ÜÇ AYLAR…

Recep, Şaban, Ramazan ayına birlikte “Üç Aylar” denmektedir. Peygamberimiz; Recep Allahın, Şaban benim, Ramazan ümmetimin ayıdır buyurarak bu ayların önemini vurgulamıştır. Recep ayına girildiğinde, bu süreçle ilgili olarak Peygamberimizin yaptığı; “Yarabbi ! Bize Recep ve Şabanı mübarek kıl, bizi Ramazana ulaştır” duası da çok anlamlıdır. Peygamberimizin bu dua ve beyanından, Recep, Şaban ve Ramazan aylarını içine alan ve Üç Aylar olarak isimlendirilmiş zaman diliminin, diğer zamanlara göre farklı bir değere sahip olduğu sonucunu çıkarmaktayız.

Kutsal zamanlar diye belirtilen gün ve geceler; insanlığın fırsat olarak değerlendirmesine sunulan zaman dilimleridir. Üç aylar başta olmak üzere, Cuma akşamları, bayram geceleri, namaz vakitlerinin arkaları, seher vakti, teheccüt vakti gibi zamanlar kutsal olarak, diğer zaman dilimlerinden daha önemli, anlamlı ve farklı olarak bilinmektedir. Bu zaman dilimlerinin farklı oluşu; ya direk Peygamberi bir beyana, ya Kur’anın mesajlarına, ya alimlerin ortak kanaatine dayanmakta, bazıları naslarla bazıları da itibari bilgilerle günümüze kadar farklı öneme sahip oldukları anlayışıyla gelmektedir.

Kutsal olarak da değerlendirilen zaman dilimlerinin, farklılığına neden olan bir takım olaylar vardır. Her bir zaman diliminde yaşanmış, diğer zamlan dilimlerine göre farkı ortaya koyacak olayların olduğu bilinmektedir. Üç aylar diye bahse konu olan zaman diliminde, Kandil geceleri söz konusudur. Her bir Kandil gecesi de; farklı bir olayın zamanı olarak vahye konu olmuştur. Regaib Kandilinde; Peygamberimizin anne rahimine düştüğünün hissedildiği gece, Miraç Kandilinde Peygamberimizin Arş yükseldiği gece, Beraat Kandilinde Kur’anın topluca Arş’tan indirildiği gece, Kadir gecesi de Kur’anın yer yüzüne peyder pey indirilmeye başlandığı gece olarak bilinmektedir.

Regaib, miraç, beraat ve Kadir geceleri üç aylar içiresindedir. Regaib gecesi recep ayının ilk cuma gecesidir ki, bu geceye bu ismi meleklerin verdiği belirtilmektedir. İki rahmetin ve nimetin bir arada olduğu kıymetli gece anlamına da gelen Regaib gecesinde, hem Cuma gecesi olması hem de Peygamberimizin hayata gelme sürecinin hissedildiği gece olması bakamından iki nimetin bir arada olmasından dolayı bu ismin verildiğine inanılmaktadır. Osmanlı geleneğinde Regaib gecesi iki olayın başlatılmasının da miladı olarak belirlenmiştir. Haremeyn’e giden Sürre alayları bu gece Padişah tarafından uğurlanmakta, beraat gecesine kadar devam edecek olan ve Erbağin denilen dergah çilehanesine bu gece girilmektedir.

Geçmiş zamanlarda üç ayların oruçlu olarak geçirilmesi büyüklerimizin gelenekleri arasında yer almaktadır. Böylece hem üç ayları değerlendirmekte, hem de keffaret orucu tutmayı prensip haline getirmiş olmaktaydılar. Günümüzde uygulanmasını büyük ölçüde yitirmiş olan bu geleneğin önemli olduğunu düşünmekteyiz. Sağlığı ve sıhhati yerinde olanların bu geleneği yürütmeleri, gelenekten öteye önemli bir nafile ibadet olması bakamından anlamlı olacaktır. Hem üç ayların manevi ikliminde istifade edilmiş, hem bir ibadet geleneği oturmuş, hem de böylece keffaret orucu da tutulmuş olacaktır.

Menfaat ve çıkarların, dünyevileşme ve egoistleşmenin gittikçe artığı dünyamızda; üç aylarının değerlendirilmesi bu olumsuzlukların izalesinde çok önemli etki gücüne sahiptir. Dini değerlerin buharlaşmaya başladığı toplumumuzda ve genel olarak dünyada, böylesi kutsal zamanların bu buharlaşmayı önleyecek mekanik bir güç olduğunu düşünmekteyiz. Bu gün başlayacak olan üç ayların hayırlara vesile olmasını yüce Allahtan niyaz ederiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR