Mısır’ı zor günler bekliyor…

Halk dilinde bir deyim vardır: “Allah sonumuzu hayır eylesin.”Ardından  “iyi günlerde değiliz” deriz. Tam da Mısır halkı için söylenecek bir söz.

Tunus'ta başlayan ,Cezayir ve Mısır'da süren halk hareketi ve oradan Yemen'e sıçrayan olaylar tesadüf olamaz.

Bir günde meydanlara binlerce insan sel gibi akıp günlerce yönetimi ,başındaki 27 yıllık Devlet Başkanı protesto ediyorsa,adam sorarlar “daha önce nerede idiniz?

Geçmişte Mısır'da seçimler yapıldı. Halkın büyük çoğunluğu Hüsnü Mübarek'i seçti.Yüzdesi çok yüksek oyla başa getirdi.Muhalefet dediğin İhvancılar,bugün sokakları,meydanları dolduranlar nerede idi?

Wikilaes belgelerinin yayınlanmasından ve ABD'nin Ortadoğu Ülkelerinde ”İslam ülkelerinde” değişim adına yapılanların gerçekte neler olduğu notlar halinde yayımlandı.

Söyleyelim.Liderlerin,bakanların,üst-düzey kişilerin yolsuzlukları,rüşvet,şaşalı hayatlar,eş ve çocuklara yapılan ihale kıyakları,özel servetlerin fazlalığı halkın uyanmasına neden olmadı diyemeyiz.

Olayları “Demokratikleşme”şeklinde algılayarak baştaki yönetimleri ve yandaşlarını “statükoculukla” suçlamak kanımca gerçekleri saklamaktır.

Son zamanlarda “Yeni Osmanlıcılık ” ,”Başkanlık yada yarı Başkanlık sistemi” hayali kuranlar karşı tarafı benzer terimle suçlamaktadırlar.Ama demokrasiyi ve demokratlığı dilinden düşürmeyenler yıkılan sistemin başındakilerden ne tür farklılık gösterdiklerini açıklayamazlar..Kendileri de Partileri de…

Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek,ülke insanının geleceğini değil,70 milyar olduğu söylenen  servetini kurtarma peşinde.Özelleştirme yoluyla zenginleşen “Oğlunu” kurtarma  peşinde.

Yeni yönetim, Hüsnü Mübarek'in ordusunun elinde.Halk bu güne kadar sivil bir lider çıkaramadı,kontrolü eline alacak,halkı yönlendirecek bir Liderden yoksun görünüyor.Yani halkın Demokratik talepleri açık ve seçik değil.Sadece Hüsnü Mübarek gitsin…Hesap versin o kadar.Mübarek giderse dertler/sorunlar biter mantığı hakim.

Hayale kapılmaya gerek yok. Hüsnü Mübarek  gitse de,devrilmiş olsa da , gölgesi dayandığı (ORDU) baştadır.Ordu'nun “vesayeti” devam etmektedir.Bu şartlar altında kurulacak yeni sistem ne kadar demokratik olabilir?

Bizim üç darbe sonrası yapılan seçimler,başa gelen İktidarlar,oluşturulan parlamentolar ne kadar demokratikti(!) Çoğunlukla kabul edilen 82 Anayasamız  ne kadar özgürlükçü ise Mısır'ı da benzer bir Anayasa beklemektedir.

 Ben Tunus ve Mısır'da gelişen olaylara farklı bir pencereden bakıyorum.Kurgulanan senaryo aktörler,figüranlar,konu ve kurgusu /Afganistan'da ,Irak'ta yaşananlarla birebir örtüşüyor. Mesela Irak'ta .Saddam'a karşı yapılanlar ,statükocu/zalim dedikleri rejimine karşı ABD'nin işgal gerekçesi ne idi?Irak'ın “Kimyasal kitle imha silahı” üretiyor olması, İsrail'e karşı tehdit oluşturmasıydı?Gerçek kanlı bir tecrübeden sonra anlaşıldı. Irak'a istikrar ve demokrasi geldi mi?Irak'ın toprak bütünlüğü korundu mu?

İşte ,Mısır'da bugün yaşananlar,Tunus'taki halk hareketi,Cezayir olayları  “Turuncu devrimlerin “birer örneğidir.

Bu ayaklanmaların Büyük Ortadoğu projesi ile ilişkisi vardır. Yani ABD patentlidir.

Proje ismi çok kullanılır ama gizli niyeti açıklanmaz.BOP “Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Girişimi” adı verilen projedir emperyal amaçlıdır..

Fransız Yeşiller partisinin önemli siyasetçisi Yves COCHET, BOP için : “insani ve demokratik giysilere sokulan bu proje ,aslında bölgedeki tüm petrol musluklarına  el koymaya yönelik bir girişimdir .Bunun yanında doğalgaz,su gibi temel maddelerin denetim altına alınması,nakil yollarını denetlenmesi ,olası rakip devlet veya devlet gruplarının önünün kesilmesi anlamına gelmektedir” ,diyor.

 

Bölge petrollerinin %40 'ı Irak'ta..Zengin Uranyum yatakları Afganistan'da ,ABD'nin bu Müslüman memleketlerinde  ne var sorusunun cevabı burada. Dünyada bor tuzlarının %75'i Türkiye'de olduğuna göre Türkiye'nin Ortadoğu'daki bu olaylara müdahil olması sadece, dini/kültürel ve  insani açıdan olduğu  savı doğru değildir.Türkiye'nin Büyük Ortadoğu projesinin Eş-başkanlığı,Stratejik Ortaklık,ABD ile  “Model ortaklık” sıfatları  boşuna değildir..

ABD ulusal çıkarları için şeytanla/Deccalle bile anlaşır.Ortadoğu ve Afrika coğrafyasındaki çıkarları için ,yeri geldiğinde BM' i, yeri geldiğince NATO' yu “yaptırım gücü olarak” kullanmaktan çekinmez.Füze kalkanı projesini” ABD istiyorum dese , Türkiye kabul edemezdi ama NATO korunması dediği için kabul edildi.Sonuçta kimin dediği oldu?

 ABD  Yönetimi ne Türkiye'yi,ne Mısır'ı gözden çıkarmayı göze alamaz.Bazılarının iddia ettiği gibi “ABD'nin hedefi ,demokrasiyi bölgeye getirmek” değildir.Kaynakları sömürmektir.Her zaman sömürüsüne ayak uyduracak yeni Saddamlar,Mübarekler,Zeynel Abidin Bin Ali'leri bulup iş başına getirir.ABD 'nin -Çin'e kaptırmayacağı –yeni pazarlara ihtiyacı vardır.Çünkü endüstri ve tarım alanında üretim fazlasının tüketilmesi lazımdır.

Bu ülkelerdeki halka, -İsrail tehdidine karşı- silahlı güce dayalı , Totoliter rejimleri ve diktatör kukla yönetimleri işbaşına getirmesi ABD 'nin demokratikleşme adını taktığı “turuncu devrimlerdir”.değişimlerdir.

Mısır halkının zor günleri asıl bundan sonra başlıyor.…ABD'nin 2 milyar dolarına muhtaç olduktan sonra gerisi tırı vırı…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Anayol Arşivi
SON YAZILAR