Senin yolunu gözlüyor, biber gazı, polis copu…

12 Haziran 2010 günü Samsun"da devrimci liseliler dayanışma için bir araya gelerek tutuklanan ve cezaevine gönderilen Halk Evleri ve Liseli Genç Umut faaliyetlerine katılan Doğan Barışcan Erol"un serbest bırakılması için İstiklal Caddesi'nde bir yürüyüş yaptı. Ancak Samsun Polisi İstiklal Caddesi'nde yürüyüş yapan grubu engellemeye kalkınca liseli öğrenciler ve polis arasında bir arbede yaşandı.

 Ertesi gün olaya ilişkin Denge gazetesinde “barış"a gölge” başlıklı haberi okuyunca kendi kendime “işte dedim… İşte ancak bir olay bu kadar tarafsız, abartısız,  gerçek ve objektif bir yaklaşımla haber yapılabilir… Haberi yapan kardeşimiz Berat Doğan Özkabadayı"yı kutluyorum. Nedenine gelince gençlerin polis tarafından gözaltına alınması ve ardından 7 kişinin tutuklanmasına neden olan “suçlamalar” Samsun"da yayın yapan birçok gazete tarafından iddia olmaktan çıkartılıp “işlenmiş bir suç olarak” ilan edilmiş ve öğrenciler daha gözaltındayken ” terörist” ilan edilerek yargısız infaza kurban edilmişlerdir. Haberi yaparken emniyet"ten aldıkları bilgileri hiç sorgulamadan ve hukuk açısından “suç ispatlanana kadar herkes suçsuzdur” ilkesini hiçe sayarak ve okuyucularda “bu öğrenciler teröristmiş” algısı yaratacak haberler yapmak etik (ahlaki) gazetecilik değerleriyle örtüşmemektedir. Terör"ün Türkçe sözlükteki karşılığı şöyle; Yıldırma, cana kıyma ve malı yakıp yıkma, korkutma, tedhiş… Hadi biz “terör” sözcüğünü biraz daha renklendirelim; Keşmekeş, velvele, kargaşa, anarşi, kıyam, isyan… Ve doğal olarak bütün bunları gerçekleştirenlere de terörist deniyor. Peki, Samsun halkı olarak bizim kulaklarımız sağır ve gözlerimiz mi kör? (Yıldırma, cana kıyma ve malı yakıp yıkma, korkutma, tedhiş… Keşmekeş, velvele, kargaşa, anarşi, kıyam, isyan… vb.) bütün bunlar Samsun"da gözaltına alınan bir avuç öğrenci tarafından gerçekleştirilmiş de biz nasıl görmedik ve nasıl duymadık hayret? Ortada “terör” yok ama emniyetin basına servis ettiği bilgilerle, basın tarafından yargısız infaz edilen “terörist” öğrenciler var. El insaf.

Neyse biz, Samsun"da “parasız eğitim, eğitimde fırsat eşitliği, sınavsız, bilimsel ve demokratik eğitim isteyen ve öğrenmenin özel dershaneler aracılığıyla özelleştirilmesine karşı ”  liselerde faaliyet yürüten Liseli Dev-Lis, Liseli Genç Umut ve Liseli Arkadaş gruplarının bir araya gelerek dayanışma için oluşturdukları Muhalif Öğrenci Birliğinin, tutuklanan lise öğrencisi Doğan Barışcan Erol'un serbest bırakılması için istiklal caddesinde gerçekleştirdikleri yürüyüşe dönelim.

Denge gazetesinde yürüyüşü detaylı bir biçimde haber yapan sevgili kardeşimiz Berat Doğan Özkabadayı"nın haberinden alıntılarla anlatalım. “İstiklal Caddesi üzerinde yürüyüşe geçen liseliler ellerinde Doğan Barışcan Erol'un serbest bırakılması için pankart açıp dövizler taşıdılar...  Süleymaniye Geçidi'nden başlayan yürüyüşü Çiftlik Akbank Şubesi önünde bir basın açıklaması yaparak noktalamayı düşünen liseli grup, basın açıklamasının yapılacağı noktaya yaklaşık 15 metre kala polisin müdahalesi ile karşılaştı. Kalan 15 metreyi yol üzerinden giderek yürüyüşü bitirmek isteyen liseliler, emniyet güçlerinin müdahalesi sonucu uzun bir tartışma yaşadılar… Liseliler, emniyet güçleri tarafından hiç beklemedikleri bir müdahaleye maruz kaldılar… Ancak emniyet güçlerinin öğrencilere uyguladığı fiziksel şiddetin yanında biber gazı ile yürüyüşü engellemeye çalışması büyük tepki topladı… Liseli grup ve polis arasında yaşanan arbede sırasında çevredeki vatandaşlar "Bırakın çocukları yürüsünler, neden insanların demokratik haklarını engelliyorsunuz ?" diyerek tepkilerini ortaya koydular… Biber gazının etkisiyle bir anda çevreye dağılan liselilerden birkaçı fenalık geçirdi. Her şeye rağmen yürüyüşe devam eden liseliler, "Baskılar bizi yıldıramaz" sloganları atarak tepkilerini dile getirdi…
Daha sonra basın açıklaması yapan liseliler şunları dile getirdi, "Parasız, bilimsel, anadilde, nitelikli eğitim ve ÖSS'nin kalkması için verdiğimiz mücadeleyi her alanda sürdüreceğiz. Bu taleplerin teröristlikle alakası yoktur. Tam tersine bu talepleri haykırdığımız için bizleri biber gazına boğanlar, demokratik mücadelemizi engellemeye kalkanlar teröristtir…"

Uzun söze gerek yok. Bende olaylara tanık olan ve liseli öğrencilere sıkılan biber gazından etkilenen biri olarak,  Berat"ın bu habercilik anlayışını tüm haber yapan gazeteci arkadaşlarımıza şiddetle tavsiye ediyorum.

Ayrıca herkes tarafından bilinir ki, İstiklal caddesi çoğu kez trafiğe kapanarak gösterilere ve yürüyüşlere tanık olmuştur. İstiklal caddesinin emniyet güçleri tarafından Devrimci liselilere kapalı, başka göstericilere açık olması ise son derece düşündürücü ve taraflı bir tutumdur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR