AD KOYMA ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ ..

 

İnsanlar çocuklarına bundan böyle istedikleri adı koyabilecekler.İnançları,etnik kimlikleri,idolleri ve hatta yabancı isimleri çağrıştıran isimleri verebilecekler.

Bir de Devlet artık her yaptığı tesise/yatırıma aklına esen ismi veremiyecek.Vermeye kalkarsa on defa ,yüz defa düşündükten sonra karar verecek.”Ben koydum, oldu”,devri tarih oluyor.Üstüne üstlük geçmişteki tarihsel , siyasi çatışmalara katılan,görev gereği mücadele eden sivil,askeri kahramanların da adları tabeladan silinecek.Neden?..Küresel Efendiler öyle istiyor.

Kimler mi bunlar?1917'de Kudus'ü işgal eden kumandanın “Selahattin Eyyubi'nin mezarını tekmeleyen ve “Kalk Selahattin, biz yine geldik..”diyenlerin uşakları...Vaktiyle uyum yasaları ve ilerleme raporlarıyla ,Vekillerin gözünün içine baka baka ev ödevleri verenler. Müesses nizamı yıkmak adına yeni derin nizama destek olanlar..1000 yıllık kardeşliğinizi bölüştüren;“Dini azınlıklar...yöresel/bölgesel etnik azınlıkların inşası için “Açılımlar” yapın,diyen dayatmacılar,yani, yeni Evangelist lejyonerler ,işbirlikçiler ne çabuk unuttunuz.

Bizim insanımız gariptir.İran devrimi sonrası “Yeşil kuşak”projesi ile rağbet bulan dini hassasiyetler ön plana çıkınca çocuklara Enes'le Aleynalar,Furkanlar isim olmaya başladı.İhtilal dönemlerinde de Gürsel,Evren,Eylül,Deniz isimleri pek revaçtaydı.Hem darbenin silindirinden geçeriz hem de darbecileri kutsarız.Böyle bir huyumuz var.Rüzgara göre yelken.

Bugünlerde “Barış süreci ikliminde!”rüzgar “ azınlık ırkçılığı”yönünde esiyor.Sanki,”Kalk biz geldik” diyen meşhur kindarın meydan okumasına benzer olaylar yaşıyoruz.

Güneydoğu'da bir vatandaş kız çocuğuna”Kürdistan”adını vermiş! Verirse verir ;zaten Fırat'tan öteye yer adları sessiz sedasız değiştirildi.Maksat, Cumhuriyetle hesabı olanların gönülleri kırılmasın.Ama gönüllü,ama namlu gücüyle..Devlet/Hükümet olarak yaptığın köprüye Yavuz Sultan Selim adını veremezsin! Gavura gavur diyemezsin.”ayrımcılık”, olur.500 sene önceki dava/mezalim hortlamış olur.Sabiha Gökçen ismi de Abdullah Akdoğan Paşa'nın akibetine uğrayacak gibi.

Bugüne gelirsek.”Türk-Kürt “kardeşliğinin nişanesi olarak, Şırnak hava alanına kürtçü siyasetçi “Şerafettin Elçi”nin adı veriliyor.Açılışı bizzat Başbakan yapıyor.Eh.Kardeşlik demişken kala kala Kemal Burkay ile Ahmet Kaya 'nın adı kalıyor.Garipsemeyin.Hükümetin başı tutup da “Lice'deki olaylarını bahane edip Hakkari'de evi kundaklanan İmam Aziz Tan'ın adını “verecek değil ya.Kim tanır İmam Aziz Tan'ı?Söyleyelim.Geçtiğimiz yıl “çocukların dağa çıkşlarını engelliyor.”diye sabah namazı pkk' lılar tarafından şehit edilen din görevlisidir kendisi.İftar iftar dolaşan,kürsüden ahkam kesenlerden değil.İnsanın kafası başka yerde ,gözü işte oynaşta olunca zihinsel algılamada sorun olabiliyor.Kameralar yakalayamıyor.

Yaşarsak göreceğiz.Devlet'e ,Hükümet'e ekranlardan “Has...tirin! Has..tirin!”çeken Osman Baydemir'in adı “Kürdistan”ın doğduğu yerde bir üniversiteye verilirse şaşmayın.Ben şaşırmam Önce nabız yoklanır.”Yok öyle birşey”, derler.Müfteri derler ”şerefsizlik”yaftası vururlar, sonra sırıtarak “Ben bilmem danışmanım bilir”esprisi ile karışık ,oldu bittiye getirirler.

Madem öyle yerel bakalım.Samsun'un Yerel siyasetçilerine ,büyük büyük Bayraklar asarak göğsümüzü kabartan yerel yöneticilere bir kaç önerim olacak.

Samsun Hava alanı'nın adı;”Hüseyin Özalp “Havaalanı olmalı..100 yıl Bulvarı'nın adı,”Kemal Vehbi Gül “Bulvarı olmalı.Büyük Camii'ın adı “Ulu Camii”,olarak değiştirilmeli.Büyük sıfatı yavan kalıyor. Çünkü,”Büyük” kelimesi,Kebir,Ekber,kelimelerini anlamca tam olarak karşılayamıyor. Osmanlı'da Ulu Camiler o kentlerin simgesel mabetleridir.Bu adı taşıyan camiiler,dini mimari özelliği ve ruhaniyeti ile emsallerinden farklıdır.Söz sırası gelmişken Raylı sistemin “Opera” durağının adı : ”UluCamii “ olarak değiştirilmesi , anlamlı olacaktır.Osmanlı'dan Cumhuriyet'e taşınan mirasa saygı örneği olacaktır.Karar vericiler, Raylı sistem yolcuların içinde Opera'da ineceklerle ,Camie ve çevre iş merkezlerine gitmek isteyenler arasındaki yoğunluğu hesap edemedikleri açık.Tercih yanlışlığı yapmışlardır. Ad koyucular Ankara'daki OPERA durağından esinlenerek yapmış olabilirler,fakat bu adlandırma eşyanın tabiatına aykırıdır.

Samsun'da eski/yeni ne kadar -isimsiz camiler-,mahallelerdeki “numaralı sokaklar”'ın tümü yeniden adlandırılmalıdır.Kent kültürünün oluşmasında ve kent bilincinin gelişmesinde önemli ayrıntılardır.Bunun için Kent Konseyleri, kent sakinleri ile birlikte ortak akıl bileşeninde Yerel yöneticiler ve siyaset kurumları ile birlikte “adsızlık /kimliksizlik” sorununa çözüm üretmeliler,diye düşünüyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Anayol Arşivi
SON YAZILAR