ŞEHİTLİK VE ŞEHADET

 

Şehitlik;  yüce dinimizin belirlediği ve kutsal kitabımızda övgüyle bahsettiği bir kavramdır. Bakara Suresi 154. Ayette;  “Allah yolunda öldürülenlere “ölüler” demeyin.  Aslında onlar diridirler.  Ancak siz bunu bilemezsiniz” buyrulmak suretiyle şehitliğin,  Allah katında büyük bir değere ve yüce bir mevkiye sahip olduğunu belirtilmiştir.

Şehitlik; malıyla, canıyla Allah yolunda, O’nun dinini yüceltmek, sahibi olduğu yurdunu, vatanını, ırz ve namusunu korumak amacıyla savaşan kimselere; niyet ve gayretlerini kanlarıyla mühürlemiş olmaları sebebiyle Allah'ın verdiği bir unvandır.

İslam Dinine göre bütün ameller niyetlere göredir ve Allah için yapılan hiçbir amel karşılıksız kalmayacaktır. Bu nedenle, en değerli varlığı olan canını Allah yolunda feda eden kimselere Allah, şehitlik unvanını layık görmüştür.

Şahadet (Şehitlik), dini bir kavramdır. İslam dininin bilerek ve isteyerek Allah için, din vatan ve kutsal değerleri için ölümü göze almanın bedeli olarak insana bahşettiği yüce bir makamdır. Şehit kelimesi, aynı zamanda Allahın sıfatlarındandır.

Kur’an-ı Kerim’de, Şehit (Şüheda) ve Şahadet, gibi kavramlar bir çok yerde geçmektedir. Bazıları şöyledir; "Allah yolunda öldürülür veya ölürseniz, Allah'ın bağışlaması ve rahmeti onların topladıklarından daha iyidir." “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler, Rableri katında Allah’ın, lütfundan kendilerine verdiği nimetlerin sevincini yaşarlar ve Allah tarafından  rızıklandırılmaktadırlar. Arkalarından kendilerine ulaşamayan (henüz şehit olmamış) kimselere de hiçbir korku olmayacağına ve onların üzülmeyeceklerine sevinirler.” “Kim Allah’a ve Peygambere itaat ederse, işte onlar, Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle, sıddıklarla, şehitlerle ve iyi kimselerle birliktedirler. Bunlar ne güzel arkadaştır.” "Öyleyse, dünya hayatına karşılık ahireti satın alanlar, Allah yolunda savaşsınlar. Kim Allah yolunda savaşırsa ister ölsün ister galip gelsin. Biz ona büyük bir ödül vereceğiz."

Belirtilen Ayetlerden de anlaşıldığı üzere, Yüce dinimiz şehide öylesine değer vermiştir ki, ruhunu Allaha, bedenini toprağa sunduğu anda; Allah şehidin kanını canını tezkiye eder temizler. Üzerinde bulunan eşyaların bile, o yolda kişinin tüm varlığı ile değerli hale gelmesine sebep olur. Bu görüntü dünyada ve ahirette Allah için ölümün göze alınabilirliğinin şahidi, delili ve ispatı sayılır. Bu delillerin aynen korunması sebebiyledir ki, şehitler kanlı elbiseleri ile defnedilirler. Dirilme gününde de aynı hal ile Allahın huzuruna çıkacakları ifade edilmektedir.

Peygamberimiz (s.a.v.) şehitleri övmüş ve Şehit olmayı teşvik etmiştir. Bir gün savaşmak üzere peygamberimize gelen bir kimse: "Savaşayım mı? yoksa iman mı edeyim?" diye sorduğunda, Peygamberimiz "Önce iman et, sonra savaş" demiştir. Bunun üzerine o kişi şehadet getirerek iman ettiğini ifade etmiş ve katıldığı o savaşta şehit olmuştur. Bu kimse için Peygamberimiz (as) "Az amel işledi, çok mükafat kazandı." buyurmak suretiyle şehit olmanın insan için ne kadar değerli olduğunu, insana büyük bir mertebe kazandırdığını işaret etmişlerdir.

Peygamberimiz; “Bir gün Allah yolunda sınırda nöbet tutmanın sevabı, dünyadan ve dünya üstündeki her şeyden hayırlıdır.” buyurmuştur. Ruhları Şad olsun. Kabirleri nurla dolsun. Makamları Cennet olsun.


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR