Kilim Türküsü ve hikayesi

Sevdiğine sözü olan bir kilim dokur/ Kilimin dilinden ancak anlayan okur/ Sırlarımı verdim sana sevgimi verdim / Şu gönlümü kilim yaptım yoluna serdim/ Yazıktır günahtır diye kilit vurdular dilime/ Aşkı dokudum kilime anlıyor musun?/ Yetinmedim türkü yaktım/ Gayrı bu canımdan bıktım/ Hani benim olacaktın dinliyor musun?

Zamanın birinde bir çoban ile bey kızı arasında geçiyor hikayemiz. Çoban yanında çalıştığı beyin biricik kızına kaptırır gönlünü. Üstelik karşılıksız değildir sevdası. Bey kızı da çobanı sevmektedir büyük bir aşkla. Dayanamaz iki sevdalı aşkında verdiği cesaretle Çoban, dikilir beyin karşısına ve ister Allah emriyle bey kızını kendine. Bey kibrinden hakaret sayar bu isteği. Dövdürüp kovar Çoban"ı. Kızını çağırıp sorar bu işin aslı nedir diye Kız babasından korkar ve sevdasını hep saklar içinde. Ancak Bey"in zalimliği ne kızının ne de Çoban"ın gönlünden silmeye yetmez bu sevdayı. Bey bu işe son vermek için civar köyün bekâr ama yaşlı beyine haber salar. Bey Kızı"na söz kesilir. Düğün tarihi verilir. Çoban kahrolmaktadır. Ama elinden gelen bir şeyde yoktur.

Bey Kızı Çoban"a olan aşkını kimseye anlatamamış elindeki çeyizlik kilimlere dokumuştur. Kilime dokunan motif aşkın dilidir. Ve âşıklar anlar yalnızca. Çeyizler gider, kıza koca olacak olan Bey kilimleri görünce her şeyi anlar. Kızın babasını çağırtır, her şeyi anlatır ve kızın babasını ikna edip Çoban"la Bey Kızı"nın kavuşmasını sağlar. Hikâyemiz böyle biter.

Bu hikâyeyi Fatih Kısaparmak dinledikten sonra sözlerini ve müziğini kendisi yapmış ve o meşhur kilim türküsü ortaya çıkmıştır. Fatih Kısaparmak bu türküyü Zülfü Livaneli"ye okuyup hikâyeyi anlattığında sigara kullanmayan Zülfü Livaneli heyecanından bir sigara yakmıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR