Ne ala memleket! Gel babana gel!!

Bizde siyaset gerginlik ve çatışma üzerine kurulur..İktidarı ile muhalefeti ile ve hatta sivil bazı gruplar fırsatı kaçırmaz.Hele de “Din”eksenli,dini hassasiyetleri öne çıkaran tartışmalar hepsinin gündemindedir.. Örgütlü kuruluşlar,sivil dernekler,sendikalar kendi payına düşen çatışma ortamını meydanlara taşırlar..Temel ilke : haklar verilmezse,çatışmayla ,eylemle alınır!

Bu olayların dışardan etkilenmediğini söylemek zor.”Bahar” olmasa da tatlı/sert bir başkaldırı görüntüsü ,algısı,yanlış sayılmaz.Ne yazık ki,toplumun büyük kesimi olayları önemsemiyor.

Baştan beri,gündemi meşgul ettiği için Hükümet bu tür olayları “izlemekle” yetiniyor.Hatta olayları Demokratikleşme, özgürleşme,değişim rüzgarı, dönüşüm, statükonun yıkılışı,vesayet rejiminin tasfiyesi,yeniden yapılanma,Darbelerin sona ermesi mantığı içersinde “Cumhuriyetin temel değerleri “nin aşınmasına,sorgulanmasına ses çıkarılmıyor.Demokrasilerde rejimin kendini korumaması aymazlığı olabilir mi?Devlet ve millet bütünlüğüne yönelik saldırıları küçümseyen tavır takınılması, Eskinin(!)yerine yeni şeyler koyuluyor,bu değerlere(!), “ezber bozan” mantığı ile bakılması doğru mu?Sorgulanması gerekn bu.Bir dönüşüm, değişim iddiasıdır,gidiyor. Hükümetin her uygulaması bu mantık penceresinden bakılıyor.

Söz gelişi “Yeni Anayasa hazırlıkları”rejimin,Devletin değiştirilme beklentisi hakim.Solcusundan,Siyasi islamcısına ,Numaralı Cumhuriyetçisinden ,ABD/AB dayatmacısına kadar 82 Anayasa'sına ağız birliği etmişçesine “eski,dayatma,askeri,darbe,çağın gerisinde ,toplumun taleplerinden uzak” içerik ve nitelikte tanımlanması ilginç değil mi?”Üzerine “namus/yemin” edilmesine rağmen ,”17 ye yakın değişiklik ,110'a yakın tadilat yapılmasına rağmen”hala eski Anayasa'dan söz edilmesi,akla “değiştirilemez'in değiştirilmesi” geliyor...O yüzden geçersiz sayılmaya çalışılıyor.

Din eksenli,dindarlık kisvesi altında kamuoyundaki tartışmalar sözde dindarları koruma ,din karşıtları aleyhinde “ bir sorun olmamasına karşılık ” çatışma ortamı yaratılmaya çalışılıyor.Yok böyle bir ayrı/gayrılık diye karşı çıkanlar,susturuluyor,uysallaştırılıyor,tepelerinde ”referandum” kılıcı sallanıyor,meclis aritmetiği,Medya baskısı ,TV programları, tek seslilik çatışmaları körüklüyor.

Niyet okuma anlamı çıkarılmamalıdır; ama,hep dini ve milli hassasiyetler üzerinde odaklanan tartışmalar iki cephede sürüyor.İktidarın günah keçisi çok.Bahanesi çok.Öteledikleri sorunlara ilişkin çözümleri engelleyen çok.”Bakın biz,şunu şunu yapmak istiyoruz,engel olanlar var.”Kim bunlar?El-Cevap:Derin devlet! Kamusal alanda güçlenmiş, derin yapı içinde gizlenmiş bürokratlar . Simaları tanıdık :Ergenekoncular, Darbeciler / Balyozcular, Statükocular,Dindarların ezeli ve ebedi hasmı Laikçiler,İttihatçı artıkları..Dikkat edin sayılanlar içersinde ne eski,ne yeni Mandacılar yok. Muhipçiler yok.Bölücüler yok,İtilaf ve Hürriyetçi artıkları , Savaş kaçkını,Kuvvacı düşmanları yok.. Sevrcileri/Mondoroscuları bulamazsınız.Cumhuriyet düşmanları yok...

12 Eylül'ün egemenleri de aynı zihniyette idiler,tekçi ve tekelciydiler..Çatışmanın iki tarafında ya Ülkücüler,ya Devrimcileri görüelerdi.Ya sağcıyı ,ya solcuyu koyarlardı.Akıllara Devletin içinde gizlenmiş üçüncü bir el,yabancı servis ajanları,CIA,KGB,MOSSAD,M 16 gelmezdi. Avcı rolünü üstlenen satılık/ tetikçi kalemler,otel lobilerinde fink attığı çok sonraları su yüzüne çıktı.”Beşli çete”nin işini insan canı üzerinde papatya falı açmaktı.”Bir sağdan,bir soldan” kararı ile “oduncu kantarını adaletin terazisi” yerine koymaktı..

Bugün rol kesenler, dün suya sabuna dokunmayan temizlik müptelaları,sözde özgürlük müptezelleri, Demokrasi havarileri; Solcular,Komünistler,renksizler,devrimci şarkıları eşliğinde Taksim'de 1 Mayısta kol kola giren!...”Selamünaleyküm yoldaşlar!.” nidalarıyla sanırsın ki”Taksim Meydanı”na Camii temel atma törenine gelmişler!...Hoş gelişler ola!...DA...

Türk'e soy kardeşliğini çok görenler,”Türk'ün Türk'ten başka dostu yok”,denilince asabiyetten şah damarı çatlayanlar, yoldaşlık selamını hak edecek ne yaptılar?Bu samimiyet,ünsiyet nereden çıktı? Liboş/yoldaş kardeşliği,ılımsal din kardeşliği(!) ile sentezlenir.Türkiye'de Türk -islam sentezinin bir de Marksist “Devrimci müslüman” versiyonu olur!.

Ey Millet! biz,bu filmi daha önce seyretmedik mi?Bakın,kostümler aynı,renkler aynı!.28 Şubat şafağında,bir kez rastlaşmıştık bu yüzlerle..Acaba neden ,1 Mayıs İşçi Bayramı günü birden bire ortaya çıktılar ? Fadime'si,Gündüz'ü,Ali Kalkancı'sı?Durduk yerde ,enişte baldızı niye dürtsün!

Aklımın almadığı, 30 bin polisin görev yaptığı bir alanda 100/200 kişilik yüzü maskeli Vandal grubu çekiçler, baltalar, taşlarla etrafa saldırıyor,tepede helikopter ,kameralar çekiyor; nasıl engel olunamıyor?. Garip!?Bu ne acizlik,vurdumduymazlık,beceriksizlik?Yoksa, bunlar da diğerleri gibi provakasyonun bir parçası mı?Lübnan'daki Falanjistler,Müslüman solcular(!), Kaplancılar(!), Hizbullahçılar(!),Hizbut-tahrirciler(!),Küresel güçlerin kadife elli ,Soros çocukları geçerken mi uğradılar? “Mehdi ordusu”nun azaplı öncüleri olabilir mi?

Çok değil ;5/10 yıl sonra kimin kim olduğu çıkar ortaya! Bir bakmışsınız olayları provoke edenler,”geçmişte Çorum/Malatya/Kahramanmaraş “olaylarında Yargıda aklansalar da birileri çıkar bir “Garabet”narası atar,işin içine Ülkücüleri sokuverirler.Kıyısından köşesinden bulaştırıverirler!.Eee.İstihbaratlar boş durmuyordur herhalde!!..Bir bakmışsın Ülkücülere “Gel babana gel!”deyivermişler!.....Baba ,Devletdir ha!Başka anlam yüklemeyin!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Anayol Arşivi
SON YAZILAR