RAMAZAN VE 23 NİSAN

Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Eskiden bu bayram şehir merkezinde coşkuyla kutlanır, geçit törenleri yapılır, okullar flamalarıyla törenlerde boy gösterir, kamu kuruluşları araç gereçleriyle ve hatta iş makinaları ile dahi törenlere katılan kurumlar olurdu. Aileler çoluk çocuk tören alanına gidip törenleri coşkuyla seyrederlerdi, ilçelerden insanlar akın akın tören alanına gelip o coşkuya ortak olurlardı. Bu dediğim yetmişli yıllarda gördüklerimdi. Daha sonra ağır ağır törenlerin şekli ve yeri değişti; nihayetinde stadlarda yapılmaya başlanınca eski cazibesini de yitirdi. 23 Nisan’ın bayram olmasının en önemli tarafı da Osmanlı’nın son dönemlerinden itibaren yapılan savaşlarda ailelerini kaybeden ve yetim kalan çocuklara sahip çıkmak amacı ile kurulan o günkü adı ile Himaye-i Etfal Cemiyeti, şimdiki adıyla da Çocuk Esirgeme kurumu olan kimsesiz ve yetim çocuklara sahip çıkan bu önemli kuruluşun başlattığı çalışmalara ödül olması için bayram haline getirilen bir bayram olmasıdır. 

Allah hiç kimseyi anasız babasız bırakmasın, yetimlik çok zor iştir. Rahmetli babam bir yaşında yetim kalmıştı, merhum dedemi hiç tanımadan büyümüştü. Merhum babaannem üç çocuğunu yarı aç yarı susuz babasız büyütmeyi başarmış kahraman bir Osmanlı kadınıydı. Rus harbinde ağabeylerine yiyecek içecek taşırken onların da teşvikiyle sigara içmeye başlamış, bu alışkanlığı seksen yaşına kadar devam etmiş kahraman bir Osmanlı anasıydı. Merhum babam yetimliğin çok zor olduğunu, yetimlerin daima toplumda boynu bükük kaldıklarını ve babanın yerinin asla doldurulamayacağını anlatırdı. Çektiği çileleri, yaşadığı ıstırapları anlatırken duygulanmamak mümkün değildi. Bana göre 23 Nisan bu tür garip gurebanın, yetimlerin bayramıdır yoksa annesi babası olan, yediği önünde yemediği arkasında olan her türlü dünya nimetlerinden yararlanan çocuklar için 23 Nisan’ın çok fazla bir anlamı olmadığı kanaatindeyim. Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde “Ben ve yetimi koruyan cennette yan yanayız” buyurmuş ve bunu iki parmağını yan yana getirip bitiştirerek göstermiştir. Kendisi de yetim olan Allah Resulünün bu hadis-i şerifinden de anlaşılacağı üzere yetimlere yardım etmek cennetin en büyük anahtarlarından birisidir. Bu münasebetle 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı tebrik ederek ikinci konumuza girmek istiyorum.

Yaşadığımız salgın hastalık nedeniyle birçok dini vecibemizi camilerde ifa edemez olduk. Vakit namazlarından cuma namazlarına, teravihlerden vaazlara pek çok ibadetimizi evlerimizde yapmaktayız. Bu durum İslam’ın izin verdiği ruhsatlar dairesinde Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından uygulanmaktadır. Cuma namazı dışındakiler sünnettir ama cuma namazı farz bir namaz olduğundan devletin izni olmadan bu tür uygulamalar yapılamaz. Hastalık, yolculuk, salgın ve esaret gibi durumlarda cuma namazının da kılınma zorunluluğu ortadan kalkar, buna kimse itiraz etmez zaten. Ancak Ramazan’da tuttuğumuz oruç şahsi bir ibadet olup devletle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Kuran-ı Kerim’de “Kütibe aleykümüssıyamu” hitabıyla başlayan “Sizden öncekilere farz kılındığı gibi sizlere de oruç farz kılınmıştır” ayet-i celilesi gereği Ramazan ayının ilk gününden itibaren bitimine kadar oruç tutmak her Müslümana farz kılınmıştır. Ancak yine ayet-i celilenin devamında hasta olanlar, yolcu olanlar oruçlarını tutmayıp daha sonra günü gününe kaza ederler hükmü getirilmiştir.

Sosyal medyada gündeme gelen oruç da cuma namazları gibi ertelensin ifadeleri çok yanlış ifadelerdir çünkü orucu tutmamamız için en ufak bir neden yok. Hasta değilsek, yolcu değilsek, sağlığımız yerindeyse orucu tutmak zorundayız. Bunun ötelenmesi veya ortadan kaldırılması söz konusu olamaz, konuşulması dahi abesle iştigaldir. Zaten hasta olanlar için, yolculuk yapanlar için kaza edeceklerini belirten ayet-i kerimeler mevcut, bunun dışında arayışlara girmenin iyi niyetli davranışlar olmadığı kanaatindeyim. Şayet inanıyorsak yapmamız gereken budur, yok inanamıyorsak o zaman oruç tutmamıza da namaz kılmamıza da hacca gitmemize de gerek yok zaten. Ramazan ayında dini konulara ağırlık veren yazılar yazmayı planlamaktayım, azıcık da eski mesleğimizden yararlanmak niyetindeyim ve umarım bu konuda yararlı oluruz. Sözlerime son verirken hepinizin Ramazan-ı Şerifini tebrik ederek sağlıklı ve mutlu bir biçimde bayrama ulaşmanızı Allah’tan niyaz ederim. Allah’a emanet olunuz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR