Tüm sıkıntıların çözümü,dertlerin devası,Yeni Türkiye'nin vizyonu Yeni  Anayasa ile bu yasama yılında sona ereceği beklenmektedir.

1876'dan beri Ülkenin ne zaman başı sıkışsa,ne zaman yönetimsel krize düşülse hemen   Anayasa tartışması gündeme gelir. Aslında avamın umuru değildir.Tartışmalara pek katılmaz.Başı dara düşerse ”Devletimiz var olsun,Milletimiz  sağ olsun” duası /temennisini dilinden düşürmez.

Asıl, tuzu kuru olanlar,Devletle ,milletle işi olanların derdidir Anayasa.

 Otuz sene boyunca –değişen/yenilenen - yamalı bohçaya dönen 82 Anayasa'sı üzerindeki “Darbe” yaftasını,sivil olmamasını zihinlerden silememiştir.

Oysa ki beğenilmeyen bu “Darbe Anayasa”sı bir çok partiyi- ya tek başına –ya iktidar ortağı yaptı.Kimilerini ceylan derisi koltuklara oturtmadı.İtibarlarına itibar kazandırdı.

1982 Anayasasından en fazla müşteki olan yine bu kesimlerdir.Bilmeyenler için ilginç olabilir.1982 Anayasasını “Nitekim” Evren Paşa ve İhtilal Komuta Konseyi hazırlamadı . Anayasacılar içinde asker kökenli hukukçu yoktu.

Mesela kimse Orhan Aldıkaçtı ismini hatırlamaz.Sebahattin Zaimoğlu' nun,Süleyman Yalçın'ın,Şener Akyol' un , Nevzat Yalçıntaş'ın “Birlik Vakfı” yöneticilerinin kim olduğunu bilmez.Anayasa'daki YÖK'ün mucidinin Üniversiteler kuran rahmetli Prof.Dr.İhsan Doğramacı olduğunu kaç kişi biliyor?Bu zatların da tümü öğretim üyesiydi.Yani sivildiler..

Yasaklı birinin siyasete katılmasının önü açılırken,Anayasa değişikliği yapılırken,kişiye özel bir uygulama yapılmışken,rahmetli Erbakan için de “kişiye özel” olarak Darbe Anayasa'sı delindi.Bugün bazı mihrakların bir kere daha delinse ne çıkar beklentisi içinde.Olmayınca Yeni Anayasa'ya ihtiyaç ortaya çıktı.Sorosçular ,tarihi Şark Meselesi'nin taşeronları büyük beklenti içindeler.

Bu bağlamda Mecliste grubu olan siyasi partilerin yaptığı açıklamalardan “mutabakat”  olacağı şüphe götürür gibi.

Sn. Çiçek'in “Önyargısız masaya oturalım” çağrısı siyasi partilerin “Anayasa Komisyonu'na üye vereceğini açıklamaları yankı bulmuştur.

Ana Muhalefet  partisi CHP “referandum”daki Yüksek Yargıya ilişkin  değişikliklere karşı duruşunu  sürdürecek.MHP  Anayasa'nın ilk 3 maddesinin “değişmez/ değiştirilmesi dahi teklif edilemez “şartında dirençli.Şimdilerde “adı/Tabelasını değiştirmek” le meşgul BDP 'nin tavrı ve Anayasa çalışmalarına katkısı merak konusu.Sır olmayan içerik.

Partinin “eylemsiz vekilleri”, eş-başkanları,İmralı Canisi ve Kandil çetesinin akıllarından neler geçirdikleri üç aşağı beş yukarı ısmarlama Raporlarda ,eylem öncesi /sonrası açıklamalardan öğreniyoruz.

Birkaç başlık dikkat çekici…“Demokratik özerklik” bağlamında geliştirilecek  demokratik ,kültürel ve siyasal haklar..Yerel yönetimlerin güçlendirilmesinin önündeki yasal engellerin kaldırılması.. Bölge adı konuldu..Bu bölgede iki dilin kullanılması,bölge halkına eğitim / öğretim haklarının  tanınması gibi talepler masaya gelebilir.

Peki gelse ne olur?Cem Boyner çözümüne ilişkin önerisin öğreniyoruz.“İnsanların onuru ve mutluluğu Ülkenin bölünmesinden daha önemlidir.”diyor.Mantığı görüyor musunuz!Ya Meclise kapağı atsaydı ! Gazi Mecliste fitne ,”Boşo” bir değil iki başlı olacaktı!

Öcalan İmralı'daki karargahından ,daha açık ve net şartını masaya sürüyor. ”Anayasa'yı bizim istediğimiz gibi yapmazsanız bu SORUN çözülmez.”diyor.

Katliamları yöneten Kandil çetesinin niyeti,AKP'li Başkanvekili Sadık Yakut okumuş.”Terör farklı bir boyut kazandı.İş etnik milliyetçiliğe  ve Güney Doğu'da toprak parçasının kopartılıp bir devlet kurma meselesi haline getirildi.”Günaydın!

Bu taleplere ön verildiği taktirde bu topraklar üzerinde yaşayan bin yıllık kardeşlik ,bu aziz millet çözülecek,etnik temelde ayrışma kaçınılmaz olacaktır.

Yeni sivil bir Anayasa mutlaka yapılmalıdır.Yapılırken çalışmalarda salt erkek egemenliğine dayandırılmamalıdır.Alt kimlikleri öne çıkarıcı ,ayrımcılıktan uzak durulmalıdır.

Asıl bu ülkede yaşayan Kadınlarımızın varlığı ,öz kimliği,statüsü yeniden belirlenmelidir.Lafta değil,canı,malı,inancı,mesleği,kariyeri,etkinliği,siyasette dolgu maddesi,figüran rolü değil,kotasız ,hayatı paylaştığı erkeklerle eşit haklar Anayasa güvencesine kavuşturulmalıdır.Vermek deyimi yanlış olur;İrade eşitliği sağlanmalıdır.

Böylece eceli peşinde kabus olan katillere,sıcak yuvalarından bataklığa terk eden vicdansızlara ,saflığından yararlanıp ;aldatılan,kandırılan,Töre adına Cahiliye adetini yaşatanlara “dur !”diyecek bir güvenceye kavuşturulmalıdır.

Dünyamızdaki kadın ve kadıncıkların ahvalini anlamak için bir kez olsun,”Gerçeğin Peşinde”  Yalçın Çakır'ın programını bir izleyiniz.

Geçenlerde ismini değiştirerek Semanur Döndü ,adını alan Alman uyruklu Andrea Groch, koca dayağı yedikten sonra sarf ettiği “Şimdi gerçek Türk oldum..”sözü ,bizim Kadına bakışımızı,dışarıdakilerin kadın algılamasını yansıtması bakımından ilginç bir örnek.