Psikoterapi Nedir?

Psikoterapi, psikolojik bozuklukların ve zihinsel sıkıntıların psikolojik tekniklerin kullanılmasıyla konuşarak yapılan tedavi sürecini tanımlamak için kullanılan genel bir kavramdır. Bu süreçte, eğitimli bir psikoterapist, danışanın belirli bir akıl hastalığı ya da yaşam stresi kaynağı gibi spesifik sıkıntıları ile başa çıkmasına yardımcı olur.
Terapistin kullandığı yaklaşıma bağlı olarak çok çeşitli teknikler ve stratejiler sürece dahil edilebilir. Hemen hemen tüm psikoterapi türleri, terapötik bir ilişki geliştirmeyi, iletişim kurmayı, diyalog oluşturmayı ve sorunlu düşünce veya davranışların üstesinden gelmeyi amaçlayan bir çalışmayı içerir.
Psikoterapi giderek kendi başına ayrı bir meslek olarak görülmektedir ancak klinik psikologlar, psikiyatristler, danışmanlar, evlilik ve aile terapistleri, sosyal hizmet uzmanları, ruh sağlığı danışmanları ve psikiyatri hemşireleri dahil olmak üzere birçok farklı profesyonel türü bu hizmeti sunmaktadır.
Bu makale, mevcut olan farklı psikoterapi türlerini ve psikoterapinin potansiyel faydalarını tartışmaktadır. Ayrıca tedavi edebileceği farklı durumları ve çeşitli bozukluklar için etkinliğini de kapsar.

Psikoterapi Türleri
Psikoterapi terapistin tarzına ve danışanın ihtiyaçına göre şekillenebilir. Karşılaşılabilecek birkaç yaklaşım şu şekildedir;
- Bir psikoterapist ile bire bir çalışmayı içeren bireysel terapi
- İlişkinizin işlevselliğini geliştirmek için bir terapistle çift olarak çalışmayı içeren çift terapisi
- Aile içi dinamikleri geliştirmeye odaklanan ve bir aile biriminde birden fazla kişiyi
içerebilen aile terapisi
- Ortak bir amacı paylaşan ve küçük bir grup bireyi içeren grup terapisi (Bu yaklaşım, grup üyelerinin başkalarından destek isteyebilmesine ve onlardan destek almalarına, ayrıca destekleyici ve alıcı bir grup içinde yeni davranışlar sergilemelerine olanak tanır.)

Teknikler
İnsanlar "psikoterapi" kelimesini duyduklarında çoğu kişi, bir terapistin yakındaki bir sandalyede oturup sarı bir not defterine düşüncelerini not ettiği ve kanepede uzanmış bir hastanın klişeleşmiş görüntüsünü hayal eder. Ancak gerçek şu ki, psikoterapide kullanılan çeşitli teknikler ve uygulamalar vardır.
Görüşmelerde kullanılan kesin yöntem, terapistin eğitimi ve geçmişi, danışanın tercihleri ve mevcut probleminin kesin doğası dahil olmak üzere çeşitli faktörlere bağlı olarak değişebilir. Terapi türlerine genel bir bakış açısı ile bakacak olursak…

Davranış Terapisi
Davranışçılık yirminci yüzyılın başlarında daha belirgin bir düşünce sistemi haline geldiğinde, şartlandırma teknikleri psikoterapide önemli bir rol oynamaya başladı.
Davranışçı model bir zamanlar olduğu kadar baskın olmasa da, yöntemlerinin çoğu bugün hala popülerliğini koruyor. Bu terapi modeli, danışanların sorunlu davranışlarını değiştirmesine yardımcı olmak için genellikle klasik koşullandırma, edimsel koşullandırma ve sosyal öğrenme yöntemlerini kullanır.
Bilişsel Davranışçı Terapi
Bilişsel davranışçı terapi (BDT; CBT) olarak bilinen yaklaşım, hastaların davranışlarını etkileyen düşünce ve duyguları anlamalarına yardımcı olan psikoterapötik bir tedavidir. BDT yoğunlukla fobiler, bağımlılık, depresyon ve kaygı bozuklukları gibi bir dizi durumu tedavi etmek için kullanılan etkin bir yöntemdir.
BDT, olumsuz düşünceleri ve uyumsuz davranışları değiştirmek için bilişsel ve davranışsal teknikleri içerir. Yaklaşım, insanların sıkıntı yaşamalarına katkıda bulunan temel düşünceleri ve bu düşüncelerden kaynaklanan sorunlu davranışları değiştirmelerine yardımcı olur.

Bilişsel Terapi
Psikologların, insanın düşünce süreçlerinin davranış ve işleyişi nasıl etkilediği üzerine odaklanmasıyla birlikte, 1960'ların bilişsel devrimi psikoterapi pratiği üzerinde de büyük bir etkiye sahip olmuştur.
Örneğin, her durumun olumsuz yönlerini görme eğilimindeyseniz, muhtemelen daha karamsar bir bakış açısına ve genel olarak daha kasvetli bir ruh haline sahip olmanız kaçınılmazdır.
Bilişsel terapinin amacı, bu tür düşünmeye yol açan bilişsel çarpıklıkları belirlemek ve onları daha gerçekçi ve olumlu olanlarla değiştirmektir. Böylelikle bunu yaparak, bireyler ruh hallerini ve genel refahlarını iyileştirebilirler.

Hümanist Terapi
1950'lerden başlayarak, hümanist psikoloji olarak bilinen düşünce yaklaşımı psikoterapiyi etkilemeye başlamıştır. Hümanist psikolog Carl Rogers, birey merkezli terapi olarak bilinen ve terapistin danışana koşulsuz olumlu saygı göstermesine odaklanan bir yaklaşım geliştirmiştir.
Günümüzde bu yaklaşımın yönleri yaygın olarak kullanılmaktadır. Psikoterapide hümanist yaklaşım, insanların potansiyellerini en üst düzeye çıkarmasına yardımcı olmaya odaklanarak kendini keşfetmenin, özgür iradenin ve kendini gerçekleştirmenin önemini vurgular.

Psikanalitik Terapi
Psikoterapi, antik Yunanlıların zamanına kadar çeşitli şekillerde uygulanmış olsa da, resmi başlangıcını, Sigmund Freud'un hastalarla çalışmak için konuşma terapisini kullanmaya başlamasıyla almıştır. Freud tarafından yaygın olarak kullanılan teknikler, aktarım, rüya yorumu ve serbest çağrışım analizini kapsamaktadır.
Psikanalitik yaklaşım, davranışı etkileyebilecek bilinçsiz düşünce, duygu ve anıları araştırmak için bir kişinin düşüncelerini ve geçmiş deneyimlerini araştırmayı içerir.

Psikoterapi Nelere Yardımcı Olabilir?
Psikoterapi birçok teknik içerir ancak hepsi insanların zorlukların üstesinden gelmesine, başa çıkma stratejileri geliştirmesine ve daha mutlu ve sağlıklı yaşamlar sürmesine
yardımcı olmak için tasarlanmıştır. Psikolojik veya psikiyatrik bir bozukluğun belirtilerini yaşıyorsanız, zihinsel sağlık koşullarını değerlendirme, teşhis ve tedavi etme konusunda yetkin, eğitimli ve deneyimli bir psikoterapist tarafından yapılan değerlendirmeden faydalanabilirsiniz. Psikoterapi, aşağıdakiler de dahil olmak üzere çok çeşitli zihinsel sağlık durumlarını tedavi etmek için kullanılır:
Bağımlılık
Anksiyete bozuklukları
Bipolar bozukluk
Depresyon
Yeme Bozuklukları
Obsesif Kompulsif Bozukluk
Fobiler
Travmatik Sonrası Stres Bozukluğu
Madde Kullanımı
Ek olarak, psikoterapinin insanların aşağıdakilerle başa çıkmasına yardımcı olduğu bulunmuştur:
Kronik ağrı veya ciddi hastalıklar
Boşanma ve ayrılıklar
Keder veya kayıp
Uykusuzluk
Kendine güvensizlik
İlişki sorunları
Stres

Psikoterapiden En İyi Nasıl Yararlanılır?
Terapinin etkinliği çok çeşitli faktörlere bağlı olarak değişebilir. Sorununuzun doğası ve ciddiyeti ise bir rol oynayacaktır ancak seanslarınızdan en iyi şekilde yararlanmak için yapabileceğiniz bazı şeyler de vardır:
Terapistinize karşı dürüst olmak: Sorunlarınızı veya duygularınızı saklamaya çalışmayın. Amacınız, kişiliğinizin ortaya çıkarmaktan korktuğunuz yönlerini gizlemeye çalışmadan
gerçek benliğinize temas edebilmenizi sağlamaktır.
Duygularınızı hissetmek: Keder, öfke, korku veya kıskançlık gibi olumsuz veya üzücü duyguları saklamaya çalışmayın. Bu duygular hakkında terapi bağlamında konuşmak, onları daha iyi anlamanıza yardımcı olabilir.
Sürece açık olmak: Terapistinizle açık ve gerçek bir terapötik ittifak oluşturmaya çalışın. Bazı araştırmalar, terapinin, sizi tedavi eden ruh sağlığı uzmanıyla bir bağlantı hissettiğinizde daha etkili olduğunu bulmuştur.
Seanslarınıza katılmak: Hayatta her zaman bizi meşgul edecek şeyler vardır ancak elinizden geldiğince tedavi planınıza ve planlanan randevularınıza bağlı kalmaya çalışın.
Çalışmayı yapmak: Terapistiniz seanslarınızın dışında çalışmak üzere ödev verirse, bir sonraki seanstan önce bitirmeye çalışın.
Psikoterapinin Faydaları
Psikoterapi genellikle diğer terapi türlerinden daha uygun maliyetlidir ve farmakolojik tedaviye ihtiyaç duymayanlar için uygun bir seçenektir.
Yaşamınızda bir akıl sağlığı uzmanına danışarak iyileştirilebilecek "kötü" bir şey olduğunu hissetseniz bile, psikoterapinin olası faydalarından yararlanabilirsiniz.
Psikoterapinin dikkate değer faydaları şunlardır:
Gelişmiş iletişim becerileri
Daha sağlıklı düşünme kalıpları ve olumsuz düşüncelere karşı daha fazla farkındalık
Hayatınız hakkında daha fazla içgörü
Daha sağlıklı seçimler yapabilme
Sıkıntıyı yönetmek için daha iyi başa çıkma stratejileri
Daha güçlü aile bağları

Verimlilik
Psikoterapiye yöneltilen en büyük eleştirilerden biri, psikoterapinin etkinliğini sorgulamaktadır. Hans Eysenck adlı bir psikolog, erken dönem ve sıklıkla alıntılanan bir çalışmada, psikoterapi alıp almadıklarına bakılmaksızın, katılımcıların üçte ikisinin iki yıl içinde kendi kendine düzeldiğini veya iyileştiğini buldu.
Bununla birlikte, daha sonraki çok sayıda çalışmada araştırmacılar, psikoterapinin danışanların yaşamlarında refah seviyelerini artırabildiğine dair bir sonuca ulaştılar. Verywell Mind'in Terapi Maliyeti Anketi, terapideki her 10 Amerikalıdan 8'inin yüksek maliyetlere rağmen bunun iyi bir yatırım olduğuna inandığını bulmuştur. Bu bulgulara ek
olarak:
%91'i aldıkları tedavinin kalitesinden memnun
%84'ü kişisel akıl sağlığı hedeflerine yönelik ilerlemelerinden memnun
%78'i terapinin hedeflerine ulaşmada büyük bir rol oynadığına inanıyor
İstatistikçi ve psikolog Bruce Wampold, "The Great Psychotherapy Debate" adlı kitabında, terapistin kişiliği ve tedavinin etkinliğine olan inancı gibi faktörlerin psikoterapinin sonucunda önemli bir rol oynadığını bildirmiştir.
Şaşırtıcı bir şekilde, Wampold, terapi türünün ve tedavinin teorik temelinin sonuç üzerinde bir etkisi olmadığını öne sürmüştür. Anlaşmazlık, araştırmacıları psikoterapinin etkinliğini incelemeye devam etmeye motive etmiştir.
Günümüzde gerçekleştirelen araştırmalar ise bu bilgileri çürüterek psikoterapinin bazı anksiyete bozuklukları, duygudurum bozuklukları ve yeme bozukluklarıyla, keder ve travma için en etkili tedavi yöntemi olduğunu göstermiştir.

***
Hem terapistler hem de danışanlar için bir takım sorunlar veya endişeler vardır. Psikoterapistlerin danışanlara hizmet sunarken bilgilendirilmiş onam, hasta mahremiyeti ve görüşme yapısında önemini belirtmek zorunda oldukları hassas konuları göz önünde bulundurması gerekir.
Bilgilendirilmiş onam, danışana tedaviyle ilgili tüm potansiyel riskler ve faydalar hakkında bilgi vermeyi içerir. Tedavinin tam yapısını, olası riskleri, maliyetleri ve mevcut alternatifleri açıklar. Uyarı yükümlülüğü, danışan başka bir kişi için risk oluşturuyorsa, danışmanlara ve terapistlere gizliliği ihlal etme hakkı verir.
Danışanlar, doğası gereği son derece kişisel ve hassas konuları sık sık tartıştıkları için, psikoterapistlerin de hastanın gizlilik hakkını korumalarını gerektiren yasal bir yükümlülüğü vardır. Bununla birlikte, psikoterapistlerin hasta mahremiyetini ihlal etme hakkına sahip olduğu durumlardan biri danışanların kendilerine veya başkalarına karşı yakın bir tehdit oluşturmasıdır.

Psikoterapiye İhtiyacınız Olduğunu Nasıl Anlarsınız?
Psikoterapinin hayatınızdaki sorunlara yardımcı olabileceğini fark edebilirsiniz ancak yine de yardım aramak veya bir profesyonelle konuşma zamanının geldiğini anlamak zor olabilir.
Bir psikoterapiste başvurma zamanının geldiğini gösteren bazı önemli işaretler şunlardır:
Sorun, hayatınızda önemli bir sıkıntıya veya aksamalara sebebiyet veriyorsa. Karşılaştığınız sorunun okul, iş ve ilişkiler dahil olmak üzere hayatınızın bir dizi önemli alanını kesintiye uğrattığını düşünüyorsanız, psikoterapiyi denemenin zamanı gelmiş olabilir.
Sağlıksız veya tehlikeli başa çıkma mekanizmalarına sığınmışsanız. Kendinizi sorunlarınızı atabilmek adına sigara içmek, içki içmek, aşırı yemek yemek veya hayal kırıklıklarınızı başkalarından çıkarmak gibi sağlıksız yollarla uğraşırken buluyorsanız, psikoterapi daha sağlıklı ve daha faydalı başa çıkma stratejileri bulmanıza yardımcı olabilir.
Arkadaşlarınız ve aileniz sizin iyiliğiniz için endişeleniyorsa. Mevcut durumunuz yakın ilişki içerisinde olduğunuz insanların duygusal sağlığınız için endişelendiği bir noktaya geldiyse, psikoterapinin psikolojik durumunuzu iyileştirip iyileştiremeyeceğini görmenin zamanı gelmiş olabilir.
Şimdiye kadar denediğiniz hiçbir şey yardımcı olmadıysa. Kendi kendine yardım kitapları okudunuz, internette okuduğunuz bazı teknikleri keşfettiniz, hatta sorunu görmezden gelmeye çalıştınız ancak her şey aynı kalıyor veya daha da kötüye gidiyor gibi hissedebilirsiniz.
Hastalar arasında terapiyle ilgili yaygın bir yanlış anlama kendinizi hemen daha iyi hissetmeye başlayacağınız yönündedir ancak gerçek şu ki psikoterapi görüşmeleri ihtiyaç duyduğunuz psikoterapinin türüne ve semptomlarınızın şiddetine bağlı olarak zaman alan bireysel bir süreçtir.

Nasıl Başlanır?
Psikoterapi, bir dizi psikolojik sorun için etkili bir tedavi seçeneği olabilir. Hayatınız, yardıma ihtiyaç duyduğunuzu farkettirecek sıkıntıya yükselene kadar beklemek zorunda değilsiniz. Ne kadar erken ulaşırsanız daha sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmek için ihtiyacınız olan yardımı o kadar çabuk alırsınız.
Farklı terapistleri denemekten korkmayın. Psikoterapi hem bir sanat hem de bir bilimdir. Seanslarınızın sizlere yardımcı olduğunu hissetmiyorsanız ya da mevcut terapistinizle empatik bir ilişki kurulmadığını düşünüyorsanız, başka biriyle terapiyi denemek sorun değildir. Kendinizi rahat hissedeceğiniz bir profesyonel bulana kadar aramaya devam edebilirsiniz.
Yazının orijinaline ‘’Verryvell Mind, What Is Psychotherapy?’’ başlığı ile ulaşabilirsiniz.
Keyifli okumalar

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Berra ALKAN Arşivi
SON YAZILAR