Ruhun Gıdası

Şeytan namaza kaldırdığı Muaviye"ye cevap vermeye devam eder. “Hayvan cinslinin kim olduğunun ortaya çıkması için bu otları koyuyorum. Kurt, ceylandan bir çocuk doğurursa onun kurtluğunda ve ceylanlığında şüphe vardır. Sen, hangisine hızlıca adım atacak diye önüne ot ve kemik dök. Kemiğe doğru gelirse köpektir, ot isterse kesin olarak ceylan damarlıdır. Kahır ve lütuf birbirine eş oldu. Bunlardan hayır ve şer dünyası doğdu. Sen otu ve kemiği göster, nefis ve can ağzını sun. Nefsin gıdasını ararsa noksandır, ruhun gıdasını isterse önderdir. O, bedene hizmet ederse eşektir ve can denizine giderse inci bulur. Peygamberler itaatlerini sunar, düşmanlarsa şehvetlerini. İyiyi nasıl kötü yaparım? Allah değilim. Ben davetçiyim, onların yaratıcısı değilim. Güzeli ben mi çirkin yaparım? Rab değilim.” Şeytan örnekler vererek kötülüğünün kendinden olmadığını söyler.

   Muaviye şeytana sertlik gösterir. “Ey yol kesici! Senin bana yolun yok, yol arama. Yol kesicisin, bense yabancı ve tüccarım. Getirdiğin her elbiseyi nasıl satın alırım? Sen kimsenin malına müşteri değilsin. Bu kıskancın kabağında ne var? Ey Allah"ım! Bu düşmandan dolayı bize yardım et. Ey Allah"ım! Onun sözü duman gibidir. Elimi tut yoksa kilimim kararacak. Şeytanın hile ve aldatmasına sınır yoktur. Onun her sözünde şer vardır. Bir anda adamların erliğini bağlar. Kadın ve erkeklerde isteği artırır. Ey halkı yakan fitneci şeytan! Beni niçin uyandırdın? Doğru söyle.

   Şeytan hilesini anlatmaya devam etti: “Kötü düşünceli olanlar, yüz işaretli doğruyu dinlemez. Ey temiz kişi! Sen, benden Hakk"a niçin ağlıyorsun? Sen, o alçak nefsinin şerrinden ağla. Sen helva yersin, çıbanın olur. Ateş sarar seni, tabiatın bozulur. Günahsız yere şeytana lanet edersin. O aldatmayı kendinden görmezsin. Eşyaya sevgin seni kör eder, sağır eder. Kara nefsin suç işledi, düşmanlık etme! Sen beni suçlama! Eğri eğri bakma. Ben, kötüden, hırs ve kinden bıktım. Ben kötülük ettim, hâlâ pişmanım. Gecem gündüze ersin diye bekliyorum. Herkes yaptığını bana yüklüyor.”

   Muaviye söze şöyle devam eder: “Sen beni niçin uyandırdın? Ey sahtekâr! Sen uyanıklığın düşmanısın. Haşhaş gibisin. Hep uykumu getirirsin. Şarap gibisin, akıl ve bilgiyi götürürsün. Çarmıha çaktım seni. Doğruyu söyle. Doğruyu bilirim. Sirkeden şeker olmasını istemem. Erkekliğini yitireni asker olarak almam. Ben gübreden misk kokusu aramam. Ben ırmak suyunda kuru kerpiç aramam. Ben şeytandan beni hayırla uyandır diye beklemem. Çünkü o, yabancıdır.”

   Şeytan: “Seni şunun için uyandırdım. Peygamberin arkasından namaza yetişmen için. Namaz vaktini kaçırsaydın bu dünya ışıksız şekilde kararırdı. Aldanmadan dolayı iki gözünden tulum gibi yaşların akardı. O aldanış ve dert yüz namaz olurdu. Nerede namaz, nerede o niyazın aydınlığı?”

   İhlaslı biri namaza yetişememiş. Birisi ona: “Ey ham kişi! Sen niçin içeri giriyorsun? Peygamber selam verdi.” demiş. Adam çok üzülmüş. Derinden acıyla bir "ahh!" etmiş. O ahtan duman çıkmış. Diğer birisi: “O ahı bana ver, benim namazım senin olsun.” demiş. “Ahı verdim ve namazı kabul ettim.” demiş. Diğeri o ahı yüz niyazla almış. Gece uykuda gizli bir ses ona: “Abıhayat ve şifa satın aldın. Bu seçişin ve davranışın hürmetine bütün halkın namazı kabul oldu.” demiş.

   İblis hilesinin devamını şöyle anlatır: “O zaman namaz geçseydi gönül derdiyle ah ve feryat ederdin. O üzüntü, o feryat ve o niyaz iki yüz zikir ve namazı geçerdi. Böyle bir ah perdeyi yakıp kaldırmasın diye korkumdan dolayı seni uyandırdım. Kıskançlıktan böyle yaptım. Ben düşmanım, benim işim hile ve kindir.”

   Muaviye şöyle tamamlar: “Şimdi doğru söyledin. Senden bu gelir. Sen buna layıksın. Örümceksin sen. Sinek avlarsın. Ey köpek! Ben sinek değilim. Zahmet çekme. Akdoğanım, beni padişah avlar. Git gücün yettiğince sinek avla. Ayrana doğru sinek çağır. Bala doğru çağırsan da kesin olarak yalan ve ayrandır. Sen beni uyandırdın, uykuydu; gemi gösterdin ancak o girdaptı. Beni daha iyi hayırdan kovmak için hayra çağırdın sen.”

   Bir sinek olup örümceklerin ağlarına takılmaktan Allah korusun! Ruhun gıdasını arayan ve uyananlardan olmak ümidiyle… Eğer kaderimiz av olmaksa padişahın avı olalım.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsa Abanoz Arşivi
SON YAZILAR