Son Gece

Bu dünyada hep kiracıyız aslında. Mallar ve evlatlarla sınanmaktayız. Bizler bazen dünyadaki misyonumuzu unuturuz. Bu mallar, bu paralar, bu servet, bu hanlar hamamlar, bu evlatlar benim işte, deriz. Böbürleniriz, kibirleniriz, yeryüzünde kasıla kasıla yürürüz. Horozlanırız. Yerin altı aklımıza gelmez. Servi ağaçlarının yanına gideceğimizi hatırlamak istemeyiz. Bunları bunları ben kazandım  ben, deriz. Hiç durmadım, hep çalıştım, gece gündüz. Durmaksızın, mütemadiyen…

Bu tavır bizi vermenin, infak etmenin güzelliğinden de mahrum eder. O da çalışsaydı, deriz.  Başka zamanlarda bana uğramaz, selam vermezdi. Sıkışınca beni buluyor. Benden para pul istiyor. Yardım istiyor. İyi ya adam sana gelmiş. Belki malını temizlemek için memur edilmiş. Hayır, benim malım tertemiz diyorsan onu bilemeyiz. Malın seni gerçekleri görmekten alıkoyduysa ona da karışmayız. Ancak şu gerçeği de hatırlatmak isteriz: Allah ilmi isteyen verirmiş, zenginliği istediğine. Sana zenginliği vererek seni böyle sınamak istiyor. Olamaz mı? Senin imtihanın malla, malınla… Hep benim benim dediğin, sana nerelerden geldiğini, kimin verdiğini hesap edemediğin mallarınla deneniyorsun.

Hep ev sahibi rolünü istiyorsun. Bir kere de kiracıyı oyna kardeşim. Başta da dediğimiz gibi kiracı olduğun bu dünyada bu rol sana daha güzel yakışır. Ama istemiyorsun. Kiracıyı oynamak bu kadar zor mu yani?

İnsanlar evden eve, mahalleden mahalleye, ilden ile taşınırlar. Ekmek peşinde gurbet olurlar. Sonunda kürkçü dükkânını bulurlar ama dükkâna gelesiye kadar çok seyr ü seferler yaparlar.

Ve gurbetin sonunda yarın gidiyorum derler. Bu ildeki, son gecem. Bu mahalledeki son gecem. Bu evdeki son gecem. Yarın kavuşacağım ayrı kaldığım anneme, babama, eşe dosta, belki de canımdan can olan evlatlarıma… Onlar için gitmiştik belki. Onları mutlu etmek için, para kazanmak için. Çocuklarımızdan ayrılırken para kazanmaya gidiyorum, sizin için, geleceğiniz için deriz de onlar anlamazlar ya!  Ne olur gitme, derler. Ya da beni de götür derler  ya! Tüm sevdiklerini sayar dökersiniz onlara. Ancak kabul etmezler. İkna olmazlar. Onlar sizin yanınızı isterler. Siz onlara rağmen ama onlar için gidersiniz. Gurbetlik çekersiniz. Hep aklınızda dönmek vardır. Onun için lanet olsun bu gurbete, dersiniz. Farklı ülkedeyseniz bu duygu daha da yoğun yaşanır.  Bu nedenledir ki gurbetteki son çentik çok önem kazanır. Buradaki son gecem. Yarın kavuşuyorum. Memleketime, toprağıma, evladıma, evime, sevgilime… Yarın yarın… Uyku girmez gözünüze. Heyecanlanırsınız. Ayrılırken vedalaşamazsınız dostlarınızla. Unutursunuz. Bekleyenlerinizin aşkı sizi kuşatmıştır. O aşkın emir komutasındasınızdır. Ayrılırken ayrıldığınız yerlere şöyle hüzünlü hüzünlü bir daha döner bakarsınız. Bir daha, bir daha … Ve belki de bir daha oraya gelemeyeceksinizdir. Bilemezsiniz. Son bir bakış atarsınız ilk göz ağrınız olan yerlere, ilk görev yerlerinize. Pek çok anınız birikmiştir oralarda. Oralarla iç içe girmişsinizdir. Dost olmuşsunuzdur. Oralar sizi belki şair, belki yazar yapmıştır. Karşılaştığınız her insan size ayrı bir birikim katmıştır, tecrübe olmuştur.

Geleceğinizin temellerini belki de bu ilk göz ağrınız olan yerde atmışsınızıdır. Hatta bazıları için bu ilk göz ağrıları vatan olur. Oraları mesken tutarlar. Oradan evlenirler, oralı oluverirler. Doğduğum yer değil, doyduğum yerdir benim vatanım, derler. Doğduğu yerler aslen şuralıyım, buralıyım masalında kalır. Gurbetlikte sevda çekmekte zordur, sevdalı olmak da. 

Ve son gece deyince insanın aklına dünyada geçireceği son gece geliyor. 70 yılın son gecesi. Bilmem kaç yılın son gecesi. Ama o gecede bile ileriye dönük binlerce umudumuz vardır. Planlarımız vardır. Hayallerimiz vardır. Belki de çok gencizdir. 15, 20, 30, 40… yaşlarında. Başkaları anlatır son gecemizi. Sıkıntılıydı. Bir başka bakmıştı bana. Uyuyamamıştı. Nedenini bilememiştik. Hatta ona niye uyumuyorsun, diye kızmıştık. Sonra ölmeden önce dönerek bize yaptığı o bakışı hatırlarız. Son bakış. Arkadakileri bize emanet etme bakışı. Söz yok. Söze zaman yok. Vade dolmuş.

Amcamın cenazesinde oğlu Hüseyin İmamoğlu anlatıyor. Son gecesinde hep Kur"an okudu. Ezberden. Hafızdı. İyi hafızdı. Hiç hata yapmadı, diyor. İnsan Kur"an"la  geçen ömrün Kur"an"la noktalanmasına seviniyor, gıpta ediyor.

Arkadaşım Ahmet Uzun"un babası geçende vefat etti. Allah rahmet eylesin. Taziyeye gelenler anlatıyor. Amca canlı gibiydi. Mütebessim bir haldeydi. Oturmuş vaziyette olsa ölüdür diyemezsiniz.

Dostlar belki de bazıları için dünyadaki son gece, rüyadaki son gecedir. Oyun dünyasından gerçek dünyaya dâhil olma gecesi. Dünyadaki son gece, sonrasındaki ilk gece ve diğer geceler… Günler… Hepsi hayırlı, hepsi güzle olsun !

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsa Abanoz Arşivi
SON YAZILAR