Birlik

  Bir Allah"ın kullarıyız bu dünyada. Birlik sağlayamıyoruz hak ve hakikatte. Birler birler binlere ulaşıp bir olan Yüce Allah"ımızda buluşamıyoruz. Aramızı şeytani ve nefsanî mikroplar bozuyor.

   Bazen ve bazılarına karşı aşırı hoşgörülü oluyoruz. Bazılarını ise ezmek, öldürmek istiyoruz. Eleştiriye katlanamıyoruz. Kaldıramıyoruz bizim hatalarımızı dostça yüzümüze söyleyenleri. Dost acı söyler, sözüne inat davranıyoruz çoğu zaman.

   Çok mütevazı davranıyoruz. Ayak tozuyuz, bir hiçiz, bir küçük kuluz işte, diyoruz. Ayaklar altına paspas oluyoruz. Gören, melek zannediyor bizi. Ancak tevazunun fazlası ve gereksizinin altından büyük bir kibir çıkıyor. O kibir ki şeytanı meleklerin lanetlisi yapmıştı.

   Güle gül gibi, dikene diken gibi davranmaktan aciziz. Diken batsa da acıtmıyorken bizi gülün hoş kokusu burnumuzu rahatsız ediyor. Duygularla birlikte duyularımız da zedelenmiş durumda. Belki de bu yüzden böyle davranıyoruz. Mazot kokan güller burnumuza daha hoş geliyor.

   Bir avuç altın mı, bir avuç toprak mı dendiğinde anında altın tarafında yer alıyoruz. Hâk ile yeksan olacağımızı bile bile kalıcı olan toprağa altını tercih ediyoruz. Aslımız olan topraktan uzaklaşırken acaba insanlıktan da mı uzaklaşıyoruz? Geçici olan altınları ve dünya nimetlerini kalıcı toprağa tercih ediyoruz. Bu tavır, uzun vadede yanımızda olacakları küstürüp her fırsatta gözleri ayaklarımızda olanlarla kol kola, el ele gezmenin ta kendisidir.

   Mümbit toprakları, topraktan çıkan çok küçük bir parçaya değişiyoruz. Gözümüz ışıkta, parıltıda, parada, pulda. Nurda değil. Uhrevi tatlara götürecek yollara dikenler koyup dünyevi sulara yelken acıyoruz. Günü birlik düşünüyor, doğaçlama yaşıyoruz. Ötelerin hesaplarını yapamıyoruz. Böyle bir derdimiz de yok gibi. Bugün canda bir acı var mı? Yok. O zaman iyi. Bugün kardeşte keder var mı? Var. Var ama kardeş de akıllı davransaydı, diyoruz. Kardeşi masum olarak nitelendiriyoruz. Utanmasak terörist diyeceğiz kardeşe. Kardeş, aklını kullanamadı. Ondan bugün başı dertte, diyoruz. Çıkıveriyoruz işin içinden. İçimizi ferahlatıyoruz böylece.

   Baş kesmeye gelince bir sürçen atın başını bir kılıç darbesiyle uçuruyoruz. Hayatını sürçmelerle, isyanlarla, zulümlerle doldurmuşlara da yan bakanlara engel oluyoruz.

   Kazanı kokutan bir baş soğanı ayıklamaktansa diğer nimetlerle uğraşıyoruz. Niye koktunuz, deyip onları suçlayarak teker teker ve acımasızca hoşgörü kazanından cehenneme atıyoruz. Uzaklaştırdıklarımızı bir ağızdan bin ağza yayarak tüm dostlarımıza duyuyoruz. Bunların sicilleri bozuktur. Seciyeleri arızalıdır. Melekeleri noksandır. Bir yangın anında en son kurtarılacaklardandır bunlar. Hatta kurtarılmasalar da olur. Zira bunlar çok zararlıdır.

   Dövenle değil de dövülenle, sövenle değil de sövülenle, hırsızla değil de ev sahipleriyle uğraşırsak bir arpa boyu yol alamayız. Birlik sağlayamayız. En çok bugün birliğe, dirliğe ihtiyacımız vardır. Ortak noktalarımızı öne taşıyarak, aklımızı vahyimizden destekleyerek kullanıp şu melun terör olayına bir son vermenin yollarını arayalım. Bu konuda söz üstatları kendilerini dinleyenlere telkinlerde bulunsun da onlarda bir uyanış hâsıl olsun. Terör başladığında amcalarının tabutu başında ağlanırken doğan çocuklar da bugün şehit oluyor. Soluyor anaların, babaların gülleri. Bu meselenin bir Kürt meselesi olmadığı, bunun arkasında Çanakkale ruhunu yıkmanın amaçlandığı aşikârdır. Birliğimizi bozmak için uğraşıyorlar.

   Var gücümüzle bu lanetten kurtulmanın hesaplarını yapalım. 1 şehit daha. 11 şehit daha. Çatışma. Yine taciz atışı. Yine mayın patlaması… Yine bomba. Yine, yine, yine. Bu kötü yineler inşallah çok yakın zamanda biter. Bu konuda insanları birliğe çağırmak için sesi ve dirayeti yüksek olan, yüksek perdeden konuşabilen kim varsa çıksın ortaya ve seslensin insanlığa.

   Bitsin bu kara zulüm. Şehit ismi verilecek okul kalmadı artık yeter! Üst geçitlere, sokaklara, mahallelere şehitlerimizin ismi veriliyor.

   Biz diyorum. Biz her işin üstesinden geliriz biiznillah. Yeter ki doğru yerde duralım. Doğru olalım. Doğrularla olalım. Gücümüzü birbirimize değil de düşmanlara karşı kullanalım. El el üstüne koyarak güçlenelim. Birlik ve dirliğimize kastedenleri durduralım.

   Tarihimize bakarsak bütün kötülükleri birlik ruhuyla yenmişiz. Bir olabildiğimiz zaman, biz olmayı başarıp tek ses, tek yürek olabildiğimiz zaman önümüzde hiç kimse duramaz. Duramaz. Şehit haberi duymak istemiyoruz. Artık yeter! Yeteeer!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsa Abanoz Arşivi
SON YAZILAR