Yoksul ve Hanımı II

   Kadının kocasına “Kendi kadem ve makamından fazla söz söyleme. Yapmadıklarını niçin söylüyorlar.”* Zira bu sözler doğruysa da bu tevekkül makamı senin değildir. Kendi makam ve davranışın üzerinde bu sözü söylemenin zararı vardır. “Allah katında büyük nefret edilen oldu.”** diye nasihat etti.

   Kadın ona bağırdı: “Ey namus meslekli! Ben senin hileni daha yutmayacağım. İddia ve davet saçmalıklarını söyleme. Git, kibir ve gururdan söz etme. Ne zamana kadar tumturaklı ve iş-güç sözü? Kendi iş durumuna bak da utan. Kibir çirkindir. Dilencilerin kibri daha da çirkin. Soğuk ve kar günü elbise ıslak! Ne zamana kadar iddia, söz, hava ve bıyık? Ey evi örümcek evi gibi olan sen! Kanaatle sen ne zaman canını aydınlattın? Sen, kanaatlerden isim öğrendin?

   Peygamber, “Kanaat nedir? Hazine.” dedi. Sense hazineyi eziyetten ayırt etmiyorsun. Bu kanaat, can hazinesinden başka bir şey değildir. Sen laf etme, ey canın üzüntüsü ve eziyeti! Sen bana eş deme, hasımlık etme! İnsaf eşiyim, aldatma eşi değilim. Havada sineğin damarından kan alıyorsun. Emirle, beyle nasıl adım atarsın?

   Köpeklerle şu kemik yüzünden boğuşmaktasın. İçi boş ney gibi inlemektesin. Bana aşağılayıcı biçimde gevşek gevşek bakma da senin damarlarındakini söylemeyeyim. Aklını benden fazla mı gördün? Ben az akıllıyı nasıl gördün? Gafil kurt gibi bize saldırma. Hey, senin aklının utancındansa akılsız olmak daha iyi. Aklın madem halkın bağıdır, o akıl değildir. Yılan ve akreptir o. Senin zulmünün ve hilenin hasmı, Allah olsun. Senin üstünlüğün ve aklın bizden eksik olsun. Sen hem yılanısın hem büyücü. Bu ne şaşırtıcı! Yılan avcısı ve yılansın. Ey Arabın utancı!

   Karga kendi çirkinliğini bilseydi dert ve üzüntüden kar gibi erirdi.

YILAN VE BÜYÜCÜ

   Büyücü adam, düşman gibi yılana büyü yapar, yılan da ona büyü yapar. Onun tuzağı yılana büyü olmasaydı yılanın büyüsüne nasıl av olurdu? Büyücü adam, kazanç ve iş hırsıyla o sırada yılanın büyüsünü anlamaz. Yılan der: “Ey büyücü! Dikkat, dikkat! Kendininkini gördün. Benim büyümü gör. Sen beni kalabalıklara rüsva etmek için Hakk"ın adıyla aldattın. Beni Hakk"ın adı bağladı. Senin görüşün değil. Hakk"ın adını tuzak yaptın. Yazık sana! Hakk"ın adı benim adaletimi senden alır. Ben Hakk"ın adına canımı ve bedenimi teslim ettim. Ya benim sokmamla canını damarını keser ya da benim gibi seni zindana atar.”

   Kadın, genç kocasına bu tür ağır sözlerden tomarlar okudu. Buradaki kadının ve kocasının neyi temsil ettiğini siz değerli yorumcularımın, okurlarımın yorumlamasını bekliyorum. Lütfen bu konuya kafa yorunuz. Hikâyenin sonunda her şey ortaya çıkacak. Bekleyelim, görelim.

DEVAMI VAR

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
İsa Abanoz Arşivi
SON YAZILAR