VEKİLDEN NE BEKLENİR?

Yaşadığımız şehrin demografik yapısının farklı illerden, farklı ülkelerden, fraklı ırklardan oluştuğu göz önüne alındığında herkesin kendini ifade edebileceği bir kültürel yapıda olduğu açıkça ortada. Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılma sürecine girdiği on dokuzuncu yüzyılın başlarından itibaren Doğu’da Rusya’da yaşayan Müslüman-Türk soydaşlarımızdan tutun da Batı’daki Evlad-ı Fatihan olarak adlandırdığımız Muhacirinden Mubadiline, Çerkezinden Gürcüsüne, Lazından Kürdüne her ırktan göç alan bir ülke olduğumuz ortada. Samsun coğrafi yapısı itibarı ile bu göçlerden en çok nasibini almış şehirlerin başında gelmektedir. Yaşanan bunca savaşların ardından ekonomik bakımdan sıkıntıya düşen Doğu Karadeniz insanı da münbit arazileri olan Samsun’a göç etmiş, böylece şehrin nüfusu çok renkli bir yapıdan oluşmuştur. Salnamelere bakıldığında çok değil bundan yüz yüz elli sene önceki şehrin nüfus yapısı şehir merkezindeki bataklıklar nedeniyle ortaya çıkan hastalıklar yüzünden Bafra, Çarşamba, Kavak ilçelerinde ikamet eden insanlardan oluştuğunu rahatlıkla görebilirsiniz. Alınan bu göçler neticesinde şehir gerek ticari bakımdan gerek tarımsal bakımdan bölgenin cazibe merkezi haline gelmiştir.

Neden bu açıklamayı yaptım derseniz; milletvekili listeleriyle ilgili yapılan yorumlara bakınca canım sıkıldı. Ticaret Bakanı ve AK Parti Milletvekili Adayı Mehmet Muş ile ilgili yapılan yorumlar çok haksızca ve gereksiz yorumlar. Bakan Muş’u tanımıyorum ancak büyük oğlum 28 Şubat mağduru olduğundan İmama Hatip Lisesini bitirdikten sonra Kıbrıs Doğu Akdeniz Üniversitesinde Bilgisayar Mühendisliği okuduğu dönemde aynı mağduriyeti yaşayan Bakan Muş da aynı üniversitenin farklı fakültesinde okumuş. Oğlum tanıyor kendisini, kaliteli, zeki ve inançlı bir insan olduğunu söyledi. Yaklaşık on beş günden beri de şehrimizde seçim çalışmaları yapmakta, önüne konulan tüm sorunlara anında müdahale edip çözdüğünü biliyorum. Bunlardan en önemlisi serbest bölgenin kurulması oldu, bunu çok kısa bir sürede başardı, iki yüzün üstünde insanın istihdam edileceği bir icraat oldu. Burada üzerinde durmak istediğim asıl konu şudur; toplum milletvekilinden ne bekler? Öncelikli olarak insanlar iş, aş, tayin, hastalık gibi sıkıntılı işlerinde ulaşabilecekleri ve çözüm üretebilecek siyasetçi isterler. Ardından şehre yatırım konusunda iş dünyasının önünü açacak, ihracat, sanayileşme ve şehrin gelişimi konusunda öncülük edebilecek milletvekillerine ihtiyaç duyar.

Milletvekili adaylarını ele aldığımızda bunu çözebilecek kim var? İlahiyatçı, tarihçi, İngiltere’de ve Rusya’da akademik çalışmalarda bulunmuş, Türk Dünyası’nda bilimsel çalışmalar yapmış, Samsun’la uzaktan yakından ilgisi olmamış, seçildikten sonra da olmayacak İlyas Topsakal mı çözecek? İlk aday olduğunda hepimiz olumlu tepkiler vermiştik, bu şehre katkısı olur diye düşünmüştük ama adam ortalıkta yok. Ulusal televizyon kanallarında konuşarak bu işi bitirmekten yana bir duruş göstermesi seçildikten sonra şehre hiç uğramayacağı kanaatini oluşturdu. Annesi Kavaklı babası da Lâdikli imiş. Ben yarı Lâdikli sayılırım, orada yatırımlarım dostlarım var. Lâdik’teki ülkücü ve MHP’nin ileri gelenlerinden Ali Sukas’ından Demirhan Abisine, Traktörcü Hasan Usta’sından eski ilçe başkanlarına dek pek çoğuyla hukukum vardır. Topsakal’la birlikteliklerini henüz görmüş değilim. Ayrıca annesinin Kavaklı olması yeterliyse Ersan Aksu’nun da annesi Kavaklı. Aksu, dört yıl da bu şehirde il başkanlığı yaptı. Herkes her zaman kendisine ulaşır, ona destek vermek daha mantıklı değil mi?

Bakan Muş’a Trabzonlu deyip tepki verenler CHP’nin ikinci sırasındaki Mehmet Karaman’ın Bakan Muş ile Sürmene’nin aynı köyünden olduğunu bilmiyorlar mı? Seçimden sonra Bakan Muş mu daha çok gelir bu şehre yoksa Mehmet Karaman mı? Bakan Muş’un geleceği açıkça ortada değil mi? Bu şehrin en büyük sanayi kuruluşlarından tutun da tüccarlarına varıncaya dek kapısına gidip yardım istendiğinde hiç kimseyi geri çevirmeyen insanların Trabzonlular olduğunu bilmiyorlar mı? Irkçılık yaparak, ayrıştırarak nereye varacağız çok merak ediyorum. Kavaklısı da bizim, Çarşambalısı da bizim, Termelisi de bizim. Mubadili de bizim Trabzonlusu, Rizelisi de bizim. Bu tür saçmalıklara lütfen son verelim. Aynı şekilde sporda da kardeşlik esastır. Süper Lig’e çıkan Samsunspor’a hepimiz sahip çıkmak zorundayız ama bunu yaparken başkalarına düşmanlık yaparak değil, centilmence adam gibi işimizin hakkını vererek yapacağız. Sanırım matlup hasıl oldu, bugünlük de bu kadar. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
21 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR