Son onbeş yılda siyasal ve kültürel değişimin bizi nereye götürdüğünü, yaşadıklarımızın “Tarihsel derinliği”ne etkili iki önemli tarihsel olay yaşadık :Biri ,28 Şubat;diğeri 1 Mart tezkeresi.

Tarihsel derinliklere ,” paranoya” diyenler,”komplo”üretimi diye küçümseyenler olabilir. Ama, bu gerçeği değiştirmez.Sözgelişi ,sözde Ermeni “soykırım”meselesinin ortaya çıktığı tarih 1965' dir. Tam 50 yıl sonra iddia(!) uluslararası platforma taşındı. 1961/63  Kıbrıs harekatlarından sonraya ralaması tesadüf olabilir mi?ABD Türkiye'ye silah ambargosu uyguladı. Ardından Başkan Conson tehdit mektubu yolladı.Böylece soykırım  macerası başladı.İddia, 2006 AB İlerleme Raporu'nda   başka iddialarla gündeme taşındı; ”Pontus-Rum ve Süryani soykırımları..”Müttefik Fransa ,Ermeni anıtından   sonra “Keldani Soykırım Anıtı “diktirmesi , tesadüf olabilir mi?

Oysa ,gerçek Ermeni soykırımına dünya Şubat 1991'de Hocalı'da tanık oldu.Kadın,çocuk demeden yüzlerce masum Azeri Türk'ünü  katlettiler.Vatanlarının %20'si işgal altında .1 milyon Azeri  yurtlarından sürgün /göçkün edildiler.Bu katliama dünya kamuoyu,AGİT Minsk teşkilatının  duyarsız  kalması tesadüf olabilir mi?Her fırsatta Türkleri, Osmanlı'yı soykırımcı ilan edenler, “Hepimiz ermeniyiz”diye meydanlara koşanlar,”Özür”dileme yarışına  girenler ;ilk Ermenistan Başbakanı,Ovanes Kaçaznuni'nin Taşnak Partisi'nin Bükreş'te yapılan konferansına sunduğu raporda yazdıklarından haberdar değiller mi?İtiraf şöyle :”Tehcir kararı amacına uygundur.Osmanlı soykırım yapmamıştır.Doğuda Ruslarla birleşip kendini arkadan vuran Doğudaki ermeniler başka bölgelere göç ettirilmişti.ERMENİLER MÜSLÜMAN NÜFUSU KATLETMİŞLERDİR!!.Ermeniler, Batılılar tarafından kışkırtılmışlardır.Taşnak yönetimi dışında suçlu aranmamalıdır.diyor.Kaynak mı?:”(Ali Tayyar Önder,Türkiye'nin Etnik Yapısı,53.baskı,s.63)Kışkırtanlar,destekçiler :İngiliz,Fransız ,ABD ! !!

PKK terörü'nün arkasında da ayni güç odakları var.”Kürt sorunu” diye dayatılan bin yıllık kardeşliğimizi tahrip eden,“baldıran zehiri” içmeye ikna edilen Hükümet de bu sorunun ardındaki destekçileri  biliyor.Buna karşılık terör uzmanlarının ,akademik çevrelerin,stratejik araştırma merkezlerinin hazırladıkları raporlar,anket çalışmaları,yazılanlar,tartıştıkların konu başlıkları; Türkiye'de sistem değişiyor.Türk kimliği toplumu kuşatmıyor.Farklı kimlikler yok sayılıyor, Bayrak,dil ,devletin adı,Türklük  gibi kavramlar tek bir etnisiteyi vurguluyor.Anayasa'da Başkanlık, yerel yönetimler,Adem-i merkeziyet  adına Cumhuriyet'in yeniden inşa ediliyor.Bütün bunlar demokretikleşme,insan hak ve özgürlükleri bağlamında AB'nin öngördüğü evrensel Hukuk düzenlemeleri için ,kalkınma,refah ,huzur için Terörü sonlandırmak,akan kanı durdurmak için  yapılıyor.Bütün medya kanalları,güce ve çıkara tapanlar, İktidar partisi ile STÖ temsilci ve sözcüleri toplumu ikna için seferberlik halinde İmralı,Kandil,Avrupa ekseninde -TBBM dışında- muhataplarla tartışıyor. Arada bir ,toplumu “uslubu sert söylemlelerle  denetlemek,yönlendirmek, bilinçaltını kontrol için gelişmiş iletişim stratejileri uygulanıyor:”Anasütü Bankası, Kürtaj,3 çocuk, Ekmek israfı, 65 yaş üstüne bedeva seyahat,öfke soslu Suriye/Esed rejim karşıtlığı,AB 'ye “Hak –Adalet” dersi , Başörtüsü ,Darbe demogojisi,hastahane  ziyaretleri , İslami referansla Muhalefeti  aşağılamak , itibarsızlaştırmak , Arap Birliği toplantılarında  “Besmele “ ile başlayan hamasi konuşmaların amacı dikkat dağıtmaktır.Kabine değişiklikleri,arada bir Kanuni düzenlemeler, dış seyahatlerde uçakta/hava alanlarında yapılan siyasi polemikler cabasıdır.Gerçekten 28 Şubat,Postmodern bir darbedir.Baldıran zehiridir.Refah-Yol'un Hükümetine içirilmiştir.Asıl sebep “İrtica” değil.Asıl sebep 1974 Kıbrıs Barış harekatına “evet” diyenlere bedel ödetmektir.Türk Hükümeti ,nasıl olur ABD'ye ve İngiltere'ye rağmen Müdahale emrini verebilir!Halbuki ,Türkiye Kıbrıs'a ,uluslararası  garantörlük antlaşmasından doğan hakkını kullanarak Türk katliamını önlemek amacıyla Adaya çıkmıştır.Adaya huzur ve barışı getirenler,emir verenler,25 yıl sonra 28 Şubat'ta Rahmetli N.Erbakan;2001'de B. Ecevit,partileri ile birlikte tasfiye edildiler.Sizce tesadüf  olabilir mi?

Bir Başbakan'ın ülkesinin Kanaat önderlerini “iftar yemeği”ne alamaz mı?Alamaz diye ,kıyametler koparanlar “ABD'nin  Çekiç güçüne,İncirlik askeri hava üssüne” yutkundular, sonra Stratejik ortağın NATO patentli  “Füze kalkanı,Patroit rampalarına ”dilsiz şeytan kesidiler.Alman Başbakanı A.Merkel'in “Türkiye'nin AB'ye üyeliği konusunda terddütlerim var!”açıklamasına rağmen  devlet erkanıyla ağırladılar.Bir Allah'ın kulu çıkıp ,Devletin itibarı iki paralık oluyor,drmrdi.Tesadüf olabilir mi?

Prof.Dr.Haydar Baş:,28 şubat için “Bu ,bir Pentagon operasyonudur.”demişti.Askeri bir operasyon. Batı Çalışma Grubuyla düşününce haksız da sayılmaz.

Ortadoğu coğrafyasında ABD işgallerini ,iç çatışmaları,mezhep kavgalarını, sürgünleri, katliamları, Pakistan'dan Fas'a kadar uzanan halk ayaklanmalarını ,operasyonları CFR ve CIA'nın yönettiği sır değil.Ortadoğu'daki su, doğalgaz, enerji kaynaklarını kontrol altına almak,kendi güdümlerinde yönetimleri işbaşına getirmek ,milli ,üniter devlet sistemlerini dağıtmak olduğu biliniyor. Yoksa, Ortadoğu'da -Türkiye de dahil -“Ambleminden parti programına “kadar birbiri ile benzeşen siyasi partilerin kurulması,”Ilımlı islam”dili kullanılarak  toplumun ikna edilmesi ,“Dinlerarası diyalog, Medeniyetler Buluşması,Demokratikleşme,Bireyin ve toplumların Özgürleşmesi, kimlik arayışları” gibi Çokuluslu Dev projelerin arkasında ABD /AB 'nin olduğu inkar götürmez bir gerçek.Başta Silivri olmak üzere Hasdal,Hadımköy,Maltepe,Mamak,Sincan ,Şirinyer gibi yüzlerce insanın uzun süreli “Tutuklu “kalmasına  sebep olan Haham yamağı  Tuncay Güney'in “Ergenekon bir projeydi” itirafı “Barış süreci”ne denk düşmesi tesadüf olabilir mi?Demek ki ,1 Mart tezkeresi'nin ”Reddedilme” sinde etkili olan TSK'lıların tasfiyesi tamamlandı.Sıra ,taşaron olarak kullanılan örgüte ,PKK'ye geldi. BİR DİP NOT:(açikistihbarat.com)Türkiye'den sorumlu CIA ajanı Henry Barkey,1 mart tezkeresinden sonra ABD Uthah Üni' de verdiği bir konferansta ,AKP liderleri ile anlaştıklarını, “Türk ordusunu çok sıkı bir kafese kapattıklarını “anlattıktan sonra “AKP'nin AB reformlarında ısrarlı tutumu ve ABD'nin Türkiye'ye gün vermesi için AB'ye baskı yapmasını”istediklerini ,bunun için “Türk silahlı kuvvetlerini kafeslediklerini” anlatıyor.Dönemin Genel Kurmay Başkanı ,Orgeneral Hilmi Özkök'tür. CIA ajanı bir şey daha söylüyor.”T S Kuvvetleri  K.Irak'a ABD'den bağımsız girmek istiyordu.O yüzden tezkere reddedildi.”Ondan sonra “Çuval” hadisesi patlak veriyor..

Şimdi,Türksüz ,kimliksiz ,coğrafi bölge antetli Devletin ,toplumun Anayasası,Başkanlık,Eyalet ve özerklik ağırlıklı güçlendirilmiş Yerel yönetimlerin kurulması,katillerin ,terörist, gerilla,sonra savaş tutsağı ,muhataplarca tutsakların karşılıklı salıverilmesine ilişkin,yol haritası mektuplar(her biri 22 sayfa.önceden hazırlandığı anlaşılıyor.)özenle seçilen müzakereciler,heyet üyeleri, Oslo, Erbil, Kandil ,İmralı 'nın biribirinden habersiz değil diyemeyiz.Acaba ,ABD ,PKK'nın tasfiyesine bakalım rıza gösterecek mi? İşin tarihsel derinliği bizi yineson sözü “Paketçi ABD” söyleyecek gibi...