"Herkes balık yiyecek"

Samsun'dan Dünyaya Açılan, 3 Kuşaklık Başarı Öyküsü

"Hayatta şans herkesin önünden mutlaka geçer. Aslolan, kimlerin onu gördüğü ve değerlendirdiğidir…" Diyor Tuncay Sagun. 60 yıl kadar öncesi... Balıkçıların tek tek ismiyle bilindiği ve hatta her ailenin tanıdık bir balıkçısının olduğu dönemler... O dönemde Samsun'da faaliyet gösteren Balıkçı Hüseyin de onlardan birisiydi... Hüseyin Sagun, klasik bir balıkçıydı... Ama oğlu Kemal, balıkçılığı Samsun ile, hatta Türkiye ile sınırlamadı. Babasından devraldığı işi önce İstanbul'a taşıdı. Kumkapı'da Kemal Balıkçılık adında bir şirket kurarak Fransa'lara kadar gitti. Fransızlara balık, hatta kurbağa ihraç etmeyi ilk akıl eden de o oldu. Kemal Sagun, Fransızlardan bir acayip teklif aldı. "Balık işi tamam da bize kurbağa da yolla" dediler... Kurbağalarla tanışması Fransız mutfağının talebiyle oldu. Hemen Türkiye'ye döndü ve hemen bir kurbağa araştırmasına girişti. Adana ve Trakya bölgesindeki kurbağalar bu iş için çok uygun bulundu. Ama balıkçılıktan ve balık ihracatından da hiç vazgeçmedi. İşte Sagun'ların bu başarı öyküsünü sizinle paylaşmak için köşe yazarımız Şevki Yıldırım Tuncay Sagun'la söyleşti

Tuncay Sagun başarı öyküsü nasıl başladı. Bize de anlatır mısınız? Denge okurları aracılığı ile Samsunlular da öğrensin.

Babamız Kemal Bey, 1960'larda Samsun'dan da ihracat yapıyordu. Dip balıklarını, Hopa İstavriti'ni, hamsileri ihraç etti. 1970'lerin sonunda da işi İstanbul'a taşıdı. Kumkapı'da Kemal Balıkçılık olarak ünlendi. Kendisi gerçekten vizyon sahibiydi, Fransa'ya gidip kurbağa ihracatını da o başlattı. Bizi çok iyi yetiştirdi. Şu anda biz grup olarak 23 ülkeye ihracat yapabiliyoruz. Babamızdan 2 fabrika kalmıştı. Şu anda 10 tesisimiz var. Her bölgede suda karada ne varsa topluyoruz. Babamız güzel bir altyapı güzel bir isim bıraktı bize. Bizi çok çalıştırırdı bazen kızardık ama şimdi bunun değerini daha iyi anlıyoruz. Şirketin büyüme aşamasında biz de dünyayı çok gezdik ve nerede hangi ürün nasıl isteniyor araştırdık. Daha fazla işlenmiş ürün satmaya yöneldik. Avcılık sahalarını ve teknolojiyi geliştirdik. Avlıyoruz, topluyoruz, işliyoruz, satıyoruz. Dedem ilkel koşullarda hamsi avlayarak bu işe başladı. Babam Kemal Sagun ise, bir adım daha ileri giderek, 1960'lı yıllarda daha Samsun'dayken Fransa'ya kurbağa, İspanya'ya hamsi ihracatına başladı. Ailenin üçüncü kuşağı olarak ben de, Sagun'u dünyaca tanınan bir marka yapmak istiyorum.

Şimdiki durumdan söz edebilir misiniz? Nedir günümüzde Sagun Balıkçılığın durumu?

Türkiye'nin farklı bölgelerindeki 10, Libya, Mısır ve Fransa'daki tesisleriyle 13 ayrı bölgede faaliyet gösteriyoruz. Daha sonra Sagun Balıkçılık'ın adını alan şirketimizin bünyesinde Marines ve Merlion adlı iki ayrı marka bulunuyor. Türkiye'nin ilk özel balık halini biz kurduk. Şimdi de 'Fishbox' adlı büfelerde balık ızgara, salata ve helvadan oluşan mönüyü satmaya başladık.
Büfelerin sayısını 100'e ulaştırmak istiyoruz. 'herkese balık' yedirmek amacıyla yola çıktık. Ürettiğimizin yüzde 70'ini ihraç ediyoruz. Nüfusumuz artıyor, balık tüketimi de yaygınlaşıyor. Balıkçılık sektöründe kişi başına tüketimi 8.5 kg'dan 14 kg'a çıkarmayı hedefliyoruz. Franchising sistemiyle yaygınlaşıyoruz. Fishbox'larımızın mönüsünde uskumru, mezgit ve panga özel bir sosla marine edilerek ızgarada pişiriliyor. Farklı ekmek ve sos seçenekleriyle sunulacak. Yanında da salata ve helva oluyor. Helvaların ücretsiz olduğu bu mönünün fiyatı ise çok uygun.Restoranların yanı sıra bireysel müşterilerimiz de büyük ilgi gösteriyor. Özellikle hafta sonları aileler geliyor ve alışveriş yapıyorlar.

Kurbağa ihracatı nasıl başladı? Dünyanın ilk kurbağa çiftliğini de siz kurmuşsunuz.

60 YIL önce dedem Balıkçı Hüseyin'in başlattığı aile mesleğimiz, babam Kemal Sagun tarafından İstanbul'a taşınmış. Kumkapı'da Kemal Balıkçılık adında bir şirket kurup ardından Fransa'ya ihracata başlayan babam, Fransızların 'Bize kurbağa da gönder' talebiyle çok sayıda deniz ürününü ihraç etmeye başladı.Ben de babamdan bayrağı devraldım. Türkiye'nin farklı bölgelerindeki 10, Libya, Mısır ve Fransa'daki tesisleriyle 13 ayrı bölgede faaliyet gösteriyoruz. Dedem ilkel koşullarda hamsi avlayarak bu işe başladı. Babam ise, bir adım daha ileri giderek, 1960'lı yıllarda daha Samsun'dayken Fransa'ya kurbağa, İspanya'ya hamsi ihracatına başladı. Ailenin üçüncü kuşağı olarak ben de, Sagun'u dünyaca tanınan bir marka yapmak istiyorum. Bugün, alanında dünyanın sayılı şirketleri arasında gösteriliyoruz. Sagun Group olarak, 386 çeşit ürünle alanında bir rekora da imza atmış durumdayız. Bin 500 kişilik insan kaynağı ile üretiminin yüzde 70'ini, 23 ülkeye ihraç ediyoruz. Türkiye'nin en büyük sanayi kuruluşları arasına giriyoruz. En çok ihracat yapan ilk 500 şirket içerisinde yer alarak kendi sektöründe de liderliği elimizde tutuyoruz. Kurbağa ihracatını da ilk kez Fransa'ya yaptık. Halen en fazla kurbağa gönderdiğimiz ülke konumunda. İhracattaki süreklilik bizi İpsala'da dünyanın ilk kurbağa çiftliğini kurmaya yönlendirdi. Bu çiftlik halen dünyanın tek örneği.Fransa pazarında birçok üründe borsayız. İstersek bir ürüne bugün 10, yarın 20 lira diyebiliriz. Fiyat kontrolümüzde.  Bu başarıyı süreklilik, kalite ve güven ilişkisi ile sağladık. kurbağa etinde kalitenin yörelere göre değişir.“Adana kurbağası en lezzetli kurbağadır, eti de beyazdır. Trakya'nın kurbağası ikincidir. En lezzetsizler İç Anadolu'da. Çünkü fazla sulak alan yok. İpsala'dan her hafta cuma günü Avrupa'ya kurbağa yüklü kamyonumuz yola çıkar. Avrupa'nın farklı kentlerindeki müşterilere kurbağaları dağıtırız. Biz doğadan anaç kurbağayı alır, yumurtlama havuzlarına koyarız sonra da erginlik havuzuna alırız, çok sayıda havuz vardır. Bir kurbağa 18 ayda ürünlük hale gelir. Soğuk hava deposunda tutarız, kış geldi sanıp uykuya dalarlar. Uyuyan kurbağa özel soğutmalı TIR'la yurtdışına gönderilir. Hem canlı, hem işlenmiş kurbağa satıyoruz. Biz Keşan ve Adana'da kurbağa üretimi yapıyoruz. Oradaki pek çok insanın geçim kaynağı kurbağa toplamak. Bazı köyler var ki, tamamen bu işi yapıyorlar. Kurbağalar gece toplandığı için gündüz başka işte çalışıp geceleri ek iş olarak kurbağa toplayanlar bile var. Biz köylüye kilo başına ödeme yapıyoruz

Tuncay Sagun'un başarısında sır nedir diye sorsak?

-Ben küçüklüğümden beri işin içindeyim. Okul tatil olduğunda, ertesi gün işbaşı yapardım. Gezmek, tatil yapmak gibi bir şansım olmazdı. Ama bu iş böyle, pratik yapılarak öğreniliyor. Sektöre çok büyük gruplar da girdi ama başarılı olamadılar. Temel nedeni budur. Bizim meslek patron işidir. Babadan oğla geçer. Dışarıdan gelen yapamaz. Bunlar bir günde yatırım yaparak başarıya ulaşılacak işler değildir, deneyim gerekir. Bu durum Türkiye'ye özgü değil, yurtdışında da böyledir. Babamız Kemal Bey, 1960'larda Samsun'dan da ihracat yapıyordu. Dip balıklarını, Hopa İstavriti'ni, hamsileri ihraç etti. 1970'lerin sonunda da işi İstanbul'a taşıdı. Kumkapı'da Kemal Balıkçılık olarak ünlendi. Kendisi gerçekten vizyon sahibiydi, Fransa'ya gidip kurbağa ihracatını da o başlattı. Bizi çok iyi yetiştirdi.  Bizi çok çalıştırırdı bazen kızardık ama şimdi bunun değerini daha iyi anlıyoruz. Şirketin büyüme aşamasında biz de dünyayı çok gezdik ve nerede hangi ürün nasıl isteniyor araştırdık. Daha fazla işlenmiş ürün satmaya yöneldik. Avcılık sahalarını ve teknolojiyi geliştirdik. Avlıyoruz, topluyoruz, işliyoruz, satıyoruz.

Yurtdışı ile yaptığınız çalışmalarda hızlı bir şekilde başarıyı yakalamalarının sırrını nasıl anlatısınız?

Hamsi bizim için nasıl bir kıymete sahipse, orkinos da Japonlar için aynı ölçüde kıymetli. Biz bugün, Japonya'da orkinos pazarının büyük bir kısmına hakimiz. Orkinostaki iş ortağımız ise otomotivci olarak bilinen ama kökeni balıkçılık olan Mitsubishi. Dünya devi Mitsubishi Japon pazarının yüzde 46'sına sahip… Japonlarla çalışmak zordur. Kararlı ve ne istediğini bilen insanlardır, kaliteye çok önem verirler. Örneğin, sezonun başından sonuna kadar, çiftlikleri gözetim altında tutarlar. Eğer siz de aynı yaklaşımla hizmet vermeyi başarırsanız, özenli ve sözüne sadık olursanız, uzun soluklu bir iş ortaklığı kurabilirsiniz. Japonya ile iş yapmamız, diğer ülkelerle olan işlerimizin artması için de önemli bir kaynak.

Sayın Sagun, Sagun nerede üretiyor hangi ülkelere satıyor?

-Yurt içinde İpsala, Adana, Samsun, Isparta, Tekirdağ, Antalya, İstanbul, Adapazarı, Sinop ve Erzincan'da üretiyor. Yurtdışında da Libya, İtalya ve Yunanistan'da üretime başladık.
* Fransa'ya; balık, kurbağa, mantar, orkinos, İtalya'ya; sübye, kurbağa, balık, İsviçre'ye balık, kurbağa, mantar satıyoruz.
* İsveç'e kerevit, Yunanistan'a balık ve sübye, Bulgaristan'a balık, İspanya'ya kerevit, Hollanda ve Belçika'ya balık ile kurbağa ihracatı yapıyoruz.
* ABD'ye orkinos, balık, Kanada'ya balık, Kıbrıs'a balık ve donmuş ürünler gönderiyoruz.
* Kazakistan'a balık, Güney Kore'ye salyangoz, Japonya'ya orkinos ve mantar, Hong Kong'a da mantar satıyoruz.

Arap dünyası ile ilişkiye girme düşünmiyor musunuz?
 
-Arap dünyası balıkçılık konusunda çok bakir. Avlanma teknikleri çok geri. Teknolojimizle bu pazarı değerlendireceğiz

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Pazar Sohbeti Arşivi
SON YAZILAR