Yetiştirme Yurtları

İki gündür Bakan Suat Kılıç'ın da müdahalesi ile iyice medyatikleşen bir "YUVADA DAYAK" olayı ile karşı karşıyayız.

Memleket meselelerinin en önemlisi oluverdi birden bir öğretmenin bir çocuğa şiddet uyguladığı iddiası.

Şiddetin her türlüsüne karşı çıkmak gerekiyor. Yurt ve yuvalarda koruma ve bakım altında bulunan çocuklara uygulanan şiddet merhamet duygularımıza da hitabettiği için çok büyük tepki alıveriyor.

Yıllarca yuvalara uğramayan, o çocukların ne durumda olduğunu, hangi koşullarda bakılmakta olduğunu, sorunlarını , yaşamlarını bilmeyenler birden havari kesiliveriyorlar.

Bu oralardaki çocuklarla yeterince ilgilenemedikleri için pişmanlık ve kendilerini sorgulayan bir toplumsal tepki, mi, acıma duygusu mu , yoksa çığırtkanlık mı bilmiyorum ama, bu olayların gündeme getirilerek acıma merhamet duygusu ile olaylar patlak verdikten sonra yaklaşımın yanlış olduğunu düşünenlerdenim.

Yurt ve yuvalarda koruma ve bakım altında bulunan çocuk ve gençler parçalanmış ailelerin çocukları genellikle. her birinin bir ayrı öyküsü var. Devlet koruma altına alırken kurum bakımına almamak için her türlü desteği veriyor, ama yine de ilkelleşen bu kurum bakımının önüne geçemiyor. Bu konuda çaresiz.

Kurum bakımının da kendisine göre büyük sorunları var, çalışanlarının da. Siz sorunlu insanlara hizmet vereceksiniz, ama çalışanların sorunları var mı bilmeyeceksiniz. Hele de bu kurumları siyasetin arenası haline getirerek formasyona yeterliliğe bakmadan atamalar yaparak siyasallaşmanın en olmaması gereken kurumda kadrolaşmanın çirkinliklerini sergileyeceksiniz.

Sonra da kurumda şiddet var diye manşetlere taşınacak bir öğretmenin uygun olmayan ve onaylanmayacak davranışı. O hale geldi ki infaz yapıldı, karar verildi. bakan bizzat açığa alınması talimatını verdi. Gazeteler de bunu yazdılar.

Peki sorunun asıl kaynağı nedir. Bu kurumda neler oluyor ona da bakıyor muyuz? Bütün çalışanları zan altında bırakan, acıma duygusu ile yaklaşılmaması , hayata kazandırılması için bir çok farklı çalışma yapılan kurumdaki çocuk ve gençleri böyle bir olayla kamuoyunun gündemine getirmenin ne yararı var.

Bu kurum ile ilgili haber yapacaksanız eğer, aylar önce 3. sayfa haberleri için gösterdiğiniz duyarlılığı göstererek yapmanız daha olumlu olmaz mıydı? Kuruma sadece şiddet ve basını ilgilendiren olaylar ortaya çıktığında gündeme getirme yerine sürekli gündemde tutulsaydı bu olaylar yaşanır mıydı?

 

KPSS skandalından sonra ÖSYM çalışanları zenginleşti

Olaya bakın. KPSS ve ÖSDYM ile gündeme bir sürü iddia ve olay ortaya atıldı ama bunlara rağmen ÖSYM başkanı hala görevde . Hiçbir şey olmadı izlenimi ile devam ediyor.

Ancak dün basına yansıyan olay aslında çok şeyler olduğunun da kanıtı. Bilirkişiler, iki yıl önceki KPSS skandalının ardından bazı adayların yerleştirmelerinde, puanlarında ve doğru-yanlış sayılarında değiştirilme yapıldığı saptadı. Bazı ÖSYM çalışanlarının mal varlığında ise ciddi artış tespit edildi...

VATAN Gazetesinin olayla ilgili haberini aynen veriyorum. Yorum sizin...

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2010 yılında yapılan KPSS Eğitim Bilimleri sınavında kopya çekildiği iddialarıyla ilgili yürüttüğü soruşturmada hazırlanan dört bilirkişi raporu, skandalın üzerindeki sis perdesini araladı. Başsavcının talimatıyla hazırlanan bilirkişi raporlarında bazı adayların yerleşme, puanlama ve doğru-yanlış sayılarında değişiklik yapıldığı saptandı. Raporlarda bütün işlemler tek tek ortaya çıkartıldı.

Birinci bilirkişi heyeti tarafından ÖSYM'de bulunan 'Test Araştırma Merkezi'ndeki 53 bilgisayar ile METEKSAN'daki bilgisayarlar mercek altına alındı. Ayrıca Bilişim Şube Müdürlüğü'ne de bu bilgisayarlarının imajları alınması için talimat verildi. Bu bilgisayarlardaki mail trafiği, yazışmalar ve kayıt edilen dosyalar mercek altına alındı. Sistemdeki güvenlik açıkları da incelenerek savcılığa sunuldu.

İkinci bilirkişi, soru kitapçıklarının basımı, dağıtımı ve soruların muhafaza edildiği kozmik odaya giriş çıkış yapanları inceledi. Sınav sorularının şifrelenmesi araştırılırken bu işlem için kullanılan programın formatlanıp formatlandığına da bakıldı. Basım için kullanılan makinalar incelenirken soru kitapçıklarının numaralandırılması da aynı rapor içinde anlatıldı. Son aşamada ise bu kitapçıkların dağıtımları anlatıldı.

Üçüncü bilirkişi raporunda ise ÖSYM çalışanlarının mal varlıkları incelendi. Özellikle soruların hazırlandığı ve saklandığı birimlerdeki kişilerin mal varlıkları araştırıldı. Bazı birimlerde çalışanların mal varlığında son 10 yıl içinde artış gözlendi. Hatta bu kişilerin gayrimenkul ve taşınmazlarını yakınlarının üzerine devrettiği saptandı. Bu kişilerin eğlence sektöründe yaptıkları harcamalar ise dikkat çekti. Özellikle kumarhane, 5 yıldızlı otellerdeki konaklamalar ile lüks restorant harcamaları raporun en çarpıcı bölümünü oluşturdu.

Dördüncü raporun konusu ise soruların hazırlanması aşamasıyla ilgili oldu. Sınavlarda soruları hazırlayan heyetteki üyelerin durumu mercek altın alındı ve detaylı bir rapor hazırlandı. Adayların yerleştirilmelerinde yapılan değişiklikler, testlerdeki doğru ve yanlış sayılarının değiştirilmesi ile puan değişikliklerinin tespit edilmesinden sonra savcılık harekete geçti. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ÖSYM'ye bir yazı gönderilerek bu değişikliklerin tek tek sebepleri soruldu. Savcılığa gelecek cevaba göre soruşturma devam edecek. Cevap geldikten sonra da şüpheliler ifadeye çağırılacak.

Son 6 yıl mercek altında

Bilirkişi raporlarında bu sonuçlar ortaya çıkarken savcılık tarafından yapılan incelemelerde, soruşturmanın derinleştirilmesine karar verildi ve 1 Ocak 2005 tarihinden başlanarak bütün evraklar incelendi. Böylece ÖSYM tarafından yapılan son 6 yıldaki bütün sınavlar soruşturma kapsamına alındı. Ankara Cumhuriyet Başsavcı vekili Şadan Sakınan tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, “Rüşvet, sahtecilik ve bilişim sistemlerine girmek suretiyle verilerin ele geçirilmesi” suçunun işlendiği kanaatine varıldı.

Bu kapsamda da ÖSYM'den son 5 yıl içinde yapılan görevlendirilmelerin listesi de istendi. Araştırma kapsamında 181 kişi tarafından yapılan suç duyurusu da incelendi. Yapılan araştırmada 80'in üzerinde şüpheli tespit edilirken ÖSYM Başkanlığı'ndan istifa eden Ünal Yarımağan hakkında da 'görevi kötüye kullanma' suçlamasıyla işlem başlatıldı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Coşkun Özbek Arşivi
SON YAZILAR