Prof.Dr.O.İmamoğlu

Prof.Dr.O.İmamoğlu

Cinsel faaliyet ve...

CİNSEL FAALİYET ve SPORTİF PERFORMANS
  Temel içgüdülerden birisi olan cinsel yaşam, spor dünyasında her zaman en fazla ilgi çeken ve ilgilenilen konulardan birisi olmuştur. Bu ilgi ve tutku sporcularda eğitimsizlik ve yanlış uygulamalardan dolayı bazı dönemlerde çok olumsuzluklara neden olmuştur.Her zaman şu sorular cevap aranmıştır:            
-Spor cinsel gücü azaltır mı, artırır mı?
-Cinsel aktivite sporcuyu ve sportif başarıyı hangi yönde etkiler ?
-Sporcularda cinsel yaşamda nelere dikkat edilmeli veya  nasıl ve ölçü ne olmalı ?
           Sporcu bir makine veya bir robot değil, spor yapmayan insanlardan biraz değişik ihtiyaçları olan bir insandır. Sporculuk devresi kişinin bedensel ve ruhsal en güçlü olduğu yıllardır.Tabi ki cinsel yaşam da bu dönemde en üst seviyede olması gerekir. Cinsel yaşam sporcular içinde temel haklarından ve ihtiyaçlarından  biridir.Bu nedenle cinselliği yasaklayıcı ve tamamen engelleyici kurallar koymak veya sporcuyu cinsel yönden baskı altına almak sporcunun insan hakkını zedeleyici bir durumdur ve gereklide değildir.Sporun cinselliğe etkisi  nasıldır? Bedensel faaliyetler sırasında kandaki mutluluk hormonu ENDORFİNİ ve seks hormonu TESTERON "u önemli miktarda artar. Bu durumu dayanıklılık sporu yapanlar  ve özellikle uzun mesafe koşucuları bir süre koştuktan sonra kendilerini tuhaf bir şekilde mutlu ve keyifli hissettikleri şeklinde açıklıyorlar. Hatta doktor ve koşucu John Deaton “ koşmanın kişide aşık olmakla eşdeğer duygular yarattığını   ileri sürüyor.
        Kaliforniya"daki San Diego Üniversitesinden Dr Jim White 40 yaşlarındaki 115 erkek deneğe her gün 20 dakika süre ile spor yaptırttıktan sonra uyguladığı testlerde seks isteklerinin belirgin ölçüde artığını ve ilişki sayısının da çoğaldığını bulmuştur. Hatta bunlar arasında bazıları sporun etkisi ile hemen bir cinsel ilişkiye bile hazır olduklarını ve o anda uygun bir fırsat bulsalar eşlerine ihaneti bile göze alabileceklerini itiraf etmişlerdir. Bu nedenle  Dr White biraz şaka ile karışık “Eğer bu testimizdeki tüm verileri yayınlasak, hanımlar eşlerini joginge tek başına göndermezlerdi ”demektedir.Fakat burada işin temel kuralı; sporun dozunu abartmamak ve dengeyi bozmamaktır.Aklını sporla bozmuş ve her gün tamamen gücünü tüketinceye kadar spor yapan (özellikle anaerobik  egzersizler) ve yeterli dinlenemeyen kişi yatakta mezarını da kazıyor denilebilir. Araştırmalara göre sürekli aşırı antrenman ve yetersiz dinlenme kişide seks arzusunu (libidoyu) azaltmaktadır. Örneğin ; haftada 64 km koşan birinin kanındaki endorfin yüzdesinin arttığını fakat buna karşılık testosteron hormonunun düştüğünü ve cinsel isteğini ve heyacınının asgariye indirdiği belirtilmektedir. Bayanlarda az miktarda salgılanan bu hormon vücutta turbo-motor yakıtı görevi yaparak cinsel iktidarı artırma ile saldırganlığa neden olur. İşte bu hammadde uzun bir maraton koşusunda kullanılıp biterse,cinsel güç için harcanacak depo enerji de kalmaz. Bedensel yoğun aktiviteler çok hormon yakabilir ve seks isteğini ve cinsellikten alınacak zevki azaltabilir.Yorucu bir antrenmandan veya müsabakadan sonra insanın yanında en sevdiği eşi yatıyor olsa bile değil hamle yapmak başını döndürüp bakacak hali kalmaz.Yorucu antrenmanda  vücut hücreleri yıkıma uğrayabilirler.
      Sporcular için dopingde aşırı idman kadar cinsel yaşamı olumsuz etkiler. Sporcular kasları geliştiren   “Anabolizan” kullanımı sayesinde sert ve gelişmiş kaslara sahip olurlar. Fakat bunun karşılığında cinsel istekleri ve zevkleri tehlikeye girebilir. Dopingin başlangıcında seksüel istekler artar ve sürekli ereksiyon durumunda da kalınabilir.Fakat vücut zamanla kendi testosteron üretimini, nasıl olsa da dışarıdan hazırca geliyor diyerek azaltmaya başlar. Sperm sayısı azalır ve kalan spermler ise sağlıksızlaşır hatta bazen kısırlık bile görülebilir.Bazı  hallerde testisler ,giderek büzüşüp kurur ve fındık kadar kalır.Bu durum bazı alkoliklerin ve eroin düşkünlerininde yaşadıkları durum olarak görülür. Sporcular anabolikleri kullanarak fiziksel potansiyellerini

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof.Dr.O.İmamoğlu Arşivi
SON YAZILAR