Yak(ma) bir sigara!

Herbirimizin bazen kızdığı, öfkelendiği olur değil mi? Benim de kızgın olduğum bir gün bugün. Öyle her şeye değil, bir şeye kızdım bugün.

Oturmuşum masama, çalışmaya başlayacağım, bütün alet edavatı hazırlamışım, kalemimi, kağıdımı, çayımı, tercüme edeceğim kitabın fotokopisini, sözlüklerimi... Yanına da sıkılırsam diye okuyacağım bir kitap koymuşum. Yani tam havaya girmişim.

Fakat o da ne!?..

Pakette iki tane sigara kalmış...

Olamaz!..

Vakit gece yarısı...

Bu saatte Atakum'da açık yer olmaz... Ne yapacağım şimdi. Sabaha kadar bu masa, bu çalışma sigarasız çekilir mi? İmkansız yapamam. Yedekte de kalmamış.

Başladım kendime söylenmeye:
"Niye akıl etmezsin evde bir kaç paket bulundurmayı...N'olacak şimdi? Arkadaştan da isteyemezsin... Ne güzel de hazırlamıştım çalışma masasını..."

Sonra söylenmelerimi kağıda dökmeye başladım. Bir de ne göreyim! Aynen sizin de gördüğünüz gibi, sigarayı almayı unuttuğumdan yakınmış, bu yüzden kızmışım kendime.

Oysa asıl kızmam gereken bu muydu?

Hayır!

Asıl kızmam gereken sigaraya nasıl olup da bu kadar bağımlı olduğum değil miydi?
İdraki yerinde, kararlarında ısrarlı bir insan, (üstelik aklımın fikrimin yerinde olduğu da söylenir) nasıl olur da çalışma şevkini bir dal sigaranın kırmasına izin verebilirdi.

Yer yerinden oynasa okuduğum kitabı bırakmazdım ama işte sigaranın olmayışı beni kitabımdan, çalışmamdan alıkoymayı başarmıştı.

Şimdi daha çok öfkelenmeye başlamıştım.
Düşüncem bana oyun oynuyordu.

Kafamda iki kelime birbiriyle dans etmeye başladı.
"Bağlılık ve bağımlılık"

Sigaranın anlatılan bütün kötülüklerini bir yana bıraktım, beni kendisini içmiyorum diye en sevdiğim şeyden, kitap okumak ve yazı yazmak zevkinden mahrum bırakmıştı.
Kendisine bağlandığınız şey bu bağlılığın karşısında size sadıksa mutlu olursunuz ama onsuz yapamaz hale geldiğinizde bağımlılık halini almış olur. Bağımlı olduğunuz şey sizin için var değildir artık. Siz onun varlık sebebi haline gelmişsinizdir.

Peki aşk neydi o zaman?

Bir bağlılık mı yoksa bağımlılık mı?

"Yokluğu sinirlerinizi bozuyorsa elbette bağımlılık. Ama yokluğunda özlüyorsanız bağlılık..."

"Keşke" dedim sonra, "Keşke, tek bağlılığımız ve bağımlılığımız aşk kadar masum olsa!"

Yazıyı bitirdim ve son bir ümitle yerimden kalkıp, içine ıvır zıvırları  attığım tahta kutuya yanaştım. İçinde tek dal kalmış sigarayı görmesem çıldırabilirdim ama onu yakmadan yattığım için garip bir zafer edası gülümsemesiyle uyudum.

Bağlı ama bağımsız günler dileğiyle...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Neval Sultan Arşivi
SON YAZILAR