Savunma kalkanı anayasa defteri!

Gündemde olan, aslında bizim de içinde olup ciddiye almadığımız bir durumdan bahsetmek istiyorum. Mecliste yine istenmeyen görüntüler vardı. “Torba yasa tasarısı” görüşmeleri sırasında dokunulmazlığına dayanan vekiller AK Parti ve BDP milletvekilleri arasında çekişme ile başlayan sözler son durak olarak şiddeti seçerken havada bir defter görüyoruz ki  “Anayasa kitapçığı.”

 

Burada Anayasanın üstünlüğüne göre herkesin susması gerekirdi. Her alanda üstünlüğünü ortaya koyan “Anayasa” somutlaşınca geçersiz oldu. Yeni anayasa paketinde somut kitaba yönelikte maddeler olsun ki. Herkes kalkanlarını kullanarak sustursun vekillerimizi. Ütopya gibi anlamsız amaçsız bir şey olurdu belki ama şuan düşünmeden bakmak yerine beynimizde anlamlandırdığımız sembollerle yetinmeyip daha radikal bakarsak olayları anlarken zorlandığımızı göreceğiz. Mecliste  “Halkın vekili” sıfatıyla orada bulunan kişilerin görüntülerini izlerken Seçim yasası ile ilgili farklı düşüncelere yoğunlaştım. Ülkenin bütünlüğü ve gerçek temsilcilerin meclise girmesi açısından bir teklifim var “seçim yasasında reform”  Aslında yenilikten öte Cumhuriyet döneminde geçerli olan bir durumu tekrar deneyelim. Yani tek partili sistem olsun. Herkes bu partiye oy versin. Böylelikle insanlar bazı etiketlerle bölünmeye mağruz kalmasın. Herkes aynı  partiden olduğu için, partiye değil, kişiye oy verilmiş olacak. En çok oy alan belli sayıdaki milletvekili, meclise gitsin. Başbakanı milletvekilleri seçsin. Halk düşüncesi; “Partimin bazı görüşlerine katılmıyorum. Ama kötünün iyisi bu kendi partimi mi kuracağım.” Düşüncesiyle oy verince mecliste halktan kopuk vekiller sandalyesinde yerini alıyor. Bu teklifin avantajlarından biri de seçim kampanyalarında milyon liralar harcanmamış olacak. Şuan gündemde Karışan meclis ortamına bakarken sahnede olanların bizim oylarımızla vekilimiz olduğunu düşünerek bakış açımızı genişletirsek orada olanlara ilgisiz kalmamız mümkün mü?  “Milletvekilli” halkın vekili olarak orada bulunan kişi ise olması gereken de kendi kesimindeki halkın sözcüsü olmak. Bunu uygularken de belli seviyeleri tabu olarak kullanması lazım. Kültür ve sınıf farkları dolayısıyla “Vekil” sıfatı, insanlarda ceket önünü kapatmak saygı duruşuna geçmek anlamında algılanıyor. Sırf sınıf, statü farkı nedeniyle.. Ama kişinin bulunduğu mevkiye gelmesinde dolaylı da olsa katkın var madem neden her hareketini yüceltip alkış tutuyorsun. Seçim yasasında reform teklifimin diğer bir avantajı da; Belli basın patronları eğer bir iş yaptırmak istiyorlarsa bir partiyi değil, bütün milletvekillerini ikna etmek zorunda kalacak. Bu yazımı okuyanlar demokrasi karşıtlarının eline koz vermişsin diye düşünebilirler. Bu düşüncem kesin hatlarıyla çizilmiş bir şey değil Sosyalizme benzetip tek düşünce sistemi kurmak da değil amacım. Sadece demokrasinin en uygulanabilir yolunu bulmak için farklı bir bakış açısı sunuyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Şeyma Taş Arşivi
SON YAZILAR