Aydın TOMAKİN

Aydın TOMAKİN

DÜŞMANI SEVİNDİRMEK…!

İktidar mensupları “Kızlı Erkekli Öğrenci Evleri” konusunda açıklamaları ile birbirleri ile tenakuza düştüler.

Sessiz kalsada AKP milletvekillerinin bu konuya sıcak bakmadıkları bilinmektedir.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ise açık açık bu konuya karşı olduğunu beyan ettiler.

Sayın Başbakan hala sözünün arkasında olduğunu söylüyor.

Halbuki; kişi hak ve hürriyetleri ile konut dokunulmazlığı konusu Anayasal güvenceye alınmıştır.

Sayın Bülent Arınç ta bu noktadan hareketle karşı duruş sergilemektedir.

Başbakan'dan bir düzeltme veya gönül alma eğilimi görmeyen Arınç, AKP son grup toplantısına katılmamışlardır.

Sayın Başbakan grup toplantısında Bülent Arınç'a hitaben diyor ki;

"Düşmanı sevindirmeyeceğine inanıyorum" diyor.

Burada düşman kim?

Sayın Başbakan düşman yoksa PKK mı?

Hayır o olamaz. Çünkü onlarla mücadele edeceği yerde müzakere masasına oturmuştur

Başka?

Şimdi bu Sayın Arınç'ın açıklamaları karşısında sevinecek düşman kim olabilir?

Fikir jimnastiği yapıyorum bulamıyorum.

Sayın Başbakanımız meşhur balkon konuşmasında hani Türkiye'de yaşayan herkesin başbakanı olduğunu bağıra bağıra ilan etmemiş miydi?

Dahası her fırsatta,  konuşmalarında herkesin başbakanı olduğunu söylemiyor muydu?

Demek ki düşmanı Türkiye'de aramamak lazım.

Ama bizim iç işlerimiz dış ülkeleri ilgilendirmediğine göre?

Korkarım içimizdeki düşmanlar olmasın?

Öyle ya muhalefet partilerini acımasızca ve de insafsızca eleştirmiyor mu?

Buldum. Buldum. Buldum.

En azından bulduğumu zannediyorum.

Sayın Arınç'ın sözleri karşısında sevinecek düşmanlar MHP'liler ve CHP'liler olmasın?

Ben yine de itiyatla davranarak Sayın Başbakanımızın bu sözleri ile muhalefet partilerini kastetmediğini düşünmek istiyorum.

Bölücüleri kastetmiştir…!

PKK'yı kastetmiştir…!

Yunanistan'ı, İsrail'i veya Ermenistan'ı kastetmişlerdir.

Kim bilir?

Ne bileyim ben.

En iyisi kendisine sormak lazım.

 

 

Çelişkiler:

1-      Samsun adliyesinde girişteki garabet.

Fotoğraf makinasına el konuyor ama her türlü video ve kayıt yapılabilen telefon serbest. Neden diye sorduğunuzda yasa böyle diyorlar. Çok komik.

2-      İki dilim baklava çalan çocuklara 16 yıl ceza veriliyor ama telefonla hakaret suç sayılmıyor

Telefonla şahsıma yapılan bir hakareti C. Savcılığına yaptığım suç duyurusunda; takipsizlik kararı veriliyor. Gerekçe olarak sanığın beyanına göre suç unsuruna rastlanmamıştır diyor ve buna göre karar veriyor. Halbuki Türkiye İletişim Başkanlığı diye bir resmi kurum var Türkiye'de. Ama yok yasalarımıza göre TİB'in kayıtları istenmiyor ve delil olarak kabul edilmiyormuş…!

3-      Zina kanunla serbest bırakılıyor ama 13-14 yaşındaki çocuk gelinler konusu hiç gündeme getirilmiyor.

Ama Sayın Başbakanımız öğrenci evlerine takmış bulunuyor

4-      İki PTT memuru aynı zimmet suçunu işliyorlar ama biri tutuklanıyor diğeri serbest kalıyor.

Böyle bir hadiseyi hukukun neresine koyacağız

Bu olayı yıllar önce Danıştay 2. Dairesinde görev yapan bir hâkim arkadaştan dinlemiştim.

Bu çelişkileri o kadar çoğaltabiliriz ki, sayfalar yetmez.

Türkiye çelişkiler ülkesi derlerdi de genç yaşlarda inanmazdım.

Artık inanıyorum.

Çelişkiler içinde yaşamaya çalışıyoruz hepimiz.

Öyle değil mi sevgili okuyucularım.

Sağlıkla kalın.

 

NE MUTLU TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM, DİYENE VE DİYEBİLENE

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aydın TOMAKİN Arşivi
SON YAZILAR