Tavuz

   Vaktiyle bir tavus kuşu varmış. Bu kuş, kendi tüylerini gagalayıp atıyormuş ve bedenini kel yaparak çirkinleştiriyormuş. Bir bilge oraya gezmeye gitmiş. Bilge tavusa neden tüylerini yolduğunu, şakınlıkla tavusa yazık olduğunu belirtmiş. Tavus, oluyor ama bana göre can tüyden daha değerlidir ve bu tüy de canımın düşmanıdır, demiş. Bilge şöyle devam etmiş: “Ey tavus! Böyle seçkin tüyleri acımadan kökünden nasıl koparıyorsun? Bu süsleri yolmaya ve çamura atmaya gönlün nasıl razı oluyor? Hafızlar değerli ve güzel olduğundan tüylerini Mushaf'ın arasına koyuyor. Faydalı havayı hareket ettirmek için senin tüyünden yelpaze yapıyorlar. Bu ne şükürsüzlük ve ne korkusuzluktur. Onun nakkaşının kim olduğunu bilmiyor musun? Veya biliyor da nazlanıyor musun? Kasıtlı olarak mı süsünü yoluyorsun?

   Hayret! Nice naz vardır ki günah olur. Kulu padişahın gözünden düşürür. Naz yapmak şekerden daha tatlı gelir. Ancak onu az çiğne çünkü yüz tehlikesi vardır. O niyaz yolu güvenli yurttur. Ona naz etmeyi bırak. Niyaz yoluna alış.

   Hayret! Nice nazlanma kol kanat çırpar, işin sonunda o kişiye o naz vebal olur. Nazın tatlılığı seni bir an yükseltse de gizli korku ve endişesi seni eritir. Bu niyaz zayıflatsa da gönlü en parlak dolunay gibi yapar. Madem ölüden diri çıkıyor, ölen kişi doğru yola sahiptir. Madem diriden ölü çıkıyor, diri nefis de ölümün tarafında dolaşıyor. Ölü ol ki dirilten, diri olan ve sığınılan Allah, bu ölüden bir diri çıkarsın.

   Kış olursan bahar mevsiminin çıkarmasını görürsün. Gece olursan gündüzün doğuşunu görürsün. Yapışmayacak tüyü yolma. Ey güzel yüzlü! Yüzünü matemle yırtma. Kuşluk güneşi gibi olan öyle yüzü, öyle yanağı yırtmak hatadır. Öyle yüzün üzerindeki yara kâfirliktir. Ayın yüzü onun ayrılığında ağlar. Ya da sen yüzünü görmüyor musun? İnatçılık düşünen huyunu bırak!”

   Can, tüyden önemli olduğuna göre tüylere kıyılabilir canı korumak ve yaşabilmek için. Tavus, bilgeye tüylerini yolma gerekçesini anlatmış. Bilge ise tavusa tüylerini yolmanın zararlarından bahsetmiş. Mevlana'dan alınan bu hikâyenin yorumu sizlere ait. Hoşça ve mutlu kalınız.

[email protected] 1 HAZİRAN 2011 ÇARŞAMBA İSA ABANOZ

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsa Abanoz Arşivi
SON YAZILAR