Sosyal belediyecilik

Samsun gelişme yolunda ilerlemeye devam ederken belediyelerin sosyal belediyecilik anlayışından hızla çıkarak kar eden, rant sağlayan belediye olma çabaları asıl görevlerini unutturuyor.

Türkiye'de başarılı olduğu iddia edilen belediyeler kentsel dönüşüm, arsa kazanma, otopark, avm yapma vb. gelir ve getirisi yüksek! çabalar içerisine girince, bunlarla yarıştan geri kalmak istemeyen  diğer  belediyeler de önce gelir diyerek halk için yapacakları sosyal yatırımların ardında bile karlılık aramaya başladı.

Bir çok belediyeyi tenzih ediyorum ama sosyal belediyecilik kavramını unutmaya başladık. Bizlerin vatandaş olarak unutması çok önemli değil ama, asıl unutmaması gerekenler unutunca halkın sağlığı, huzuru düzeni de bozulmaya başlıyor.

Samsun'a gelince; Büyükşehir Belediyesi'nin yatırımlarının ardında tamamen karlılık, oya dönüşme , rant var sanki. Yaptıkları hizmetleri, hizmetlerin muhatapları ve mağdurlarına sormadıkları gibi, ben yaptım oldu mantığı ile hareket ederek, olmazsa bozarım yenisini yaparım mantığı hakim olmaya başladı.

Sel olayının ardından yapılamayan sel kapanları ve yeni yapıldığı halde yıkılarak halkın parası ile uyarılara ve planlamalara uygun yenisi yapılan köprüler hala tamamlanamadı.

Dün Kasaplar Odası'nın çiçeği burnunda başkanı Ömür Şen, basınla tanışma toplantısında esnafının on yıllardır dile getirilemeyen sorunlarını anlattı. Ve söz ister istemez Samsun Mezbahanesine geldi. Düşünebiliyor musunuz? Samsun Büyükşehir Belediyesi, Samsun'un tek mezbahanesini işletemediği, ya da işletilemediği için borcunu ödemedi gerekçesi ile tahliye ediyor ve Samsunlu 140 kasap et kesmek için yer arıyor.

Ete kesmek için dediğime bakmayın, sağlıklı kurallara uygun et kesmek için . Yoksa et kesmek için yer mi yok memlekette?

Ömür Şen de bundan söz ediyor:"  Etlerimizi kesmek için en yakın 19 Mayıs ilçesine gidiyoruz. Ya Bafra, ya da Tekkeköy olmak zorunda. Tekkeköy'de bile 2 kasap var ama 2 mezbahane yapılıyor. Samsun'da 150 esnafımız var. Günde en az 150 hayvan kesiliyor ve mezbahane yok memleketimizde. Olanı da elimizden aldılar."

Bu da kaçak kesimi tetikliyor. Samsun'a gelen etlerin yüzde 70'i dışarıdan gelince; ne yiyeceğimiz ve yediğimiz Allah'a ve kesenlerin vicdanına emanet.

Tarım İl Müdürlüğü'nün de dışarıdan gelen kayıt dışı kontrolsüz ve kaçak kesilen etleri denetlemesi olanaksız.

Mezbahane olmayınca yakında vatandaş ta araba tutup en az 40 km ilerideki mezbahaneye götürüp hayvanının kesilip kesilemeyeceğinden emin olmadığı bir yere gitmektense kolay yolu seçiyor.

Kontrolsüz, muayenesiz ve denetimsiz kesim. Bunu yapanlar kasaplar değil elbette. Yoksa sorun olarak gelmezdi dile.

Bir başka gerçek daha Samsun'a giren etlerin % 70'i ilçelerden ve çevre illerden geliyor. Nerde kesildi, kim kontrol etti, sağlıklı mı bilmiyoruz? Kim denetleyecek? Tarım il Müdürlüğü. Kayıt dışı kesildi ise nasıl bulacak.

Cevabı sizlere bırakıyorum.

Hayvancılık ve tarımın gelişmesinin en önemli ekonomik seçenek olduğu Samsun'da bir mezbahaneyi bile işletemeyen, işlettiremeyen ve kapatan bir belediyecilik anlayışlı ile gelişime nasıl olur onu da takdirlerinize bırakıyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Coşkun Özbek Arşivi
SON YAZILAR