EYVAH EYVAH YİNE TÜRBAN !...

ODTÜ'de kayda gelen başörtülü öğrencilere “kendini bilmez,arlanmaz utanmaz üç hemcinsinin “, sözlü /pankartlı tacizine maruz kalmış...Ve muhtemelen bu öğrencilerin bir yakını,bir tanıyanı yada  olaya tanık birisi  kayda almış ve Medyaya servis yapmış.

Tezgah ta olabilir,provokasyon da .Yani durduk yerde olacak iş mi bu?

Algı zaafiyeti yaşayan toplumlarda, bir de bilinçsizlik ve akılsızlık üst üste gelince toplumun sinir katsayısı yükseliyor...Bu had bilmezlik kimin işine yarıyor,derseniz ,tabii ki Hükümetin...

10 küsür yıldır halledemedi şu sorunu! Peki ,bu olayı münferit bir olay olarak düşünebilir miyiz? Hem evet,hem hayır.Kutuplaşmış,çepheleşmiş toplumlarda her olayı bahane eden fitneciler çıkabilir.Ama ben bu olayın, neleri örttüğüne dikkat çekmek isterim.

Dolar zıp zıp zıplıyor.Benzin zammı iki ileri bir geri,gece yarısı “güncelleniyor!”.

Mursi'nin Mısır'ı ucu açık bir Demokrasi macerasına doğru gidiyor.Ne olacağı belirsiz.Diktatoryal yönetimlerin kukla yöneticileri bir bir saf dışı edilince ,yerine Amerikancı başka kuklalar getiriliyor. Ancak,işler eskisi gibi kolay olmuyor.Baharcılar'ın ardındakiler toplumu dizayn etmede etnik ve mezhepsel ayrışmaları körüklüyor.Silahlar konuşuyor.Sebep basit ,”koyun can derdinde, kasap et derdinde”...Demokrasi,insan hakları -falan filan- da kimin için denilince, cevabı bulmak zor.

Türkiye dış politikada Suriye meselesinde “her türlü operasyon” içinde yer almaya gönüllü ve Irak benzeri bir müdahale beklentisi içindeyken  umduğunu bulamadı.İngiltere ve B.Obama  kara müdahalesi olmadan sınırlı sürede” bir cezalandırmayı “açıkladı; Başbakan Erdoğan'ın “tatmin olmadım”cümlesi , beklentilerini boşa çıktığının kanıtı bir ifadedir.

G 20 toplantısından da çıkan sonuç kocaman bir hiç...Amiyane söylersek görüşmeler ”geyirtiden” başka bir anlam içermiyor.

Hükümet aylardır topyekün bu dış sorunlara odaklanmıştı.Seyrü seyahatinin bir sonuca ulaşmadığı söylenemez.Geriye,tıpkı 2004 yılı AB kapısında “müzakere tarihi”almaya  benzer hamaset yüklü medya coşkusu yaşandı.Bir umut , “İstanbul 2020 Olimpiyatları”nın Türkiye'ye verilmesi konusunda yoğun bir kulis ve lobi çalışmaları yapıldı.Ancak,Cumartesi geç saatlerde ,hüsran yine hüsran makamında bir hüzzam şarkı dinledik.Madrid'i eledik ,sevindik.Tokyo ile başbaşa kaldık. Üzüldük. İspanya yönünü , Japonya'ya dönünce; 60 'a 36'lık bir farkla umutlar bir başka bahara kaldı.

Böyle olacağı belli değil miydi.Belliydi.Başbakan Erdoğan'ın  ikide bir AB ülkelerine , Hırıstiyan dünyasına ,BM'lere diklenerek ,içerde prim ,dışarda hava atmayı siyaset üslubu olarak benimsemesi, medyanın gözü önünde”Bugüne değin olimpiyatların hiçbir Müslüman ülkeye verilmemesini “eleştirirmesinden sonra  hangi mantık 2020 Olimpiyatları İstanbul'a verilebilir. Türkiye'deki “Gezi olaylarının dünya medyasındaki görüntüler,şiddet ve vandalizm,Türk sporunda yaşanan şike ve doping skandalları ortadayken.Kamuoyunun gözünü boyamakla olmuyor bu işler.

Şimdi,iç siyasete dönülecek.KK'lı Remzi Kartal eşkıyası “Çekilme durduruldu”diye rajon kesiyor. İmralı ve Kandil merkezli PKK ve BDP sürecin ikinci evresine geçilmesini ve Oslo'da vaad edilen “Norveçli diplomatının nezaretinde” Devlet yetkililerince imzalanan Mutabakat metninin gereklerinin yerine getirilmesini istiyor.Yeni Anayasa çalışmalarında zurnanın zırt dediği yere gelindi.Öyle asmadın asamadın muhabbeti yemiyor.Demokratikleşme,Kardeşlik,tek bayrak,tek millet hamaseti karşı tarafı kesmiyor.Zırt pırt Muhalefeti suçlamak para etmiyor.Yerel seçimlerin eli kulağında .Toplumda açık açık çepheleşme ,ayrışma ,mevzileşme  belirginleşmeye başladı.Hadi diyelim Gezi Parkı olayları dış odaklı provokasyonlar.Kim bu odaklar?Ergenekoncular mı?Darbeciler mi?Derin devlet mi?Kimin derin devleti?Rantiyecilerse Devletin istihbaratı,arşiv leri,kayıt kuyutları  hepisi Hükümetin elinde değil mi,açıklayıversinler?

Yok öyle şekerle  çocuk kandırmaca..Devlet baba “ evlenen çiftlere 8 bin Tl.”Eski para ile 8milyar, ceyiz parası verilecekmiş!!.Tövbe Estafurullah ,Memura zorla karı boşatıp yeniden evlendirecekler. Zorla üç çocuk.Çocuk başı 5 bin,eder 15 bin, beş yıl içinde “evlilik toplu ikramiyesi” cepte..Herkesin babasının yeteneği bir değil.Bir de “su,simit,gazoz satarak” çocukları nasıl  ”gemicik alıp” holding sahibi olmanın “Ustalığı” öğretilse,mesele yok.

Ne var ki,bunların hepsi büyük yalan.Hezimetler ve hayal kırıklıkları böyle palyatif rüşvetlerle,ya da 10 yıl öncesinin ucuz ajitasyon numaraları ile örtülmeye çalışıyor.Sanal medya genç nüfusun şuuraltını harekete geçiriyor.Millet gaz yiyor,aç geziyor,neyin ne olduğunu görüyor.Görmeyen , anlamayan milleti salak yerine koyan başımızdakiler.Türbana çanak tutan beyinsizler....

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Anayol Arşivi
SON YAZILAR