2009 mahalli seçimlere yaklaştığımız bu günlerde, siyasi partilerin aday belirleme ve aday adaylarının çalışmalarından anlaşılacağı gibi, yine bir seçim curcunasına tanık olacağız. Kimilerinin sevinç naraları atıp şaşalı kutlamalarına, kimi at başı kaybeden aday ve partilerin ise, karşı taraf olarak gördüğü ve oy isteyip alamadığı halkı, kimi yazarçizerlerimizin, bidon kafalı, göbeğini kaşıyan, cahil örümcek kafalı adam suçlamalarıyla karşılaşacağı günler kapımızda.
Yaşadığımız bu günkü dünyada, iletişim ve medya savaşlarının hız kazandığı bir ortamda çağın bu yeniliklerinden faydalanan ve en iyi kullananın başarı grafiğini yükselttiğini bilen siyasetçiler, ülke gelişmesinde halka karşı olan sorumluluklarının yanı sıra, halkı yoksulluğa, yolsuzluğa karşı korumak öncelikli görevleri arasında yer almaktadır.
Hal böyle iken iktidar gücünü ve yönetimi elinde tutan siyasi parti ve temsilcileri, her seçim öncesinde, devlet imkânlarını kullanarak propaganda yapmakta, halka çeşitli hediye ve eşantiyon dağıtmaktadırlar.
Kimi belediyeler,  sosyal devlet ilkesinden yola çıkarak, fakir ve muhtaç ailelere, bakıma ve ihtiyacı olan kimsesizlere yapılan yardımların çoğu kez adaletsiz ve gerçek istihbarata dayanmayan yerini bulmadığı gibi, kimi yandaş kimi hak etmeyen vatandaşa dağıtıldığı ihbarları halkın tepkisini çekerken,
İnsanın kafasında oy karşılığı rüşvet niteliği taşıması, her zaman soru işareti oluşturmaktadır.
Tabi ki 2009 Mahalli seçimlerin mart ayında yapılması dolayısı ile kış mevsimine denk gelmesi, yoksul vatandaşlara dağılan kömürün siyasi bir malzeme yapılması, elbette hoş bir davranış değildir
Hiç kimse belediyeler eliyle dağıtılan kömür ve benzeri yardım malzemeleri nedeniyle, bu vatandaşlarımızın oylarını ipotek altına aldığı anlamını taşımamalı.
Bir sosyal devlet olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti; Fakirini yoksulunu düşkününü korumak kollamak ve bakmak mecburiyetindedir.
Dağıtılan kömür, temizlik ve gıda yardımları, ne ramazan gıda yardımları nede kurban bağışları, politik ve siyasi arenada, halkı çıkar ve menfaatçiliğe dönüştürmesin.
İnsanları şüpheye düşürmesin.
Yeter ki; Gerçek hak sahiplerini ve yerini bulsun.
Sevgi ve saygılarımla…