Akıllar başa gelince

  Maç öncesi geçen haftaki Antep galibiyetimize güvenmekten ziyade, Erciyes'in ikinci yarıdaki müthiş form grafiğinden korkuyordum. Zira Antep deplasmanında iyi bir takım oyunu sergilemek yerine, Turgut'un bireysel performansı ile 3 puan alan bir takım görmüştüm. Erciyes maçını kazanmamız için ise gerekli olan şey takım halinde aksamadan oynamaktı.

 Maçın ilk 1 saati, al gülüm ver gülüm şeklinde oynandı. İki takım da geriye düştüğü zaman, bu maçı çevirmenin zor olacağını biliyordu. Ancak şu da bir gerçek ki, Samsun'a gelen rakip takımlar bizi çok iyi çözüyor. Bu tip durumlarda kadro darlığından olsa gerek ne yazık ki bir B planımız yok. Skor 0-0 giderken 60-70 arası büyük bir konsantrasyon eksikliği yaşıyoruz ve bu periyotta yediğimiz golü çıkarmak zor oluyor.

 Hüseyin Kalpar'ın elindeki tek forvet oyuncusu Caner Çolak'ı oyuna alınması doğru, ancak sakatlık durumu haricinde Oktay'ı oyundan almasını doğru bulmadım. Sonuçta takımımız kenar ortalardan değil, rakibi göbekten delerek skor bulan bir ekip. Kalpar'ın ısrarla İlhan'da diretmesine de bir anlam veremiyorum. Sezon başından beri hiçbir olumlu hareketi olmayan bu oyuncuya bu kadar tahammülün bir nedeni olmalı, hem de kenarda Sezer gibi ikamesi varken. Nitekim golü kalemizde görünce herkesin aklı başına geldi. Kalpar Sezer'i oyuna alınca, takımın aksayan tarafı iyileşti ve takım halinde oldukça hırslı bir futbol ortaya koyduk. Bu enerjik ve ateşli futbolu neden 90 dakikaya yayamadığımız ise merak konusu.

 Oyuncularımızın son yarım saatteki yürekli oyunu ve maçı çevirme istekleri takdire şayan. Abdülaziz'in kendine gelmesi, Orhan'ın pasifliğini üzerinden atması, Turgut'un takımı sürüklemesi ve Sezer'in buram buram kalite kokan futbolu bu periyotta göze hoş gelen durumlardı. Göze batanlarda vardı tabi. Ahmet Şahin'in yediği golü klasını yakıştıramadım. Murat Yıldırım'daki korkunç düşüş devam ediyor, yoksa Samsunspor'u sildi mi kafasından? Eleştirmek istemediğim ancak kendisine altın tepsiyle sunulan fırsatları elinin tersiyle iten genç Caner'e ne demeli? Baskı yaptığımız dakikalarda doğru yerde olmaması ve topla hiç buluşamadan 45 dakikayı deviresi sadece "genç oyuncu, pişmesi lazım" gibi klişelerle geçiştirilmemeli. Bugünlere gelmek için çok çalıştığını bildiğim Caner, bugünlerde kalıcı olabilmek için daha çok çalışmalı. Savaş sakat olmasa, Burhan takımdan ayrılmasa, Hakan Akman ve Adem kadrodışı kalmasa, bu fırsatların hiçbiri eline geçmezdi.

 Alttaki rakiplerin kaybettiği haftalarda alınan 1 puan yine de iyi. Gelecek hafta can çekişen Çanakkale deplasmanında olacağız. Son yarım saatteki istekli futbolu genele yayarsak, zorlu deplasmandan 3 puanla döneceğimize inancım tam.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mert ORAL Arşivi
SON YAZILAR