Düşünen hayvanlar!..

Öyle bir hale geldik ki…

Okunacak tarafsız bir gazete bulmak zor…

İzlenecek bağımsız bir kanal da yok…

Hepsi aynı zurnayı çalıyor artık…

Çok seslilik eskidendi…

Nerede öyle, her kafadan başka bir sesin çıktığı günler…

Bol demokrasi, çok laf…

Şimdi "ileri demokrasi"ye geçmişiz güya!..

Ama tek sesli hale geldik…

Kim konuşursa konuşsun…

Sanki, hep aynı ağızdan çıkıyormuş gibi cümleler…

***

“Bir fasulye tanesi… Sanki müzik nağmesi” diye başlayan bir tekerleme vardı eskiden…

“Cart, cart cart! O da nesi, o da nesi….” diye devam ederdi…

Bunlarınki o hesap…

***

Son günlerde Radikal alıyorum…

O da sahibinin sesi!..

Gazetenin boyu küçülmüş… Gazetecilik deyimiyle tabloid çıkıyor…

Ki, bence de iyi yapmışlar… Avrupa"da da gazeteler böyle…

Bizdeki gibi çarşaf çarşaf, boylu poslu gazeteler yok hiç bir yerde…

İnsana saygı var çünkü…

Bizde, gazeteyi açınca, sağında-solunda oturanlara birer yumruk atma şartı var!..

Gazete büyük ya ondan…

Ama saygı, nanay!..

***

Radikal, yine radikalliğini gösterdi…

Boyunu küçülttü ama içerik zengin…

Sevdiklerim aralarında olmak üzere, her türden yazarı var

Dergi gibi, oku oku bitmiyor…

***

Dün Radikal"de bir haber… İlgimi çekti…

Kurban bayramı geliyor ya…

Veteriner Hekimler Derneği açıklama yapmış…

Başlık çarpıcı:

“Düşünen hayvanları kurban etmeyin” diyor…

Başlığı görünce pür dikkat kesildim...

Okuyunca yerlere yattım gülmekten…

Gel de gülme…

Yani, “Satın alacağınız kurbanlık, eğer düşünceli görünüyorsa. Satın almayın” diyor.

***

Bu ülkede, düşünen insanları süründürmek adettendir…

“Kurban etmek” ne kelime…

Düşünen insanları Madımak"ta diri diri yaktılar…

Hapisler tıka basa düşünen insanlarla dolduruldu…

“Düşünce suçu” diye bir kavram sadece bizde var…

Ama düşüncesizlere laf yok!..

***

Ergenekon dalgasına, içeri tıkılanların neredeyse tamamının suçu ne?

“Darbe yapmaya teşebbüs etmek, darbe planlamak… “

Yani düşünmek…

Peki, darbe yapanlar nerede?

Bodrum"da, tatilde…

Buyurun işte!..

***

Ama şimdi ne oldu…

Kurban Bayramı nedeniyle düşünmek değere bindi…

Ne diyor zahir:

“Düşünen hayvanları kurban etmeyin…”

***

Düşünen hayvanları, hayvan pazarında tiplerinden tanırsınız hemen!..

Boyunlarında kaşkol… Ağızlarında pipo… Ellerinde kitap…

Öyle, entel entel bakarlar size!..

***

Gerçi burada anlatılmak istenen şey başka…

Veterinerlerin başı, insanları uyarıyor…

“Düşünen hayvanları, dalgın dalgın bakanları, etrafına ilgisiz olanları satın almayın, kurban etmeyin” diyor…

Çünkü, hastalıklı hayvanların gösterdiği bir belirtiymiş bu…

Doğrudur…

Düşünmek bir hastalıktır çünkü!..

***

Hayvan işte! Baktın ki, düşünceye dalmış…

Öyle, kendi halinde… Dünyayla ilgisi yok…

Anla ki, rahatsız…

Belki de insanların, nasıl bu kadar düşüncesiz olduklarını düşünüyorlardır…

Kim bilir?

***

Her neyse…

Hayvanlığın alemi yok…

Düşünen hayvanları dert etmeyin…

Veteriner amcam dedi…

“Düşünen hayvanlar kurban edilmeyecek…”

***

Hayvanlarda durum bu…

Ya bizde vaziyet ne?..

Birilerinin borazanı haline gelen tv ve gazetelere bakmayın siz…

Saatler 100 yıl kadar geriye alınıyor…

Biz de şunun şurasında 70 milyonuz…

Türkiye"nin nereden geldiğini, nereye gittiğini…

Hayatın her geçen gün biraz daha çekilmez hale geldiğini…

Alım gücünün azaldığını, yoksulluğun arttığını…

İşçinin, memurun, çiftçinin belinin gittikçe büküldüğünü…

Her geçen gün sofradaki ekmeğin biraz daha küçüldüğünü…

Sadaka kültürünün toplumun daha geniş kesimi tarafından kabul gördüğünü…

Günlük hayatın birilerinin inanışına göre yeniden şekillendiğini…

Düşünen var mı?

…!!??

***

Ee!..  

Madem öyle…

Gel böyle…

İnsanlığın alemi yok!..

Bırakın, bari hayvanlar bizim yerimize düşünsün…

Hem de kurban olmaktan kurtulsun!..

***

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR