ÖFKEYİ KONTROL ETMEK

İmam Şafi Hazretleri öğrencileriyle ders yaparken bir konu üzerinde farklı düşüncede olan öğrencileri görüşlerini ifade ederler. İmam Şafi farklı düşünenleri kırmadan ikna etmeye gayret ederken, öğrencilerinden biri olan Yusuf hocası İmam Şafinin görüşüne katılmadığını ifade ederek, hatta biraz da öfkelenerek dersi terk terk eder. 

Olgunluk abidesi, ilim, hikmet ve irfan sahibi İmam-Şafi hazretleri nefsinin zincirlerini kırıp, hatta hiç nefis yapmayıp, örnek bir davranış göstererek ögrercisi Yusuf'un evine gider ve...

-Ey Yunus, bizi birleştiren yüzlerce mesele dururken bir mesele mi bizi ayıracak?
-Ey Yunus, yaptığın ve üzerinden geçtiğin köprüleri yıkma! Bir gün o köprüden geri dönmen gerekebilir!
-Ey Yunus, hatadan nefret et, ama hataya düşenden nefret etme!.
-Ey Yunus, bütün kalbinle günaha öfkelen, ama günahkara acı, ona merhamet göster!.
-Ey Yunus, sözü eleştir, ama sözü söyleyene saygı göster!.
-Ey Yunus, görevimiz hastalığı tedavi etmektir!. Hastayı yok etmek değil!.”
Diye nasihat edip, ders vererek öğrencisi Yunus'u hem ikna eder, hem de insanlığa yol göstererek, kaynağı Kur'an ve Hz. Peygamber olan anlayışı hatırlatmış olur.

Öfkelenmek fıtri ve beşeri bir duyudur. Yüce Allah ve Resulü öfkeye hakim olunmasının gereğini bildirilmektedir. İnsan beşer olması nedeniyle olay ve kişilere karşı öfke duyabilir ama öfkenin yansıması olacak her hangi bir olumsuz davranış  geliştiremez. Bağırıp-çağıramaz, kırıp-dökemez. Öfkesine hakîm olur,  bunun için ne lâzım gelirse onu gerçekleştirir. 

Öfkeye hakim olmak için pozisyon değiştirmeyi tavsiye eden Peygamberimiz, abdest almanın öfkeyi ortadan kaldıracağını da hatırlatır. Öfkenin şeytani bir eyleme dönüşmemesi için, şeytanı ilk hamlede uzaklaştıracak abdest alınmasının gereğini bildirmiştir. 

Müslümanın bir arada olmasını ve kalmasını sağlayacak yüzlerce binlerce neden varken, hırsına mağlûp olup bir mesele yüzünden, haklı bile olsa ilişkilerin kopartılması asla kabul edilemez. 

İnsanlar birbirine muhtaç olarak yaşarlar, sonradan özür dilemeyi gerektirecek bir davranışa girmemek akıllı ve imanlı insanların işidir. Sonradan oluşacak pişmanlıkların telafi edemeyeceği bir soruna neden olmamak gerekir. Kardeşlik hukuku öfkeye hakim olunmasını da gerektiren bir sorumluluktur. 

Hatalara, kötülüklere, yanlışlara savaş açmak ve tavır almak haklı ve doğru bir davranıştır. Ama, bunu yaparken yeni sorunlar oluşturmamak, yeni yaralar açmamak da lazımdır. Hata yapanları uyarmak, yanlışlarını dikkatle anlatmak ve onları doğru zemine çekmek; emri bil mağruf nehyi anil münker sorumluluğunun bir gereğidir. 

Hastalığı tedavi etmek, kötülükleri yok etmek, yanlışları düzeltmek için; ilişkileri bozacak, toplum ahengini dinamitleyecek, onarılması güç yaralar açacak şekilde köprüleri yıkmamak lazımdır. 

Aynı yerden geriye dönmek gerektiğinde basacak dalları ağaca çıkarken kesmek,  yere çakılmayı göze almak demektir. Öfkeye hakim olmak; ağaca çıkarken dalları kırmamak demektir. Zor olan eylemlerin sahibi olmak erdemli insan olmaktır. Öfkeye hakim olmak da zor olan eylemlerdendir. Bunu yapan erdemlidir, erdemli olan da öfkeye hâkim olur. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR