Yaşar Yeşilyurt

Yaşar Yeşilyurt

Türkiye'de ulusçu ideoloji

       Türkiye'de ulusçu ideolojinin her dönemde ağırlığını koruduğunu, bugün özellikle kürt açılımı nedeniyle koparılan yaygaradan pekala anlamak mümkün. Bu eskiden de böyleydi şimdide böyle oluyor. Aslına bakarsanız Türkiye'de her yeni olgu ulusçuluk adına katı bir savunma refleksiyle ötekini uluşçu - milliyetçi olmamakla itham ederek savunmaya çalışmıştır.

 

        Her iktidar yada muhalefet ulusçu olmakla övünmüş ve kendi milliyetçi anlayışını diğerine karşı bir silah olarak kullanmıştır. Yani birbirlerine karşı milliyetçi öyle olunmaz böyle olunur tarzında belirleyici ve indirgeyici yakalaşımlara başvurmuşlardır. Hatta bazıları doğuştan milliyetçidir ve öyle sonradan milliyetçi de olunmaz. İktidar ve muhalefet birbirini -ki bu durum bugün kürt açılımı nedeniyle aynen yaşanmaktadır - ulusal çıkarları savunmamakla suçlamıştır.

 

       Türkiye'de bir anlamda iktidar muhalefet ilişkisi, ulusal çıkarları yeniden tanımlama mücadelesidir. Tezat olan şudur ki herkes birlik ve beraberliğimize sahip çıkalım derken tamda ulusal çıkarları savunma üzerinden bir kutuplaşma ve bir ayrışma yaşanmasıdır.

 

        Türkiye'de eğitimden politikaya ulusal bütünlüğümüz, ulusal kimliğimiz hala siyasi çekişmelere sahne olmaktadır. Aslında tartışmanın odağında olan uluslaşma sürecinin, tam da tamamlanmış bir süreç olmadığını bize açıkça göstermektedir. Ulus ve ulusçuluk denince bir anda ulus - devlet anlayışını savunanların, ulus devletten anladığı şeyin sadece üniter devlet yapısı olması bu konuda fikir yürütenlerin ne kadar da bilgisiz olduğunu bize gösteriyor. Çünkü ulus - devlet sadece üniter bir yapıyı ifade etmez, neticede ne kadar ulus olursa olsun onların dışında ister tek ister birleşmiş başka bir ulus yapısı kurgulayarak ulusları bünyesinde eritmeye ya da bütünleştirmeye çalışır.

 

       Uluslaşma yada ulus - devlet sürecinin siyaset dışında var olması eşyanın tabiatına aykırıdır. Dolaysıyla Türkiye'de bir takım açılımlar ortaya atılırken bunun siyasetçiler tarafından dillendirilmesinden daha doğal bir durum yoktur. Önemli olan kulak vermektir. Birbirimizi dinlemeden sorunların üstesinden gelmek mümkün değildir. Birbirimize kulak verelim vesselam.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yaşar Yeşilyurt Arşivi
SON YAZILAR