Yazılı ve görsel medyada tartışmalar günlük hayatı evlilik ve Yarışma programları ve beyaz dizilere endeksli vatandaşı ilgilendirmiyor.Çünkü tehdit algıları köreltildi.Yeni Anayasa'dan da pek bir beklentisi yok.Beklentisi  olanlar “Barış gelecek..iyi şeyler olacak...umutlar yeşerecek...göz yaşları dinecek..Terör bitecek!..”diye umut tacirliği yapan Hükümet ve PKK'lı siyasiler....

Hükümet yanlısı kesimlerin de beklentisi bu.PKK ile Kürt sorununu birlikte çözmeyi hedefleyenler sürecin adını” Barış”koydu.Geçmişle yüzleşenler, gelişmelere itiyatla yaklaşmaktadır.Çünkü, ipleri elinde bulunduranların gerçek niyetini ,son 90 yıllık süreçte yaşananları doğru okuyorlar.Objektif yorumluyorlar.

Tarihimizde “Barış” yaşanmadı değil.Terör de öyle.Sevr de bir barıştır.Lozan'da.Hatta ,Kürtçülük  ayaklanmalarının miladı sayılan  Ayastefanos(Yeşilköy)anlaşması da bir barıştır.Barış anlaşmaları  incelendiğinde silahlı çatışmalar,saldırılar,işgaller,emperyal niyetler taşır.Devletler ,milletler mücadelesidir.Müzakereler sonrası Barış yapılır.Kazananı,kaybedeni,galibi,mağlubu vardır. Tarafın/ tarafların  muhatapları vardır.

 Atatürk'ün :”Benim en büyük eserim Cumhuriyettir.”dediği Türkiye Cumhuriyeti'nin yaşanan bu süreçte “Muhatabı” kimdir?Masada oturan kimdir?TC ve PKK...

PKK terör örgütünün açılımını yapalım.Kürdistan İşçi Partisi..Kürdistan neresi?Nerede?Bu örgüt elinde silahla  ne iş yapmıştır?Siz muhatap aldığınızda terör sıfatı düşmüştür.Artık,Kürt halkı'nın ”Ulusu'nun !”silahlı gücü olarak tanınmış demektir.Ayrıca,İmralı'daki Zat'ın Doğu ve Güneydoğu'da yaşayanların temsilcisi olarak kabul edilmiş demektir.Meşruiyet ve statü verilmiş olursunuz.Bu yetkiyi kim /nasıl verir?Karşı taraf belli.Trafik memuru/postacısı belli.TC adına  Muhatap kim?Orası belirsiz!.Bu bağlamda hukuk devletinden,Milli iradeden,Anayasa'da tanımlanan  kuvvetler ayrılığından , TBMM 'den ,Demokrasiden söz etmek tartışılır.Kurumlar kurallar devre dışı bırakılmış  olunca demokrasi olmuyor,demokratikleşme olmuyor.Bunun adı Tiranlıktır.

Kürt sorunu  Uluslararası nitelik kazanmış görünüyor.AB Raporlarından okuyoruz.Onun için  çözüm taraflara bırakılamaz.İstikrarsızlık sadece Türkiye'nin iç sorunu değildir,bölgesel niteliktedir.Algı bu yöndedir.İrak,İran ve Suriye, Türkiye'den ayrı düşünülemez.Dünyanın Kürt sorununa bakışı ezelden beri bellidir.Uluslararası Kuruluşların gözetim ve denetimi olmadan Barışın gerçekleşmesi mümkün olamaz.Terör ile Etnik sorun, Doğu Sorununa eklemlenmiştir.Bence, süreci yönetenler  , konuyu   siyasi bedel ödememek adına – çözümsüzlükten- nemalanmayı düşünmektedirler.Sevrci Kürtçüler Ortadoğu'da ikinci bir Filistin sorunu , Türkiye'nin Doğu bölgesinde, işgal altında bir”ulus “olduğunu dünyaya kabul ettirmek niyetindeler.Yani Türkiye'nin başına “soykırım”iftirasını  atanlar, şimdi Kürt sorununu bela etmeye çalışmaktadırlar.İçerde ve dışarda işbirlikçileri,ajan provokatörleri, yetişmiş elemanları var.

Unutmayalım ki.T.E.Lawrenceler(T.E.Shaw),Rahip Robert Frewler,Noeller,Konsolos Bazıl Nikitinler, Minorskiyler, Dersimli Veteriner Nuriler,Seyit Abdülkadirler,Seyid Rızalar,Şeyh Saidler,Ali Kemaller, Mustafa Sabriler,Ali Galipler,Refii Cevatlar,T.B.Hohlerler,Hürriyet ve İtilafçı /Kürtçüler ne ilk ne de son bulacak; 1923 doğumlu  Türk  devletinin , kurulmasından rahatsız olan ,Ortadoğu'yu kontrol etmek isteyen başta ABD ve İngiltere,Fransa  Osmanlı'yı parçaladıkları metodla /planla -Ermenilerden sonra yeni bir ayrıştırılma ameliyesine giriştiler.Türkiye sınırları içinde -ikinci bir ”ulus”kimliği inşası için : Taşnak, Hıncak, EOKA, ve ASALA'dan sonra ,PKK son örnektir.

Ayastefanos anlaşmasından sonra (3 Mart 1878)de Ruslar tarafından “Sıcak denizlere inmek için”ilk kez bir kavim ismi ,siyasi olarak kullanıldı.Ve Kürtçülük hareketleri desteklendi.Akademik çalışmalar yapıldı.Mesela ,o tarihlerden itibaren “Kürdistan Teali Cemiyeti”.Bedirhanlardan Seyit Abdulkadir'in kurduğu “Teşkilat-ı İçtimaiyye”..Üyeler arasında Padişah Vahdettin'in ,Damat Ferit'in ,Hürriyet ve İtilafcıların yer aldığı “İngiliz Muhipleri Cemiyeti”.”Kürt Teavün Ve Terakki Cemiyeti “ (Kur.9.Eylül 1908)”Hevi Örgütü”(Kur.1912)Kürt öğrencileri örgütlemek amacıyla İstanbul'da Ömer Cemil Paşa tarafından kuruldu.1920'de AZADİ ,bugünkü KCK modeli bir sivil yapılanmadır..Örgütün 1924 ayaklanması bastırıldıktan sonra  elebaşları Irak'a kaçar.Örgütün başına Şeyh Said geçer.Kürt ve Ermeni işbirliğinin en etkin örneği, 1927 de kurulan“Hoybun Cemiyeti”'dir.Tarihin her döneminde   Devlete, Cumhuriyete karşı, yapılan ayaklanmalar,“Kürtçülük/Bölücülük”  adınadır. Elebaşlarını bütün bir topluluğun temsilcisi ve sözcüsü gibi algılamak yanlıştır.

 PKK'nın geçmiş örgütlerden hiçbir farkı yoktur.Aksine fazlalığı vardır.Tek amacı:Öcalan'ın değişi ile “Kürtlere statü kazandırmak”,”Yeni Anayasa ile egemenlik paylaşımını sağlamak”.Başbakan'ın ve AKP'nin beklentisi ,Yeni Anayasa ile  Başkanlık sistemini getirmektir.Başbakan R.Tayyip Erdoğan'ı-ABD modeli -Başkan seçtirmektir..12 Eylül 2010 Referandum öncesi konuşmaların içeriği, birebir örtüşüyor.Barış' a giden yolda olası bir referandumda Kürtçülerle /Neo-Osmanlıcılar ve Ümmetciler  “Ver Kürdistan'ı, Al Başkanlığı” pazarlığı yapılabilir.Kıbrıs'da öyle olmuştu.AB sürecinde ,müzakere tarihi için “Ver Kıbrıs'ı Al Tarihi”dendi,alındı: 2004 yılında G.Kıbrıs tanındı,AB'ye üyeliği hazmedildi.Kıbrıs sorunu çözüldü.Barış geldi?!....