esası üzerine kurulmuştu. Seçimler nedeniyle bu uygulama ertelendi. Sosyal güvencesi olmayanlar ile bakmakla yükümlü oldukları kişilerin, genel sağlık sigortası zorunluluğu önce 1 Ekim 2010'a, daha sonra 1 Ocak 2012 tarihine ertelenmişti. Kısmi süreli iş sözleşmesi ile ay içerisinde 30 günde az çalışan sigortalıların eksik günlerine ait GSS primlerini 30 güne tamamlama yükümlülüğü 1 Ocak 2012 tarihine ertelenmişti. 9 Milyon 320 bin civarındaki yeşil kartlının SGK tarafından devir alınma işlemleri 1 Ocak 2012 tarihine ertelenmişti. Kamu çalışanlarının GSS priminin maaşlarından ödenmesi 1 Ocak 2012 tarihine ertelenmişti. Şimdi  tek  tek  yeşil  kart  süreci  bitecek. Neoliberal  sağlık  sisteminde  yeşil  kartta  yer  yok.
Hadi  yeşil  kartlılar,  Gelir  Testi  yaptırmaya. Buna göre kişi başına düşen aylık gelir;
1. Asgari ücretin üçte birinden( 295 TL ) az olan vatandaşların primleri devlet tarafından ödenecektir.
2. Asgari ücretin üçte biri( 295,3 TL) ile asgari ücret (886,5 TL) arasında olanların, 295,3 × %12=35,4 TL
3. Asgari ücret ile asgari ücretin iki katı arasında olanların 886,5 × %12 = 106,38 TL
4.  Asgari ücretin iki katından daha fazla olanların 1773 × %12 = 212,76 TL tutarındaki primleri kendileri tarafından ödenecektir.  Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarınca gelir tespiti yapılacak. Yeşil kart sahiplerinin tedavi giderleri 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren SGK bütçesinden ödenecektir. Mevcut Yeşil Kart sahipleri vize süreleri geldiğinde, vize tarihinden itibaren 1 ay içinde gelir tespitini yaptırmak üzere Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları'na başvurmaları gerekecek..
Bu gelir tespiti sonucunda kişi başına düşen aylık gelirinin asgari ücretin üçte birinden az olması halinde hak sahipliliklerinin devamı sağlanacak.     Yeşil  Kart  Türkiye'nin  en  pahalı  sosyal  politika  uygulamasıydı. Çok  suistimal  edildi. Siyasi, bölgesel, kamusal  güç  aracı  olarak ta  kullanıldı. Yeşil Kart uygulaması, herhangi bir sosyal güvenceye sahip olmayan yoksulların sağlık harcamalarının devlet tarafından karşılanmasını görevini  uzun  süre  yaptı.  Sağlık bilgilerini yurttaşlarımıza en sağlam ve en ulaşılabilir olarak  sağlıkla ilgilenen ya bilim adamlarından yada sağlıkçılardan alırsınız.  Anca bu bilgilerin de değerini çok iyi bilmemiz gerekli aksi takdirde sizlere bu bilgileri aktarmak isteyen insanlar, akademisyenler, sağlıkçılar yada sağlık emekçileri de artık bilgi ve birikimlerini aktarmaktan imtina edebilirler.
Hekim Medya dergisinden Prof.Dr. Cem Terzi, biz kamuoyunu aydınlatmak için çok değerli bilgileri aktarmış. Hep birlikte okuyalım.
"Güneş balçıkla sıvanmaz. Eliniz vatandaşın cebinde. Siz iktidara geldiğinizden bu yana vatandaşın sağlık hizmeti için cepten harcaması aşağıdaki tabloda (üstelik slayt size ait)! Siz iktidara geldiğinizde toplam sağlık harcamalarında vatandaşın cebinden çıkan miktarın oranı %19,8 idi. 2007'de bu oran %21,8 ve 2008'de %17,4  oldu.
Hani eller vatandaşın cebine girmeyecekti?
Bu para nereye gidiyor? Kamu hastanelerine gitmediğine göre sakın özel hastanelere yapılan ilave ödemelere olmasın!  Vatandaşın cebine özel hastanelerin elini soktunuz. Değil mi?
Sizin piyasacı anlayışınızla özel hastanelerle rekabete girebilecek yegâne kamu hastaneleri üniversite hastaneleriydi.  Üniversite hastaneleri borç batağında. Çoğu iflas etti.  Üniversite hastanelerinin geri ödemelerindeki SGK kesinti oranları özel hastanelerinkinin 10 katı. Neden ? Özel hastaneler ilave ücret alıyor piyasa mantığı ile yeniden yapılandırdığınız kamu hastaneleri ilave ücret alamıyor. Neden? Özele kaynak aktarımı yaparken üniversite hastanelerinin özel ile rekabet gücünü yok ettiniz. Neden?
Üstelik çok iyi biliyorsunuz eğitim ve araştırma faaliyetleri nedeniyle akademik merkezlerde sağlık hizmeti maliyeti %30 daha fazladır.  Bu nedenle dünyanın her ülkesinde eğitim ve araştırmanın vazgeçilmezliği nedeni ile bu fark devlet tarafından sübvanse edilir. Siz bırakın sübvansiyonu üniversiteleri kendi yaratacakları döner sermaye gelirlerine bağımlı hale getirdiniz. Personel gelirini döner sermayeye dayandırdınız. Döner sermaye ek ödemeleri personele ek gelir sağlamayacak duruma geldi. Hizmet maliyeti ve giderleri arttı…
Artık sıra üniversite hastanelerini Sağlık Bakanlığı'na hatta yerel yönetimlere (belediyelere, il özel idarelerine, hastane birliklerine devredilmesine geldi. Değil mi?
Bir kez özerkleşsinler sonra özelleşme kendiliğinden gündeme gelir nasıl olsa? Değil mi?
Üniversite hastanelerini çökerttiniz. Özel hastanelere hizmet ediyorsunuz. Onları yarattığınız amansız piyasada rakipsiz bırakıyorsunuz! Hekimleri de kamu hastanelerinden özel hastanelere yönlendiriyorsunuz ucuz işçi olarak.  Oysa çok iyi biliyorsunuz ki yoksulların sağlık hizmeti alabilmelerinin olmazsa olmaz koşulu piyasa kaygısı olmadan hizmet veren, kar amacı gütmeyen kamu sağlık kuruluşlarıdır. Yeşil Kartlıların özel hastanelerden hizmet almasından yakın zaman önce vazgeçtiniz.  Özel sektörden sağlık hizmeti satın almak pahalı oluyor. Değil mi?
Hani vatandaşlar sağlık hizmetinden eşit yararlanacaktı?
Bu toplumun özellikle yoksulların çökerttiğiniz üniversite hastanelerine ihtiyacı var biliyorsunuz. Değil mi?
Kamu hastaneleri bizim.
Kapımız ve kollarımız açık.
Buradayız hiçbir yere gitmiyoruz.
Yoksul vatandaşlarımızı çökerttiğiniz kamu hastanelerinde bekliyoruz… Evet sevgili okurlarımız bu söylemleri yapanlar kamu hastanelerinde görev yapan hekimlerimiz ve sağlık emekçilerimiz. Bu söylemleri biz yapsak belki kale almazsınız ama birinci elden böyle söylemler olunca insan ister istemez durup bişr dakika kendisinin ve ailesinin sağlığınız düşünmek zorunda kalıyor. Herkese Parasız Eşit ve Ulaşılabilir Sağlıklı bir ülke diliyorum. Saygılarımla.....

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR