Samsun’da Neler Oluyor?

Önceden yüz kızartıcı suçlar, tecavüzler, kavgalar, yaralamalar, cinayetler,… gibi haberler başka yerlerden duyulurdu. Uzaklardan gelen bu kötü huylu haberler artık maalesef Samsun"a sıçradı. Biz bitmesini bekler iken hastalık bizim oralara da sirayet etti. Samsun"un bu tarz kötü haberlerle duyulmasından rahatsızlık duyuyoruz. Başkaları da rahatsız oluyor mu acaba? Yoksa suya sabuna dokunma, etliye sütlüye karışma gidebildiğin kadar git. Bu mantık mı güdülüyor? Ancak böyle olmuyor! Olmuyor! "Asayiş berkemal mı?" diye soruyoruz. Evet asayiş tamamdır cevabını alamıyoruz.

Dışarıdaki dostlarımız arıyor ve güzel ilimizdeki söz konusu kötü haberlerin iç yüzünü soruyor. Bizler de utana sıkıla olayları geçiştiriyoruz. Ancak zorlanıyoruz. Utanıyoruz. 

Yazılı ve sözlü medyanın gücü bilinmektedir. Yazarların gücü kelimeleridir. Sunucular ise kuvvetlerini sözlerinden alırlar. Yazar; gördüğü eksikliği, aksaklığı, yanlışlığı kalemiyle düzeltme yoluna gider. Tek derdi yanlışsız, doğru dürüst, yaşanılabilir bir dünya amaçlamaktır. Para, pul, makam, mevki, tebrik, teşekkür beklemez. Halkı uyandırır. Uyanması gerekenleri uyarır. Hesabı bugün için değildir. İleriyi düşünerek kalem oynatır. Küçük ve kısa vadeli düşünmez yazar. Hakkı yenenlerin haklarına kavuşmaları için mücadele ederler. Bir mazlum için bin kelam da ederler gerektiğinde.   

Yazarları herkes sevmez elbette. Hatta bazılarının yazarları görecek gözleri yoktur. Yazarları gördüklerinde cin çarpmışa dönüverirler. Niye mi? Zira yazar eksik ve aksak yönlerini açığa çıkarır. Kirli çamaşırlarını pazara çıkarır. Masum yüzlerinin ardındaki sahtekâr kimliklerini ortaya çıkarır. Rüşvet ve paralarla, makam ve mevki vaatleriyle de susturamazlar yazarları. Yanlış ezberlerini iradeli yazarlarımız bozarlar. İradeli yazarların karşısında nüfuzlu ancak sahtekâr kişilikler duramaz.  

Yazarların ele avuca sığmamaları, korkak ve ürkek olmamaları onları bazen zor duruma sokabiliyor. Karşılarında bazen büyük bir menfaat çetesi boy gösteriyor. Yazarın söz silahına kurşun sıkıyorlar. Söze ve belgeye cevap veremediklerinden, acze düştüklerinden bu yollara başvuruyorlar. Aciz olan saldırır. Güçsüz olan delikli demire sarılır. Sözle, iyilik ve güzellikle işlerini halledemeyenler karanlık yollara meylederler. Kirli planlarının hep gizli kalacaklarını sanırlar. Nüfuzlarına güvenirler. Ancak bu devirde her şey açığa çıkıyor. Gizli kapaklı bir şey kalmıyor. Sonra utanırlar belki yaptıklarından.

MOLLA KASIM ARANIYOR!  

Ortalık karıştı, düzen bozuldu. Yetiş ya Muhammet! Yetiş ya Ali! Molla Kasım da gelebilir. Yeter ki düzen ve intizam sağlansın. Ankara da bir el atabilir. Çünkü işler hiç de iyi gitmiyor. Mesailer öyle görünüyor ki boşa harcanmış. Eğitimde, sanatta, sporda, asayişte… bir silkinme bekliyoruz. Kesin ve kararlılıkla işlerin üstesinden gelinmesi gerekiyor. İşin kanuni boyutunu yaptık deyip başlar rahat bir şekilde yastıklara konmamalı. Rahat rahat uyunmamalı. İşin bir de vicdani boyutu var. Taşın altına yeterince el gitmediği aşikârdır.     

Samsun iyiye gitmiyor. İlgililere duyurulur. Sayın vekillerime duyurulur. Biraz vekili olduğu insanlarla ilgilensinler. Seçim zamanları yaklaşıyor. Artık Başbakan da kurtaramayacak onları! Değişmezlerse bu gidişle değiştirileceklerdir ona göre. Samimi söylüyorum Samsun için neler yaptıklarını merak ediyorum. Bir bilen varsa söylesinler de aydınlanalım. Sözüm sadece onlara değil elbette. Görevli olduğu hâlde, memur edildiği hâlde çalışmayanlara da bir neşter vurmak gerekir. İnsan şöyle düşünmeli. Ben burada olmazsam çok şey fark eder mi? Falan kişi olsaydı bu işler böyle kötü olmazdı, derler mi? Dedirtmek lazımdır. Denmiyorsa iş yanlış yapılmış, sorumluluk yerine getirilememiştir.   

   Kasım"a işi bırakmadan bir şeyler yapılmalıdır. İnsanlar o kadar ileri gitti ki Denge gazetesine saldırı düzenleyebiliyorlar. Basını susturmaya yeltenebiliyorlar. Özgürlüğe kuşun sıkabiliyorlar. Huzuru kana boyayabiliyorlar. Silahlarıyla hesap almaya geliyorlar. Ne hesapları var? Bilemiyoruz. Sözü, yazıyı silahla susturma yoluna gidiyorlar. Korkutmayı, ürkütmeyi amaçlıyorlar. Bu işin arkasında kim veya kimler varsa onları bulmak adaletin işidir. Yoksa insanlarınki tahmindir.

      Yaşanabilir, güvenli, gelişmiş bir Samsun için kolları sıvamalıyız Beyler! Bir şeyler yapmalıyız Beyefendiler! Titreyip kendimize gelmeliyiz usta yöneticiler! Hiç kimsenin yeri garanti değil! Hiç kimse dünyada kalıcı değil!

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
İsa Abanoz Arşivi
SON YAZILAR