Akıl ve Biz

“İşinde üstün başarılı olmak için; ya o işe âşık olacaksınız, ya da o işe muhtaç olacaksınız.”

Toplumumuzda değişik iş kollarında çalışmaktayız. Bazılarımız yaptığımız işte başarılı olamazlar. Ancak başarılı olamadıklarını ifade edemezler. Neden başarılı olamadıklarını araştırmadan kabahati genellikle işverene yahut bürokrasiye bulurlar.

Gerçek olan şudur ki, yukarıdaki sözümüzün de ifade ettiği üzere, başarılı olmak için öncelikle yaptığımız işimizi çok sevmemiz gerekir. Aşık olma seviyesinde sevmemiz gerekir. Yahut ta o işe gerçekten muhtaç olmalıyız. Ben bu ifadeye biraz daha katılık kazandırmak için şu sözümü ilave ettim: “İşinizi en az eşiniz kadar sevmedikçe istediğiniz başarıyı elde edemezsiniz.”

Bugün işe yeni başlayan gençlerimiz hayal âleminde gezmektedirler. Buldukları işin gerçek kıymetini bilememekte, işine gereği gibi özen göstermemektedirler.

Geçenlerde bir dergide okudum: 77 yaşındaki bir hanımefendi halen çalışmakta olduğunu belirterek şu güzel sözü söylemektedir. “Çalışırsan üzülmeye vakit bulamazsın.” Ne kadar doğru söylemiş. Çalışmak isteyen kişi her şartta meşgul olacak bir iş bulabilir. Çok değer verdiğim bir sanatçımızın söylediği şu sözü de sizinle paylaşmadan geçmek istemiyorum: “Para bir değiş tokuş aracıdır. Para, iş yapmak isteyen insanların değerlerine karşı değer verme ilkesinin maddesel biçimidir. Emek gözyaşları içinde mızmızlananların ya da onu zorla almak isteyen yağmacıların aracı değildir. Meltem Yaprak Darcan”

Ne kadar güzel ifade edilmiş. Bugün belirli yerlere gelmiş olan kişilerin birçoğunun hayat hikâyesi incelenirse, hiçte sanıldığı kadar bedavadan oralara gelmiş olmadıklarını görürüz. Bu kişilere saygı duymak hepimizin üzerine düşen vazifedir. Bu arada, çok kısa yoldan köşe dönme hayaliyle yanıp tutuşanlar şunu çok iyi bilmelidir ki; çalışmadan oturarak başarılı olanlar tavuklardır. Onlarda günde en fazla bir yumurta yapabilirler. Çalışarak kendi emeğinin karşılığı ile yaşantılarını devam ettirenler her zaman mutlu olabilirler. Başkalarının emeklerini çalmak isteyenler ise hep diken üstündedirler.

Kazandığımız yahut kazanacağımız para bizim değerimizdir. Bu değerimizi artırmak yahut eksiltmek kendi elimizdedir. Bizim hedefimiz her gün değerimize artı değerler katmaktır. İnsan istedikten sonra başaramayacağı hiçbir şey yoktur. Ben başarılı olacağım diyerek - bir siyasetçimizin dediği gibi- dostlarını satmayacaksın. O dost ki, senin bilmediğin fedakârlıklar yapmıştır senin için. Bir köpek bile kendini seven, başını okşayan bir yabancıyı ısırmıyor. En azından bir köpek kadar olamaz mıyız? Bazı dostlar ise zamanında en yakını olarak gördükleri dostlarına misafirhaneleri layık görürler! Verdikleri sözleri çok çabuk unuturlar. Koskocaman yılların siyasetçisi bile bu dostlardan yakınıyorsa vah bizim halimize…

Herkesin kendine göre haklı bir savunacağı tarafı vardır elbette. Suçu kim üstüne almış ki bugüne kadar? Herkes kendine göre haklıdır. Her insan kendi aklını beğenir. Hiç kimse kendi aklını başkasının aklı ile değişmez. En zavallı en beceriksiz, en kişiliksiz insanlar bile kendi akıllarından memnundurlar. Bu da Allah"ın bir hikmeti galiba. Başkalarında bizden daha fazla beden gücü, güzellik, tecrübe vs. görebiliriz ve bunu da kabul ederiz. Ancak akıl yönünden üstünlüğümüzü kimse ile kıyaslamayız bile…Hani bir söz vardır halk arasında; “akıl pazara çıkmış ama herkes gidip kendi aklını beğenmiş.” Her ne kadar kendi aklımızı çok beğensek te, bizden akıllı olup akıllarını çok iyi değerlendirenleri de takdir ederek onları takip edersek bir şey kaybetmeyiz çok şey kazanırız. Ne dersiniz?

Gelecek güzel günlerde buluşmak umuduyla, dostlarımıza misafirhaneleri değil evimizi, gönlümüzü açacağımız yarınlar dileğiyle… Hoşçakalın efendim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Yaşar Koca Arşivi
SON YAZILAR