NELER OLUYOR ...NELER...

İstanbul 'Gezi Parkı'ndaki gösteriler,Direniş hareketi yurt geneline yayıldı.Medyadan yansıtılan görüntüler olayın giderek tırmandığı ve katılımın bir anda 75 İli kapsadığı ve 750 bin sınırına dayandığı görüldü.

Organize olduğu kesin!.Hükümet yetkilileri ve Başbakan'ın yaptığı açıklamalar bildik türden. Provakasyon,marjinal gruptan sızmaların, Hükümet muhalifi güç odakları ve(İran,Suriye bağlantılı) yabancı istihbarat elemanların marifeti olarak yorumlar getirildi.Hırsızın suçu varsa, ev sahibinin hiç mi, suçu kabahati yok.Var elbet.Sorumluluğu da..MademÜlke yönetiminden sorumlusun her türlü yetki ve halk desteği arkanda,madem ki,Çıraklık,Kalfalık döneminden “Ustalık” dönemindesin ona göre tedbir,ona göre önsezi,toplum hassasiyetini ve psikolojisini dikkate alarak ,toplumu bilgilendirip, ikna edilmesi gerekmez miydi?

Başbakan ne yaptı?Olayların faturasını Muhalefete kesti.Muhalif diye yaftaladığı grupları suçladı. Polis devreye sokuldu.Sokak çatışmalarına,arbedelere ve orantısız güç kullanımı ,gaz ve Toma dehşetiyle olayların inatlaşmaya ,çatışmaya dönüşmesine sebep oldu.Vaktiyle “fasa fiso”diye hafifsenen olaylara,üç beş çapulcu”diye aşağılanan sessiz yığınların tencere ,tava protestolarına mizahi uslupla gırgır geçildi.Başbakan'ın bir TV programında “gerekirse 1 milyon kişiyi meydanlara indirecek gücün iki dudağı arasında olduğunu dile getirmesi,olayların cesametini ve vehametini artırmış,dost ve müttefik ülke liderlerinden bile “İtidal çağrısı”müdahalesine olanak tanınmıştır.

Başbakan'ın ,böylesi kriz ortamlarında sıkışınca yurtdışı ziyaretlere giderek “tebdil-i mekanda ferahlık”aradığı biliniyor.O yüzden Başbakan Vekili B.Arınç'ın “özür dilemesi”,Cumhurbaşkanı A.Gül'ün, olay fenomeni yapılan BDP'li vekil ile görüşmesi ve direnişçilerle “Ben protestocular diyorum”diyaloga girilmesi tansiyonu düşürmüştür.Tabii olayların başında soruna i,lşkin Yargı kararını da hesaba katmak lazım..

AKP siyasetin dili ve siyaset malzemesi kurulduğu günden bu güne hep gerilim ,çatışma üzerinedir.Kendi siyaset çizgisinin dışında kalan grup,zümre,siyaset ve zihniyetler ile hep bir hesaplaşma içinde yer almıştır.Kanaatim o ki, Başbakan'ın gönlünden geçenler ile dilinden dökülenler farklı,ya da aldığı eğitim ve edsindiği tecrübe kararlarında etkili olsa da Danışmanların telkininden fazlaca etkileniyor olmalı.Sonra söylemlerinin farklı algılamalara sebep olduğunu anlayınca Karizmasının çizeceği vehmine kapılarak “helallik” telkinine sığınıyor.

Bir başka yanlışlığı Demokrasiyi sindirememe meselesi..Eleştriyi farklı algılamasıdır.Kendisine yanlış telkinlerde bulunulduğu izlenimi var.Kasıt ve hedef sizsiniz diye kuşku ve vehim aşılıyorlar.Hükümete yönelen her muhalif görüş,siyaset argümanı vaktiye mürteci ve irtica tehdidi ile toplumu dizayn eden bu çevrelerin,bu gün Hükümeti ,”faşistlikle ,despotizimle,Tek adamlılıkla, diktatörlükle “suçlamaları bir çelişkiyi ortaya koyuyor.

Medyanın olayları bu derece göstermesine aldanıp bazı aymazların “Türk Baharı!!”yorumu yapmaları dikkat çekici.Yaz ortasındayız ,ne baharı?Hem kim ,kime karşı?Bazı iktidar yalakası grup olayları yorumlarken,ikide bir kalkıp % 51 lik oyu takaza etmeleri yok mu?İz'an sorunu bir yana, bir gerçeği vurguluyor.AKP yönetim zihniyeti ,aldığı yüzde oyla kendini ülkenin sahibi görüyor,tıpkı Anonim şirket mantığı ile her oyu hisse senedi hükmünde meşrulaştırıp,sözü her istediğimi yapmaya hakkım var”demeye getiriyor..Karar alıcıların zihinlerin arkasında bu algı var!

Bakınız 3.cü Boğaz köprüsüne biile ad verilmesi sorun oluyor.“istemezükçü”ler baş kaldırıyor.Yavuz Sultan Selim isminden rahatsızlar.Halife'yi Katliyamcı(!)görüyorlar.Yezid yerine koyuyorlar. Öncesinden adı ;cadde,sokak,mahalle ve okullara verilmesini bir yana koyuyorum..Fatih,Kanuni bu anlamda çok mu masum!?Kardeş katline cevaz vermesi,-Evlatlarını”katlettiren bir Padişahı' n da adının verilmesi sakınca olmaz mı?

Amaç o değil.Amaç Türk adı ve Türk tarihinden kurtulmak..Anayasa hazırlık süreciyle başlayan bu kimliksizleştirme ve Türksüzleştirmenin nelere vardığını görmeliyiz.Buna kapı açan kim?Ama Köprünün adı “Barış “konulsa ,PKK ileÖcalan canisi ile uzlaşmayı çağrıştırıcı bir ad bulunsa inanın kimsenin, üç beş ağaç için meydanları dolduranların hassasiyetini göstermesinden emişn olamazsınız.Bu gerilim ve tartışma daha çok su kaldırır.AKP her icraatında bu gerilim ve tartışma ortamından kaybettiği fire oyları geri devşiriyor.İnşallah özür dileyerek geri adım atılmaz.

Bir önerim var.3. Boğaz Köprüsünün adı: Deli Dumrul olsun!Nasılsa gelen geçenden para alınacak.. Hem de zülfiyara dokunmamış olur!

NOT: Türk islam aleminin mübaret Mir'aç Kandili'ni kutluyor,bize ve tüm insanlığa hayırlara vesile olmasını Cenab-ıHaktan niyaz ediyorum...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Anayol Arşivi
SON YAZILAR