Prof.Dr.N.Karaismailoğlu

Prof.Dr.N.Karaismailoğlu

Osteoporoz

Halk arasında "kemik erimesi" olarak isimlendirilir. Veya kemiğin kalitesinin bozulması, kemiğin zayıflamasıdır.

Daha önceki yazımda gençliği bekleyen tehlikelerden bahsetmiştim. Gençlik önemlidir. Kişinin kendisi için, ailesi için, toplum için, millet ve dünya için. İyi geçen bir gençlik dönemi çok önemlidir. Bu çağda bütün iyi özelliklerin kazanılmasının yanında, bu dönem kötü alışkanlıklar edinilmesi için de en zayıf dönemdir.

Gençlikte kazanılan alışkanlıklar hayat boyu sürer ve ilerde kendisi için huzurlu bir hayat, çevresi için uyumlu, verimli bir bireyin kazanılmasında önemli rol oynar. Aynı şekilde kişinin gençliğinde aldığı iyi bir eğitim nasıl geleceği için çok önemliyse, gencin beslenme biçimi de gelecek hayatı için de o kadar önemlidir.

Beslenmeye en önemli örnek kemiklerdir. Kemikler daha anne karnındayken oluşur ve vücudumuza şekil veren, organlarımızı taşıyan çok önemli yapılar haline gelir. Dolayısıyla bunların sağlam kalması hayati fonksiyonları ziyadesiyle etkiler. Sağlam kemiğin temelleri de gençlik yıllarında atılır. Kemiğin en önemli besin kaynağı kalsiyumdur. Kalsiyum besin kaynaklarımızda bolca mevcut ama alanlar ve alabilenler için. Süt, yoğurt, sebzeler, balık gibi ürünlerde bu vitaminden bolca var. Gençlerimiz artık eski kahvaltılara pek rağbet etmemekte, süt, yoğurt, peynir yememekte, sandviç, pasta, cips gibi yiyecekleri daha çok tercih etmekte. Bu nedenle kemikleri yeterli kalsiyum alamamaktadır.

Kemik, kalsiyumu ancak 30 yaşına kadar depolayabilmektedir. Bu yaştan sonra alınan kalsiyum artık depolanamamakta, ancak günlük ihtiyaçlara cevap vermektedir. Bu nedenle, kalsiyumdan zengin beslenme gençler için çok daha önemlidir. Ve gençliğinde yeterli kalsiyum alamayan kemik, yaşla beraber hızla zayıflamakta. Yolda baston yardımıyla zorla yürüyen, sanki geçirdiği yılların yükünü taşıyor gibi görünen yaşlı bir insanın yürüyüş şekli daha çok onun kemiklerinin zayıflamasından, kuvvetinin azalmasından kaynaklanmaktadır. Acaba bu yürüyüş şeklini bir miktar düzeltmek imkanı elimizde var mı? Gelecek yazımda bu konuya değineceğim. Sağlıklı günler dilerim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof.Dr.N.Karaismailoğlu Arşivi
SON YAZILAR