Küçük Sunucu Zeynep

Tuttuğu mikrofondan daha ince bilekleri vardı. İncecik de parmakları. Annesinin diktiği güzel kıyafeti içinde kaybolan etsiz ve yağsız bir vücut. Zayıflık çocuğa yakışmıyor bu arada. Küçücük, yuvarlak yüzünde biraz irice, simsiyah ve çekik gözler. Gözlerinin üstünde yüzünde fazlalık gibi duran ancak yüzüne çok yakışan simsiyah ve kalın kaşları. Uzun olmasa da kendisine yakışan kısa, ince ve kıvırcık saçları. Saçlarının üzerinde kıyafetini tamamlayan altın sarısı bir taç. Ayaklarında cici ayakkabılar.

Bir elinde mikrofon, bir elinde kâğıt vardı. Zeynep yılsonu etkinliğinde sunucuydu. Vücuduna inat ince, tiz ve temiz sesiyle 23 Nisan İÖO"nun salonunu inletiyordu Zeynep. Öğretmeni Figen Dikmen, sunuculuk için Zeynep"i seçmişti. Yanında da Arif vardı. Arif de Zeynep gibi cimcime bir çocuktu. Zeynep, sunuculuk görevini aldığı gün çok mutlu olmuştu. Ben zaten ta başından beri bu görevi istiyordum, demişti. Elindeki metni hemen hemen ezberlemişti. Kendinden gayet emindi. Kıpır kıpıdı, hareketliydi. Havalara uçuyordu adeta. Son gece gözüne uyku girmemişti heyecandan. Sabahtan öğlene kadar hazırlık yapmıştı.

Etkinliği dinleyenlerin gözleri doluyordu. Çocuklarının neler yapabildiklerini görüyorlardı. Mutluluktan gözlerinden yaş geliyordu. Çocukları sekiz ay önce okullu olmuştu. Öğretmen görmeden bomboş olan çocukları şimdi pek çok şey biliyorlardı. Okumayı, yazmayı sular seller gibi öğrenmişlerdi. Matematik problemleri çözüyorlardı. Çok güzel resimler yapıyorlardı. Şiirler okuyorlar, şarkılar söylüyorlardı. İstiklal Marşı"nın on kıtasını ezberleyenler bile vardı içlerinde. Bir dakikada 80–90 kelime okuyan minik yürekli cesur ve becerikli gençlerdi bunlar.

Zeynep, etkinlikte görev alan arkadaşlarını sahneye davet ediyordu. Onlar da heyecanla ve minik adımlarıyla koşarak sahneye geliyor, görevini yapıp yerine oturuyordu. Zeynep; teşekkürler Venüs, teşekkürler Dila, teşekkürler Alperen, teşekkürler İhsan Mert,… Teşekkürler arkadaşlar, diyordu. Çok candan ve içten kutluyordu arkadaşlarını. İlk ödüllerini Zeynep Vuslat"tan alan minik yürekler seyircilerden gelen alkışlarla coştukça coşuyordu. Yüzlerinde mutluluk gülücükleri beliriyordu. Onlar bugünü çok beklemişlerdi. Beklediklerine de değmişti.

Program tüm hızıyla devam ederken bir ara dalmışım. 2002"nin Ocak ayının 15"ine gittim. O kara kış aklıma geldi. İliklerimde bir soğukluk hissettim. Biraz serinler gibi oldum bu duyguyla. O soğuk kışın kardeleni şu anda karşımda sunuculuk yapıyordu. Hemşirenin 2002"nin en güzel bebeği olarak tanımladığı Zeynep, şimdi okullu olmuştu da program sunuyordu. Bu ne büyük bir mutluluktu!

Çocuklarımızla gurur duyuyoruz. Onlar bizim parçamız, canımız, kanımız. Onlar bizim geleceğimiz. Onları yetiştiren, bilgilerle donatan öğretmenlerine (Figen Dikmen) ve tüm öğretmenlere sonsuz minnet ve şükran borçluyuz. Teşekkürler ediyoruz. Zeynep Vuslat bu başarıyı gösterip beni gururlandırdığı için ona teşekkürler ediyorum. Teşekkürler Zeynep! Teşekkürler benim biricik kızım! Ömür boyu başarı ve mutluluklar dilerim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsa Abanoz Arşivi
SON YAZILAR