Sandıktan ne çıkacak?

   Mahalli seçim zamanı geldi çattı. Bu pazar (29 Mart 2009) Türkiye sandığa gidecek. Sonuçlar inşallah güzel olur.
   İnsan, seçim öncesinde sandıktan ne çıkacağını merak ediyor. Birer birer verilen oyların kimleri koltuğa oturtacağını düşünüyor. “Bizim reyimiz, görüşümüz nasıl yansıdı ülkeye?” diye sonuçlara daha dikkatli bakıyor.
    Sandıktan A çıkmış, B çıkmış veya C çıkmış hiç fark etmez. “Adalet çıkmış mı? Hizmet çıkmış mı? Eşitlik ve özgürlük çıkmış mı? Efendiler değil de hizmetçiler çıkmış mı? Aklıselim çıkmış mı? ...” Bunlar bizleri ilgilendirir.
   Yine sandık sonuçlarına bakarak yorumlar yapanlar olur. En çok da liderler yorum yaparlar. Kazanan adaylar kadar kaybedenler de yorumlar yaparlar. Kazananlar mutludurlar. Kazanmanın verdiği sarhoşlukla konuşurlar. Kendilerini destekleyenleri de unutmazlar. Ancak onlar, kendilerini seçsin seçmesin, sevsin sevmesin seçildiği bölgenin sınırlarındaki herkesin başkanı olurlar. Babası olurlar. Olmalıdırlar. O bölge halkı artık ondan destek bekler. Ayrım beklemez. Öteleme, itekleme beklemez. Kendisini destekleyenler için uğraşırken diğerlerini unutur ise kazandığına üzülmesi gerekirdi. O sevindi. Bugün sevinir ise yarın mutlaka üzülecektir. Ve o yarın çok yakındır.
   Yarının çok yakın olduğunu bilen bir başka sınıf, kaybedenler sınıfı, mağlubiyeti kabullenemez. Hemen yarın için şimdiden kolları sıvar. Ben aslında başarılıyım ama… ile başlayan bir sürü bahaneler sıralar. Başarısızlığı örtmek için uğraşır durur. Dövünür durur. Kıyaslamalara başlar. Kendinden düşükleri örnek verir. Bir önceki seçimlerden daha çok oy aldığına falan değinir. Hırsları, onlara bugün istemedikleri sözler söyletmektedir.
   Ey kaybedenler! Halk sizi istemedi. Seçmedi. Sevmedi. Halkı ikna edemediniz. Bir kalbe girmek, birini desteklemek öyle kolay bir iş değildir. Siz de bugün bunu başaramadınız. Başarısızlığı kabullenin. Şapkanızı önünüze alın ve derin derin düşünün. “Allah"ım ben nerede yanlış yaptım da böyle oldu?” diye sorgulayın durumunuzu.
   “Yenilgi yenilgi zafere ulaşılır. Mağluptur bu yolda galip!” gibi güzel sözler vardır. Zafere ulaşmak için yenilgilere ihtiyaç vardır. Ama sorarlar adama. Bu kadar yenilgi de fazla olmadı mı? Peşinden eklerler: Yenilen pehlivan güreşe doymazmış diye.
   Seçim yolunda bugün mağlup olman, galip sayılman olarak algılansa da bunun da bir sınırı vardır. Bugün mağlup olanın galip sayılması siyaset girdabından çıkmak olarak algılanmalıdır belki.
   Girilen bir yoldan bizleri birileri kovmadan izzet ve ikbal ile ayrılmayı da bilmeliyiz. O zaman mağlup olduğumuz durumlarda bile galip sayılırız.
   Sonuç: Sandıktan pişman olunmayacak bir galibiyet çıkmasını arzuluyoruz. Hayırlı seçimler…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
İsa Abanoz Arşivi
SON YAZILAR