Berberliğin 41 kere maşallah dedirten ustası

Berberlik; direk yada dolaylı yollardan herkesi ilgilendiren bir meslek dalıdır. Çok parası olupta evinde özel berberi olan ve akli dengesini yitirmiş (bazı) insanlar dışında herkes belli zaman dilimlerinde berberlere mutlaka ama mutlaka uğrar. Yani,bazı işler belki başkasına yaptırılabilir (mesela bakkala hiç uğramazssın çoluğu çocuğu salarsın) ama berbere traş olmak için bir başkasını gönderemezsin,istersen padişah ol, mutlaka kendin gideceksin. İşte Samsun'da 41 yıldır berberlik yapan bir usta olan Sami Demir. Köşe yazarımız Şevki Yıldırım'a Pazar Sohbeti için konuk oldu. Bir insan,kolay kolay her zaman traş olduğu berberi değiştirmez,çünkü bu hem berber açısından, hem de kendisi açısından çok sorunlar oluşturabilir,en azından yeni gittiği bir berbere ne tipte tarş olduğunu anlatması bayağı bir zaman alır ve buda hemen hemen yarım yıla mâl olabilir.

Ş. Yıldırım: Sayın Sami Demir Berberliğe ne zaman başladınız? İlkin bunu anlatabilir misiniz bize?

 SAMİ DEMİR: Benim Berberliğe başladığım tarih 1971 yılı tam 41 yıldır bu işi severek yapıyorum. Hiçbir kimse işini sevmiyorsa yapamaz. Yapsa bile 41 yıl bu işle uğraşmaz. Demek ki ben berberliği çok seviyorum ki 41 yıldır bıkmadan, usanmadan devam edişyorum. Sağlığım elverdiği ölçüde de devam edeceğim.

Ş. Yıldırım: Bir insan,kolay kolay her zaman traş olduğu berberi değiştirmez. Meselâ ben böyleyim. Nedendir bu alışkanlık ve bağlılık?

SAMİ DEMİR: Çünkü bu hem berber açısından, hem de kendisi açısından çok sorunlar oluşturabilir. En azından yeni gittiği bir berbere ne tipte tarş olduğunu anlatması bayağı bir zaman alır ve buda hemen hemen yarım yıla mâl olabilir. Bir de yeni gidilen bir berbere,insanın pek nazı geçmez,"al abi bu gün bununla idare et" diyerek,tabelada yazan ücretin altında para da veremezsiniz,örnekler çoğalır gider...

Ş. Yıldırım: Biraz da tarih yapalım isterseniz. Berberlik nasıl başlamış bize de anlatır mısınız?

SAMİ DEMİR: 15. yüzyıldan önce herkes karşılıklı olarak birbirlerine berberlik yaparlarmış. Daha sonra berberler ortaya çıkmış. O zamanlarda berberler sadece saç sakal kesimi değil, sünnet, hacamat, diş çıkarmacılık, sülükçülük, kellik ve uyuz, bit tedavisi ve halk hekimliği de yapıyorlardı.Berberler saglık için zeytinyağlı sabunlar kullanırlarmış .Böylece kellige, kepeğe, saçkırana engel olmaya çalışırlarmış. Sakal tıraşı, modernleşme öncesinde müslüman dini inancı çerçevesinde hadiste “bıyıkları kısaltın, sakalları uzatın” emriyle fıtrattan görülüp haram, mekruh sayılır, erkekler sakallarını uzatırlar, sakal duası yaparlardı.Osmanlı padişahları içinde Yavuz Sultan Selim dışında bütün padişahlar sakallıymış. Evliya Çelebi'ye göre ise, İbrahim'e kadar sakal tıraşı yokmuş, İbrahim Kabe'de Hacdan sonra saç sakal kesimini başlatmış. Muhammed'in 'sakal-ı şerif'ini kesen Selman-ı Farısi olduğu için berber dükkânlarında “Her seher besmele ile açılır dükkânımız, Selmanı Farisidir pirimiz üstadımız” yazan bir levha vardır. Cumhuriyetten önce berberlere 'Perükâr' deniliyormuş. Osmanlı berberleri seyyarmış, kahvede, sokakta tıraş ederler, evlere servis yaparlardı. Sabun, leğen, ustura temel araçlarıydı. Gitgide berberler dükkân açtı. Modern zamanlarda, sakal tıraşı medenilik göstergesi oldu ilk dönemlerde, ve sakal tıraşı olmayana kamusal ve medeni gözle bakılmadı.

Ş. Yıldırım: Sayın Demir, iyi bir berber olabilmek için neler yapılıyor. İyi berber olabilmenin yolu yordamı nedir?

SAMİ DEMİR: Nasıl, bir doktor Tıp Fakültesini bitirince hemen doktorluk yapamaz ve bir süre hasta-hanelerde stajyer olarak tecrübesini artırırsa ve gene bir avukat Hukuk Fakültesi mezunu olunca mesleki tecrübesini ve olgunluğunu geliştirmek için stajyer avukat olarak mahkemeleri takip ederse, berberler de mesleki gelişimlerini ve kişisel olgunluklarını kazanabilmek için, çıraklık, yardımcılık ve kalfalık devresinden sonra iyi bir usta yanında staj devresi geçirildikten sonra, meslekte bilgili ve yetenekli olduğuna kanaat getirerek ayrı bir işyeri açmaya teşebbüs etmelidirler.

Ş. Yıldırım: Peki Sayın Demir, berber salonu nasıl olmalıdır?

 SAMİ DEMİR: Berber salonunun hoş bir yer olması lazımdır. Çünkü müşteri traş olacağı salonun her tarafına dikkatle bakıp temizlik ve güzellik arar. Salon açarken gösteriş yapmak için borç­lanarak yük altına girmemek lazım. Onun için gücünüz nispetinde salon açmalısınız. Fazla borçlanmak çalışmanızda huzursuzluk yaratır. Salonunuzu dekore ederken, her metrekare yerden istifade ederek, aynı zamanda gün ışığı, su, elektrik ve gaz teşkilâtını işinize en uygun şekilde yaptırmalısınız. Salonun hava­landırılmasına çok önem verilmelidir. Salon dekoru ve düzenlenmesinde çalışanların da rahat edebilecekleri şekilde düşünülmesi lazımdır. Bütün bunlardan sonra hazırlanan salonun iyi çalışabilmesi için orada çalışacak kalfaların san'at gücünden evvel iyi arkadaşlık yapabilecek vasıflara sahip olması lazımdır. Böyle olunca da salonun şefi daha iyi bir çalış­ma zemini hazırlayarak huzurlu bir iş hayatını meydana getirmiş olur. Müşteriler de bu huzurlu hava içerisinde rahat ve memnunlukla saçlarını kestirip, traş olurlar. Birçok kimse salon açarken büyük kazançlar elde etmeyi hayal ederek işe başlarken şu iki husus unutulmamalıdır: Birincisi; yukarıda da saydığımız gibi salonun dekor ve düzeninde ışık durumu, kullanışlı teşkilât, girişin davet edici olması gibi hususların bir ahenk teşkil etmesi, İkincisi de; salonunuzun bulunduğu muhitin hangi sınıftan bir müşterisi olabileceğini araştırmak ve ona göre hazırlanmak lazımdır. Mesela büyük şehirlerde çeşitli insanların salonunuza geleceğini hesaba katmalısınız. Hiçbir mesleğe, bizim berberlik mesleğine olduğu gibi insanların bağlandığı görülme­miştir. Erkekler saç ve sakallarını kestirmek için berbere bir mecburiyet olarak sık gider. Disiplin, temizlik ve ilgi bekler.

Ş. Yıldırım: Berber-müşteri ilişkisinden söz edebilir misiniz biraz da Sayın Demir?

 SAMİ DEMİR: Tabi Şevki Bey. Salona her gelen müşteriyi güler yüzle ve sempatik bir ifadeyle karşılarız. Müşteriler arasında ayrım yapılmadan hepsine aynı muamele yapılması lazım. Bununla beraber salona ilk defa gelen bir müşteriye karşılama esnasında bilhassa dikkat ve itina göstermek yerinde olur. Çünkü ilk gelen müşteride bırakacağınız tesir çok mühimdir. Müşteriniz kapıdan girince bu samimi alâkayı göstermekte geç kalmayız. O anda siz başkasıyla meşgul bile olsanız, bir iki dakika bu işimizi bırakıp yeni gelen müşteriyle ilgileniriz. Paltosunu, varsa elindeki paketleri alarak yer gösteririz. Müşteri karşılama hususunda salonda çalışan personel çok uyanık olmalı ve kapıdan giren müşterinin "benimle ilgili bir işi yok, bir başkası ilgilensin" gibi düşünerek bu vazifeyi yapmaktan kaçınmamalı. Genellikle kapıyı çıraklar açar ama müşteriyle muhatap olmak kalfa ve ustaların işidir. Onun için müşterinin karşılanması ona yapılacak laubali olmayan samimi alâka, kalfa ve ustalara düşer. Müşteri karşılama konusunda saydığımız bu hususlar, esasında işini bilen ve kibar insanlar için normal şeylerdir. Ama bazı ilgisiz, asabi ve tembel kimseler vardır ki müşteri geldiği zaman yerinden bile kalkmayıp kaba ve geçerli olmayan davranışta bulunabilirler.
Bazı müşteriler salonu geldiğinde sinirli, telaşlı, yorgun ve hasta olabilirler. Biz de ne kadar sinirli ve yorgun olursak olalım müşteriye belli etmemeye ve elimizden geldiği kadar onlara anlayış ve saygı göstermeliyiz. Müşterimizi sıkılana kadar salonumuzda bekletmemeliyiz. Müşteriler bizden hoşnut ve yapılan İşten memnun kaldıysa artık o müşteri daima bizimdir. İlk defa berber salonuna gelen bir müşteri, kendisini size karşı yabancı hissederek biraz çekingen olabilir. Bu müşterilere daha yakın ilgi ve hizmet gerekir.

Ş. Yıldırım: Hepsi bu kadar mı?

 SAMİ DEMİR: Olur mu Şevki Beyciğim hiç olur mu! Müşterinizi çalışacağınız bir yere alacağınız zaman, oranın temiz ve tertipli olmasına dikkat edilmelidir. Bir evvelki müşterinin kalktığı yer temizlendikten sonra hazır olunca yeni gelen müşteri oraya alınır. İşe başlarken de sırasıyla gerekli örtü ve takımların hazırlanmasında gene dikkat ve itina gösterilmelidir. Müşteriler üzerinde kullanılan örtü pelerin, penuar ve havluların çok temiz olması lazımdır. Salonda havlu ve örtülerin muntazam ve temiz olarak bulundurulması için bir dolap gereklidir. Hiçbir zaman saç kesilen örtüler müşterinin yanında temizlenmemelidir. Berber salonlarında dinlenen müzik oradakileri rahatsız edecek şekilde gürültülü olma­malı ve dinlenen müzik çalışanların isteğine göre değil, müfterilerin beğenisi dikkate alınarak seçilmelidir.
Bazı meslektaşlarımız müşterilerini traş ederken sakız çiğner, bazıları sigara içer ve bazıları da çay kahve gibi şeyler içerler. Bu hareketler çok yanlıştır. Kesinlikle yapılmamalıdır.

Ş. Yıldırım: Sayın Demir Berberler çok önemlidir. Özellikle de Erkek berberi. Çoğu sizin gib hoşsohbet olur. Kimler gelmiş kimler geçmiştir sizin makasınızın altından, kaç tane ense? Ben de orada tıraş olurum. Bütün siyasi spor ne varsa ildeki dedikodular buralarda yapılır. O sohbet de çok zevkli olur. Berberde siyasetten daha çok gazeteciliğin magazini konuşulur ne dersiniz?

 SAMİ DEMİR: Berber kültürünün toplumumuzda ayrı bir yeri olmuştur her zaman. Bu yeri edinmesindeki en önemli faktörler; berberlerin her mahallenin dedikodu yuvası olması, ülke ve dünya meselelerinin özenle görüşülüp tartışıldığı yegane mekan olması, futbol başta olmak üzere tüm spor otoritelerinin ilk eğitimini bu sıcak mekanlarda tamamlaması, uzun süredir görüşmeyen mahalle sakinlerinin buluşma noktası olması önemlidir. Eskide kaldı berberlerin mahalleyi birbirine kenetleyen tüm bu sosyal işlevleri. artık bu güzel esnafların yerini genelde yeni yetme ve garip saç kesimleriyle üretim hatası izlenimi veren apaçi tayfa almakta. biraz daha vites yükselttinmi, eskiden berberi kanıksanmış klasik berber konseptinin yerini dev plazmalarla kaplı koca koca erkek bakım merkezleri almakta. Manikürlü, pedikürlü ışıl ışıl mekanlar. Aah nerede o eski usta çırak ilişkileri!

Ş. Yıldırım: Sayın Sami Demir bize ayırdığınız zaman için teşekkür edriz.

 SAMİ DEMİR: Ben teşekkür ederim bana bu fırsatı verdiğiniz için

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Pazar Sohbeti Arşivi
SON YAZILAR